1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.10.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu20 Ekim 2005
https://p.dw.com/p/Abon

Alman ve Avrupa basınına bugün, Saddam Hüseyin’in dün Bağdat’ta yargılanmaya başlaması, Avrupa Birliği’ne sıçrayan kuş gribi salgını ve Kafkasya’da yaşanan terör olayları damgasını vuruyor…

Saddam Hüseyin, devrilmesinden yaklaşık 2,5 yıl sonra dün Bağdat’ta kendisi için kurulan özel mahkemede hakim karşısına çıktı. Baas Partili 7 kişi ile birlikte yargılanan Saddam Hüseyin’e kimlik tespiti için adını soran hakim „Benim kim olduğumu bilmiyor musunuz“ yanıtı ile karşılaştı. Alman Frankfurter Allgemeine gazetesi bugünkü baskısında, Saddam Hüseyin’in mahkemedeki tutumunu ve davayı şöyle yorumluyor:

„Eli kanlı devrik bir lider yargılanmaya başladı. Suçlamalar ise cinayete azmettirme, insanları sürgüne zorlama, keyfi tutuklatmalar ve insanlık suçu işlemek. Saddam Hüseyin’in mahkemenin yetkisini tanımayacağı önceden belliydi, çünkü Saddam Hüseyin kendini hala Irak Devlet Başkanı olarak görüyor. Saddam ve 7 yakın çalışanının yargılanması uzun vadede ne getirir bilinmez. Ancak devrik liderin dünkü tutumuna bakılırsa, Irak’ta ulusal bir barış sürecinden söz etmek zor. Saddam’ın yandaşları, kurulan mahkemeyi sadece göstermelik bir yargı olarak nitelendiriyor ve Saddam’ı kahraman kabul ediyor. Devrik liderin gazabına uğrayanlar ise onu ’korku cumhuriyetinin eli kanlı eski lideri’ olarak görmekte.“

Berlin’de yayımlanan Die Welt gazetesi ise Saddam Hüseyin’in yargılanmasını Ortadoğu’da bir ilkin gerçekleşmesi olarak değerlendiriyor:

„Saddam Hüseyin’in hakim karşısına çıkması ile Irak ve Ortadoğu tarihinde ilk kez bir devlet adamı insanlık suçu işlemekten dolayı yargılanmaya başladı. Irak, Suriye, Mısır ve diğer Arap ülkeleri vatandaşları insanlık suçu işlemiş devrik bir lideri ilk kez televizyondan hakim önünde görüyorlar. Saddam Hüseyin’in yargılanması sırasında işlediği hunharca cinayetler gün ışığına çıkabilir ise Irak’ta çok şey değişecek. Saddam ölüm cezasına çarptırılsa da çarptırılmasa da demokrasi adına büyük ilerlemeler kaydedilmiş olacak.“

İsviçre’nin Bern kentinde yayımlanan Berner Zeitung gazetesi ise sadece Saddam Hüseyin ve eski rejimin yedi mensubunun yüksek cezalara çarptırılmasının yeterli olmayacağını yazıyor. Gazete kariyer yapmak adına işlenen cinayetlere ses çıkarmayan ya da seyirci kalanların da Irak’ta yaşanan katliamlardan sorumlu olduğunu vurguluyor.

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yayımlanan Nepszabadsag gazetesi ise Irak’ın geçmişte tek bir azınlığın yönettiği bir diktatörlük, şimdi ise federal yapıya dönüşmekte olan bir devlet olduğunu yazıyor. Yorumun devamında şu satırları okuyoruz:

„Irak’ta şu anda kurulmakta olan sistem, ülkenin kurucuları ve yıllarca yönetimini elinde bulunduranları sistem dışı bırakmakta. Bu anlamda da yeni yapılanmanın gelecek vadetmediği söylenebilir. Komşusu Lübnan’a baktığınızda, orada da sistemin farklı dini ve ulusal azınlıklardan oluşan federal bir yapıda olduğunu görüyoruz, ancak demokrasinin formülü gibi görünen ve klanlar ile milislerden oluşan bu yapı Lübnan’da yıllarca demokrasiye değil, çatışmalara ve iç savaşlara neden oldu.“

Romanya ve Türkiye’nin ardından Yunanistan’da da kuş gribi vakalarına rastlanması Avrupa’da panik yarattı. Rostock’de yayımlanan Alman Ostsee Zeitung gazetesi „Konu salgın bir hastalık olunca vatandaş paniğe kapılıyor, oysa olay duygusal değil bilimsel boyutta ele alınmalı“ diyor yorumunda. Gazete ayrıca hastalığın insanlara sıcraması olasılığının düşük olduğunu belirtip, şimdilik sadece hayvanlarda rastlanan bir virüs olduğuna bir kez daha dikkat çekiyor. Hollanda’nın Lahey kentinde yayımlanan Throw gazetesi ise kuş gribi salgınına karşın Avrupa Birliği’nin ciddi önlemler alması gerektiği yazıyor. Yorum şöyle devam ediyor:

„Avrupa Birliği, Avrupa ülkelerinde kuş gribi vakalarına rastlanmasına şaşırmış görünüyor, oysa hastalık Asya’da uzun zamandır kol geziyordu. Birlik virüsün sadece orada kalacağını düşündü herhalde. Durumun ne kadar ciddi olduğunu ise hastalık kapısının önünde ortaya çıkınca anladı. Virüsün yayılmasını engellemek için gerekli olan tüm önlemler alınmalı. Avrupa Birliği bunun için diğer bazı işlerini bir süreliğine kenara itebilir.“

Çeçenistan’a komşu olan Kabartay-Balkar Cumhuruyeti’nin başkente Nalçik’te geçen hafta Çeçen militanlar eşzamanlı eylemler düzenlemiş, meydana gelen çatışmalarda 90’dan fazla kişi yaşamını yitirmişti. Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi Çeçen savaşçıların Dağıstan, Kuzey Osetya ve İnguş Cumhuriyeti’ni neredeyse olağanüstü hal bölgesine dönüştürdüğünü belirtiyor yorumunda:

„Rusya, Çeçen saldırganların vuracağını bildiği için son aylarda bölgede tatbikatlar düzenledi. Aslında Çeçen askerlerin teröristlerden daha fazla parası ve silahı var, ancak Çeçen militanlar yine de mağlup edilemiyor. Putin bedelini masum halkın ödediği dişe diş göze göz taktiği ile karşılık veriyor, bu yüzden Putin’den nefret eden halk sözde bağımsızlık savaşçısı olan Çeçen militanları destekleyebiliyor.“