1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

19.07.2005 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay19 Temmuz 2005
https://p.dw.com/p/Abps

Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında varılan suçluların iadesiyle ilgili genel tutuklama emrinin Almanya’da uygulanabilmesi için federal meclis tarafından çıkarılan yasa Almanya Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Kanunun, Alman vatandaşlarının dış ülkelerdeki adli takibattan korunmasına dair anayasa maddesine aykırı olduğuna hükmeden Anayasa Mahkemesi’nin kararı bugünkü Alman gazetelerinin haber ve yorum köşelerini işgal eden konuların başında geliyor. Kararın açıklanmasının hemen ardından İspanya tarafından iadesi istenen Suriye asıllı bir Alman vatandaşının tahliye edilmesi, Almanya Adalet Bakanı tarafından terör ile mücadeleye indirilmiş bir darbe olarak tanımlandı. Alman basınındaki yorumlarda ise farklı görüşler dile getiriliyor. Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:

„Anayasa Mahkemesinin Avrupa tutuklama emriyle ilgili yasayı bu şekliyle iptal etmesi AB kurumlarını değil, birlik bünyesindeki anlaşmanın sunduğu imkanları vatandaşları lehinde değerlendiremeyen milli yasama organını hedef alıyor. İptal kararı, milli hukuk düzeninin tek tip Avrupa yaratma baskısına feda edilemeyeceğini göstermektedir. Brüksel farklı tavsiyede de bulunsa anayasayla garanti edilen temel haklar devlet tarafından korunmalıdır.“

Anayasa mahkemesinin Avrupa tutuklama emri uygulama yasasını iptal etmesini federal hükümete ve meclise indirilmiş bir şamar olarak tanımlayan Handelsblatt gazetesi, iptal kararının Avrupa tutuklama emrine karşı alınmadığını hatırlatıyor ve yorumunu şöyle sürdürüyor:

„Aksine, Avrupa tutuklama emrinin çıkarılmasında geç bile kalındı. Teröristler, insan tacirleri ve kara para aklayanlar uluslararası çapta faaliyet gösterdikleri için cezai takibatın milli sınırlarda son bulması düşünülemez. Avrupa Birliği’nin tutuklama emriyle ilgili kuralları, sadece yurt dışında suç işleyenlerin iade edilmesini öngörüyor. Her Alman vatandaşı iade kararını mahkemeye inceletme hakkına sahip olmalı. Adalet Bakanı ve Almanya meclisinin her hukuk devleti için geçerli olması gereken bu hususları gözden kaçırmaları neredeyse görevi ihmal kapsamına girer.“

AB Dışişleri Bakanları Konseyi Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin çerçeve belgesiyle ilgili görüşmeyi dönem başkanı İngiltere’nin önerisi üzerine Eylül ayına erteledi. Buluşmada Kıbrıs Rum yönetimi gümrük birliğinin on yeni üyeyi kapsayacak şekilde gernişletilmesiyle ilgili protokolün Türkiye tarafından imzalanması gerektiğini hatırlatırken Avusturya Dışişleri Bakanı Plassnik Türkiye’nin Birlik üyeliğinin esas olarak tartışmaya açılmasını istedi. Son anketlere göre AB genelinde Türkiye’nin üyeliğinden yana olanların oranı yüzde 35’i bulurken Birlik vatandaşlarının yüzde 52’si Türkiye’yi aralarında görmek istemiyor. Süddeutsche Zeitung gazetesi Bakanlar Konseyi toplantısını şöyle yorumlamış:

„İngiltere dışişleri bakanı Jack Straw, hiç bir konuyu tartışmaktan kaçmayacak kadar cesur olduğunu söyledikten sonra dönem başkanı sıfatıyla yönettiği toplantıda Birlik’in Türkiye politikasıyla ilgili tartışmayı eylüle erteletti. AB, herkesin fısıldaştığı bir konuda susmayı tercih ediyor. Devlet ve hükümet başkanlarının aralık ayında Türkiye’ye sundukları perspektif solmaya başladı. Bunda Avrupa Anayasası ile ilgili çiftte referandum hezimetinin de payı var. Fransızlar ve Hollandalılar Asya’ya kadar uzayan sınırsız bir Avrupa istemediklerini oylarıyla dile getirirken Türkiye’nin reform hamleleri de yavaşlamaya başladı. Brüksel’deki Türkiye dostlarının seslerini kısmalarında bu da rol oynadı. Ancak Jack Straw’ın AB’ni birbuçuk ay boyunca susmaya mahkum etmesi gülünçtür. Bu yasağa zaten kimse uymuyor. AB’ndeki kriz konunun, Türkiye’ye adil bir şans tanıyacak samimiyetle açıkça tartışılmasını gerektirir. Ama aynı zamanda Avrupa’nın nerede bitmmesi gerektiği de aynı samimiyetle tartışılmalıdır. Bundan kaçmak Birlik’e zarar verir ve aynı zamanda korkaklıktır da.“

Son yorumu Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinden aktarıyoruz. Konu ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’nin ziyaret edeceği, Ortadoğu’da şiddetin yeniden tırmanmaya başlaması:

„Şiddet üç cephede birden sürüyor. Yerleşimciler Başbakan Şaron, radikal Filistinliler başbakanları Mahmud Abbas, ve barış ortağı olduklarını söyleyen İsrail, Filistinliler ile mücadele ediyor. İsrail hükümeti, yerleşim bölgelerini hedef alan roket saldırıları sona ermediği takdirde sert misillemede bulunacağını gizlemiyor. Roketlerin İslami Cihad ve çok daha güçlü olan Hamas tarafından fırlatılması Kudüs yönetimi açısından farketmiyor. Görünüşe göre İslamcılar gibi yerleşimciler de Gazze Şeridi’nin tahliyesini farklı nedenlerle sabote etmek istiyorlar.“