1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1910 Presseschau 1

19 Ekim 2011

Alman gazetelerindeki yorumlarda bugün İsrail ve Filistin arasındaki tarihi takas ve Avrupa Adalet Divanı’nın insan embriyolarından elde edilen kök hücreye patent verilmesini yasaklama kararı ön plana çıkıyor.

https://p.dw.com/p/12v1r

Beş yıldır Hamas'ın elinde bulunan İsrailli asker Gilad Şalit ile İsrail cezaevlerinde bulunan Filistinli tutukluların bir kısmı dün sevinç gösterileri eşliğinde takas edildi. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

"Yıllardan bu yana ilk kez Filistinliler'in esaretinde bulunan İsrailli bir asker, sağlıklı olarak ülkesine dönüyor. Bu nedenle Gilad Şalit'in beş yılın ardından ailesine ve memleketine dönmesi nedeniyle yaşanan sevinç ve mutluluk, anlaşılır bir durum. Bu nedenle birçok İsrailli de cezaevlerindeki Filistinliler'in bir kısmının serbest bırakılmasını memniyetle karşıladı. Ancak bu duruma şüpheyle yaklaşanlar da var. Yakın zamanda başka asker kaçırmalarının da olacağını düşünülüyor, çünkü Şalit'in karşılığında bir bölümü ağır suç işlemiş olan 1027 Filistinli tutuklu da özgürlüğünü kazanmış oldu. Bu tutukluların işlediği suçlara kurban gidenlerin yakınları için bu durum korkunç olmalı. Bazıları bu zorlu takasın ardından Filistin, İsrail ve Mısır arasında aslında ölmüş olan barış sürecinin yeniden canlanacağını umabilir. Bunun için azami bir güven ortamı oluştu. Ancak binden fazla Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasıyla İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Filistin tarafına yeterince taviz verdiğine inanıyor. İşte bu nedenle Filistin Özerk Yönetim Konseyi Başkanı Mahmud Abbas'a önemli bir müzakere teklifinde bulunması, ancak bir mucize olur.“

Münih merkezli Süddeutsche Zeitung ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"İsrail ve Filistinliler arasında şimdiye dek süren uzun çatışma tarihinde yaşandığı gibi ‚senin tutukluların benim tutuklularım' şeklindeki hesaplar, sorunun çözümüne katkı sağlamıyor. İki taraf arasındaki adaletsizlikler, haksızlıklar böyle çözümlenemez. İşte bu nedenle her iki taraf arasında, istikrarlı, güvenli bir ülke kurulmasını garanti edecek, çok açık ve net ilişkilerin sağlanması önemli. Ancak bir devlet, her iki tarafın da ihtiyacı olan koruma zırhını sağlar ve önce iki taraf arasına mesafe konulmasını, sonra ise ilişkilerin normale dönmesini sağlayabilir. Bu barış çözümünü öngören görüşmeler 26 Ekim'de başlıyor. Şalit olayı, her iki tarafın belki de bu anın öneminin farkına vardığının göstergesi. Çünkü İsrail ve Filistinliler karşılıklı esaretlerinden, ancak iki devletli çözümü benimseyip, sorunlarını bir kenara bırakarak kurtulabilirler.“

Bugünkü gazetelerde yer bulan bir başka önemli konu ise Avrupa Adalet Divanı'nın bilimsel araştırmalarda kullanılmak üzere insan embriyolarından kök hücre elde edilmesi konusunda patent verilmesini yasaklaması. Kölner Stadt-Anzeiger'in yorumu şöyle:

"İnsan embriyolarından kök hücre elde edilmesi, ancak embriyoların yok edilmesiyle sağlanıyor. Peki ama bu sayede ortaya çıkan ürün, ahlâki nedenlerden ötürü mü patent almaya uygun değil? Hakimler bu noktada embriyoları, insan oluşumuna giden bir organizma olarak değerlendirerek, organizmanın bilimsel amaçlarla da olsa yok edilmesinin, insan onurunun korunması ilkesiyle çelişeceğiyle açıklamaya gayret etti. Ancak embrioyaların insan onurunu hak edip hak etmediği konusunda bugüne kadar ikna edici bir tez ortaya konulmuş değil. Aksini kanıtlayan bir tez de yok. Aslında bu konu, vicdanî bir mesele.”

Stuttgarter Zeitung'un yorumu ise şöyle:

“Patent hakkı, buluş yapanlara, icatlarıyla para kazanmalarını mümkün hale getiriyor. Yani tıpta, bilim ve ekonomi bir araya gelmiş oluyor. Kamu sektörü piyasada satılabilecek hale gelebilecek bir ilaç ya da ürünün geliştirilmesini maddi olarak sağlayamaz. Adalet Divanı'nın kararı bu nedenle kök hücre araştırmalarından elde edilen bilgilerin, tıbbi terapilerde kullanılmasını engelleyecektir. Bazı bilim insanları, araştırmacılar şu soruyu soracaktır, o zaman neden araştırma yapıyoruz?”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Gezal Acer