Alman basınından özetler

Koblenz’de yayımlanan Rhein-Zeitung gazetesinin, Almanya’da pilot uygulaması tamamlanan “isimsiz başvuru” projesine ilişkin değerlendirmesi şöyle:

“(İş yerlerine ve stajlara başvurularda) kişinin cinsiyeti, yaşı, medeni durumu ve etnik kökenine ilişkin kriterlere gerek duyulmadığı zaman ön seçimin daha objektif olacağı, daha baştan önyargılara düşülmeyeceği ortaya çıkıyor. Bu tarzdaki uygulamalar genç kadınların, ileri yaştaki adayların ve göçmenlerin başvurularına bir şans tanınmasına ve mülakatlara davet edilmelerine yardım edecektir. Ancak bu ilk engelin ortadan kaldırılması da ancak, eğer bu konuda karar verecek olan yetkili bir süreden beri uygulamada olan dışlanma ile mücadele yasasını ciddiye alır ve bu yasaya göre davranırsa mümkün olacaktır. Ama başvurularda fotoğraf kullanılacak mı, kullanılmayacak mı bunlar bir yana, mülakatta iyi bir izlenim bırakma konusunda sonuçta adayın sadece kendisi sorumludur.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi ise dünya çapındaki silahlanmaya ilişkin SIPRI raporunu değerlendirdiği yorumunda Rusya ve Çin’in bu konuda öne çıkmasının endişe yarattığını belirterek şu görüşlere yer veriyor:

“Buradan çıkan sonuç şu: Ekonomik açıdan gelişen ülkeler, bu gelişmelerini askerî güç gösterileri ile gözler önüne seriyorlar. Çin Halk Cumhuriyeti, silahlı kuvvetlerini savunma görevinden saldırı imkanlarına yönelen bir şekilde yeniden yapılandırıyor. Batılı askeri yetkilileri, örneğin ses duvarını aşma kabiliyetindeki pilotsuz savaş uçağı endişelendiriyor. ABD'nin de endişeleri var. Amerikan yönetimi, Çin’in gerçek askeri harcamalarının, resmi açıklamalarda bildirilenden üç kat daha fazla olduğunu öne sürüyor.”

Münchner Merkur gazetesinin Norveç’te önceki gün başlayan ve dün ikinci duruşması yapılan Breivik davasına ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Bu konuda kamuoyuna açık normal bir dava süreci dışında başka bir seçenek yok. Hukuk devletinin gücü, en vahşi cinayetleri bile soğukkanlı bir biçimde başka davalara da baktığı aynı adalet terazisi ile tartmasından kaynaklanıyor. Breivik’in kendi uydurduğu ‘Tapınak Şövalyeleri’nin yalan giysilerini üzerinden yırtıp atarak, onun insanlığın karşısında adi bir katil olarak tüm çıplaklığı ile kalmasını, onu tek başına bırakarak belki vicdan muhasebesine girmesini sağlayacak olanlar, bu davaya bakan yargıçlardır.”

Berliner Morgenpost gazetesi ise aynı konudaki yorumunda, ‘Breivik yüzünden demokratik ve liberal geleneklerini bir tarafa bırakmayan kahraman Norveçlilere saygı duyulmasına rağmen, genel olarak kamuoyunun mahkeme salonu dışında bırakılması yönünde karar alınsaydı daha iyi olurdu’ diyor ve ekliyor:

“Canlı şova gerek yok. Ve bizi burada ilgilendiren mahkeme salonundan etrafa yayılacak terapinin nasıl bir etki yapacağı da değil. Şimdi önemli olan, sanığın en fazla ihtiyacını hissettiği şeyi, dünya çapında milyonlarca seyircinin onu izleme imkanını elinden almaktır. Global bir korku şovu, temel insanlık hakkı değildir! Onun için de bunun engellenmesi gerekir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu