1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

2005 yılında dünya ekonomisi

Andreas Becker31 Aralık 2005

2005 yılı dünya genelinde birçok arasında ekonomi alanında gerginlik ve belirsizliğe sahne oldu. DW'den Andreas Becker, dünya ekonomisinin 2005 yılındaki iniş-çıkışlarını derledi...

https://p.dw.com/p/Abab

Dünya Bankası dünya ticaretinin tamamen liberalleştirilmesinin yılda 200 milyar dolarlık ek gelir doğuracağını ve bunun yarısının da kalkınma halindeki ülkelerin payına düşeceğini hesaplamış. Bu avantaja rağmen, Ticaret Bakanları ancak asgari müştereklerde birleşip sanayi ülkelerinde uygulanan tarım sübvansiyonlarının 2013 yılına kadar kaldırılmasında anlaşabildiler. Dünyanın en fakir ülkelerine sanayileşmiş batıya biraz daha fazla ihracat yapmasına imkan tanıyacak olan bu uzlaşma tatminkar bulunmadı ve uzmanlar dünya ticaretine ivme kazandırma fırsatının Hongkong buluşmasında heba edildiğini söylediler.

2005 Avrupa uçak sanayii açısından büyük bir hamleyle başladı ve dünyanın en büyük yolcu uçağı ilk uçuşunu yaptı. A 380’e ekonomik durgunluk geçiren Avrupa’nın ekonomik canlanma sembolü gözüyle bakılıyordu. Euro bölgesinin büyüme hızı yüzde 1,5’ta kalırken Amerikan ekonomisi 2005 yılında yüzde 3,5 oranında büyüdü. Ama Amerikan ekonomisi de bazı branşlarda kriz geçiriyordu. Dev havayolu şirketleri kontkordato ilan ederken dünya otomotivcilğinin bir numarası General Motors da zarardan dönebilmek için en az 30 bin kişiyi işten çıkaracağını duyurdu.

Global rekabet

Maryland Üniversitesi profesörlerinden Peter Morrici’yi göre, Betlehem, AT&T ve bazı havayolu şirketleri gibi GM’in de geçmişteki başarılarına rağmen hızla değişen global rekabet şartlarına ayak uyduramadığını’, söylüyor.

Toyota örneği

2006’da otomotivcilikte dünya birincisi olmaya hazırlanan Toyota Japon ekonomisindeki silkinişe iyi bir örnek teşkil ediyor. 15 yıllık durgunluk ve daralma dönemini geride bırakarak yeniden büyümeye başlayan Japon ekonomisi özelleştirmede de dev adımlar attı. 50 yıldır iktidarı kaptırmayan Liberal Demokrat Parti’li Başbakan Koizumi partisinden gelen direnişe rağmen posta idaresini özel sektöre satmaktaki kararlılığını şu sözlerle dile getiriyordu:

‘Dört yıl önce partimin dağılması pahasına da olsa reformları gerçekleştireceğimi söylemiştim. Posta hizmetlerini özelleştirilmekle halka verdiğim sözü tutmuş oldum.’

2005 alnı zamanda ucuz para döneminin kapandığı yıl oldu. Amerikan merkez bankası 12. kez yükselttiği ana faiz haddini yüzde 4,25’e çıkarırken Euro bölgesinin merkez bankası’na borçlanma faizi yüzde 2,25’te kaldı.

Başta ham petrol olmak üzere enerji fiyatları tırmanışa geçti. Petrolün varil fiyatı 70 dolarla yeni bir rekor kırdı. Hızla artan talebin yetersiz rafinasyon kapasitesiyle karşılaşması fiyatları azdırdı, diyen uluslararası enerji ajansı baş iktisatçısı Fatih Birol piyasanın dengelenmesi için ne yapılması gerektiğini şöyle özetliyor:

‘Artan talebi karşılayabilmeleri için yakın doğu ülkelerinin yılda 23 milyar dolarlık yatırım yapıp üretimi arttırmaları gerekir. Ama son on yıldır yatırım hacmi bu rakkamın altında kalıyor.’

Artan enerji fiyatları dünyanın en büyük doğalgaz ihracatçısı Rusya’da kamu kuruluşu Gazprom’un yerli rakiplerini yutup adeta tekelci konumuna gelmesine yaradı.

Sanayi ülkeleri hedeflerin gerisinde kaldı

Sanayi ülkeleri fakirliğin 2015 yılına kadar yarı yarıya azaltılmasını öngören BM hedeflerinin çok gerisinde kaldılar. Almanya Ekonomik İşbirliği Bakanı Wieczorek Zeul AB ülkelerinin 2015 yılına kadar, kalkınma yardımlarına ayrılan parayı gayrı safi yurtiçi hasılanın binde yedisi’ne çıkarmak azminde olduklarını ve diğer donör devletlerden de aynı adımları beklediklerini söylüyordu...

Dünyanın en fakir ülkelerinin 40 milyar euroluk dış borçlarının silinmesi ve milenyum zirveleri, Rolf Langhhammer gibi objektif bir ekonomist açısından yeterli olamazdı.

‘Afrika’nın kök salmış sorunları bir zirveyle ya da borç affıyla çözümlenemez. Düzelmenin en önemli şartı Afrika ülkelerindeki siyasi sistemin yenilenmesidir.’

Tekstilde kota sorunu

Tekstil ticaretindeki kotaların kalkması hızla büyüyen Çin’e doping oldu. 2005, Çin’in ABD’nin ardından dünyanın en büyük ikinci ekonomisi yolunda büyük hamle yaptığı bir yıl oldu.

İklimin korunması

İklimin değişmesi, Kyoto protokolü, sera gazı emisyonunun sınırlandırılması.....Montreal’deki dünya iklim zirvesinde sadece 2012 sonrası için yeni hedeflerin belirlenmesi kararlaştırılabildi. Global karbondioksit emisyonunun dörtte birinden sorumlu olan ABD’nin Başkanı George W. Bush’u ikna etmek ise mümkün olmadı:

ABD Başkanı olarak muazzam işsizliğe yol açabilecek bir anlaşmayı imzalayamam. Benim için Kyoto sonrası mühim. Modern teknolojilerin yardımıyla ilerde, sera gazı emisyonunu kontrol altına alabiliriz.’

Büyük beklentilerin küçük başarılarla karşılanabildiği 2005 ardında, beklentiyle netice arasındaki uçurumun biraz daha kapanması umudunu bıraktı.