1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

19.04.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar19 Nisan 2007

Bugünkü Alman basınında, Malatya’daki Hıristiyanlık ile ilgili kitaplar yayımlayan Zirve yayınevine yapılan ve aralarında Alman vatandaşının da bulunduğu üç kişinin öldürüldüğü baskına ilişkin yorumlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/Abid

Münih’te yayımlanan Münchner Merkur gazetesi yorumunda özetle şu görüşlere yer veriyor: “AB’ne üye olma yolunda her yolu mübah sayan Ankara hükümeti aksini iddia etse de, aslında Türkiye’de köktendinci İslam’ın ilerleyişi, laiklik sözcüğüyle maskelenmeye çalışılıyor. Hükümet köktendinci bu ilerleyişi, çok paralar sarfederek, tek taraflı yasalar çıkartarak, köktendinci etki altındaki kuran okullarını destekleyerek ve farklı inanışta olanlara karşı yoğun baskı yöntemleri kullanarak desteklemekte.”

Bild gazetesinin yorumu da özetle şöyle: “Korkunç bir vahşet yaşandı! Türkiye’de, aralarında bir Alman’ın da bulunduğu üç kişi, Hrisyanlığa ilişkin yazıları bastıkları ve yaydıkları için vahşi bir cinayete kurban gitti. Korkunç bir olay! Hep uyarıda bulunan bazı çevreler, bu katliamdan sonra yeniden şunu haykıracaklardır: Türkiye medeni Avrupa değerlerinden uzak, Hristiyanların takibe uğradığı barbar bir ülke. Ama tam da işte bu noktada korkak caniler hedefine ulaşmış olacaktır: Onlar ne pahasına olursa olsun Ortaçağ’a dönmeyi istiyorlar. Onların sıktıkları silah, modern ve Avrupai bir Türkiye’ye sıkılmıştır. Türk mercileri, -her olağan hukuk devletinde ve tüm Avrupa’da olduğu üzere- bu vahşet olayını derhal ve eksiksiz aydınlığa çıkartmalı, suçluları adalete teslim etmelidir.”

Halle’de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung’un yorumunda da şu satırları okuyoruz:”Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Hannover Fuarı’nın açılışını fırsat bilerek yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB’ne tam üye olmak istediğini bir kez daha vurgulamıştı. Ama şimdi, dini fanatikler tarafından işlendiği tahmin edilen bu cinayetler, modern, aydınlanmış bir Türkiye görüntüsünü bulundırıyor. Farklı düşünen, farklı inançlara sahip insanlara asgari saygı ve hoşgörüye sahip olmadığı su yüzüne çıkan bir ülke ile Avrupa’nın ortaklık kurma konusunu yeniden ele alma zorunluluğu doğmuştur.”

Son olarak Bonn’da çıkan General Anzeiger gazetesinin yorumuna göz atıyoruz: “Malatya’da meydana gelen katliamdan sonra, hiç kimse üç Hristiyan’ı gırtlaklayanların akli dengesi bozuk, tek tek kişiler olduğunu iddia etmesin! Şu son 15 ay içerisinde Trabzon’da katolik rahip Santoro’nun ve daha sonra İstanbul’un göbeğinde gazeteci Hrant Dink’in akli dengesi yerinde olmayan ve arkalarında bir örgüt bulunmayan kişiler tarafından öldürüldüğü açıklamasıyla, bu kendini korumaya yönelik refleks tavırlar artık aşınmıştır. Saldırıya uğrayan Hıristiyan yayınevinin çalışanları, yerel merciler ile siyasi parti yandaşlarının, halkı kendilerine karşı kışkırttığı yönündeki şikayetleri yıllardan beri dile getirmekteydiler.”