1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

17.08.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı17 Ağustos 2006
https://p.dw.com/p/AblO

Avrupa Birliği’nin terörle mücadele için geliştirdiği yeni önlemler ve Ortadoğu ile ilgili gelişmeler, bugünkü Alman basınının haber, yorum ve inceleme sütunlarında yankı buluyor.

Stuttgarter Zeitung gazetesi, terörle mücadeleyle görevli kurumlara düşen göreve dikkat çekiyor:

“Terörle mücadelede gelinen nokta, polis ve gizli servis teşkilatlarının her zamankinden daha yakın işbirliği içinde çalışmasını, gereksiz engellerin bir tarafa kaldırılmasını gerekli kılıyor. Varsa eğer, bu kurumların birlikte çalışmasını özgürlükçü hukuk devletinin kuralları değil, kişisel tercihler ve şahsi dirençler köstekliyor. Terörle mücadele söz konusu olunca kurumların ve şahısların prestijlerini gözetmekten vazgeçmeli, nihai hedefe, terörle mücadelenin başarıya ulaşmasına yoğunlaşılmalı.“

Süddeutsche Zeitung gazetesi de Londra’da Avrupa Birliği içişleri bakanlarını biraraya getiren toplantı bağlamında terörle mücadele konusunu değerlendiriyor:

“Bugünlerde İngiltere’de bir anket yapılacak olsa kamuoyunun çok büyük bir bölümünün terörle mücadelede daha sert önlemler alınmasını talep ettiği ortaya çıkacak. Araştırmalar, İngiliz halkının yalnızca terör zanlıları değil terörist olabileceğinden kuşkulanılan herkese karşı daha ağır düzenlemeler yapılmasını talep ettiğini gün ışığına çıkacaracak. Hatta aşırı sağcı İngiliz Ulusal Partisi genel başkanı Nick Griffin daha da ileri gidip 15 ila 50 yaşları arasındaki bütün Müslümanlara genel uçuş yasağı getirilmesi gerektiğini ilan etti. Umarız İngiliz halkından bu talebi Griffin’den başka kimse paylaşmıyordur.“

Alman gazeteleri, Almanya’nın Ortadoğu barış misyonunda nasıl bir görev üstlenmesi gerektiğini tartışmaya devam ediyor. Frankfurt’ta çıkan Frankfurter Neue Presse gazetesi, Almanya’nın Ortadoğu misyonunun pek çok soru işaretine yol açtığına değiniyor:

„Bugünlerde Lübnan’a asker göndermemizin kaçınılmaz olduğunu savunanlar Birleşmiş Milletler’e karşı üstlenilmesi gereken sorumluluklardan ve uluslararası topluluğun bir parçası olmanın getirdiği yükümlülüklerden söz ediyor. Hangi sorumluluk, neyin yükümlülüğü? Bu soruların Birleşmiş Milletler’de, Avrupa Birliği’nde, Alman hükümetinde verebilecek olan var mı? Lübnan için haftalarca üzerinde çalışılan ateşkese sonunda varıldı. Peki ya bundan sonra hangi adımlar atılacak? Sorularınızı dilediğiniz kadar çoğaltabilirsiniz ancak New York’tan, Berlin’den bunların cevabını beklemek nafile. Ortadoğu barış sürecinde kesinleştirilen, güvenceye alınmış bir düzenlemeden söz etmek mümkün değil.“