1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.01.2009 - Alman basınından özetler

Derleyen: Murat Çelikkafa20 Ocak 2009

20.01.2009 tarihli Alman basınında Erdoğan'ın Brüksel temasları, ABD'nin yeni Başkanı Obama'dan beklentiler, Gazze'de son durum ve Hessen eyaletindeki seçimlerin federal düzeydeki muhtemel etkileri ele alınıyor.

https://p.dw.com/p/GcT7
Fotoğraf: dpa

Freiburg'da yayımalanan Badische Zeitung, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel temaslarına ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Türkiye Başbakanı Brüksel'de müzakerelerin ağır aksak ilerlediğinden şikayet etti ve yapılan reformları anlattı. Bununla birlikte Erdoğan, 'ikinci sınıf üyelik' olarak nitelendirdiği imtiyazlı ortaklık statüsüne razı olmayacaklarını da vurgulayarak, Avrupa'nın Kıbrıs'tan ziyade Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu savundu. Başbakan Erdoğan Türkmenistan, Azerbaycan ve Kazakistan doğalgazlarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırılabileceğini belirtti. AB Komisyonu Başkanı, bu tür pazarlıklara açık olduğunun sinyalini daha önce de vermişti. Brüksel, Moskova'ya 'başka kaynaklardan da doğalgaz tedarik edebiliriz' mesajını veriyor. Ankara'ya verilebilecek mesaj ise şu olmalı: Eğer enerji sorunumuzu aşmamıza yardımcı olursanız, biz de reformlar konusundaki ağır ilerleyişinize göz yumarız. Tabi Avrupalı seçmenlerin böyle bir alışverişe sıcak bakıp bakmayacakları ayrı bir konu."

Alman basınında Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel temasları haber sayfalarında da geniş bir şekilde işleniyor. Erdoğan'ın hem ülkesinin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği için hem destek aradığını hem de bazı başta enerji konusu olmak üzere tehditlerde bulunduğunu ve pazarlıkta elini güçlendirmek istediğini kayden gazeteler, farklı yönleriyle Türkiye-AB ilişkilerini işliyor. Örneğin Süddeutsche Zeitung'da yeni Başmüzakereci Egemen Bağış'ın geniş bir portresi yer alıyor. Portre'de "Türklerin yeni Avrupa Bakanı büyük bir pazarlama yeteneğine sahip" ifadesi dikkat çekiyor.

Bugünkü Alman gazetelerinin geniş bir şekilde üzerinde durdukları konulardan biri de bugün yemin ederek göreve başlayacak olan ABD'nin 44'üncü Başkanı Baracak Obama'dan beklentiler. Düsseldorf'ta çıkan Handelsblatt şu saptamayı yapıyor:

"Aşılması gereken engeller ne kadar büyük olursa olsun, Beyaz Saray'ın yeni evsahibi Barack Obama bunu başarabilir. 4 Kasım seçimlerinde seçmenlerin yüzde 52'sinin desteğini alan Obama, görevine geniş bir kamuoyu desteğiyle başlıyor. 1992'de Bill Cilniton'un sahip olduğu destek, Barack Obama'ya oranla yaklaşık on puan daha düşüktü. Burada asıl önemli olan, Obama'nın zafere Demokrat Parti sayesinde değil, daha çok kendi çabaları ve hazırladığı mükemmel bir organizasyonla ulaşmış olmasıdır."

İsrail-Hamas savaşından sonra ortaya çıkan tabloyu Frankfurter Allgemeine Zeitung şöyle yorumluyor:

"1300 ölü ve 5300'den fazla yaralı... Hamas'ın İsrail'i provake etmesi neticesinde Filistin halkı işte böylesine yüksek bir kan diyeti ödemek zorunda kaldı. Bu çok korkunç bir rakam. 'Dökme Kurşun' adlı İsrail operasyonunun devletler hukuku açısından birtakım müeyyideleri olur ya da olmaz. Ama İsrail'in bir açmaza düştüğü kesin: Bir yandan meşru müdafa hakkını kullanıyor diğer yandansa paravan olarak sivilleri kullanan ve yerleşim birimlerinde mevzilenen bir düşmanla mücadele ediyor."

Hessen eyaletinde yapılan parlamento seçimlerinin federal düzeydeki muhtemel etkilerini irdeleyen Lübecker Nachrichten ise şu görüşlere yer veriyor:

"Şu andaki tabloya bakıldığında Hristiyan Demokrat Parti, genel seçimlere oldukça rahat bir şekilde girebilir. Hür Demokrat Parti'yle koalisyon oluşturma gibi güçlü bir seçeneği mevcut. Eğer bunun için gerekli çoğunluk sağlanamazsa o zaman Sosyal Demokrat Parti'nin de büyük koalisyonu devam ettirme konusunda pek de çekimser davranmayacağı kuvvetle muhtemel. Çünkü bu parti büyük bir krize saplandı."