17.03.2006 - Alman basınından özetler...

Bugün Alman basınından Ortadoğu’daki gelişmeler, Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak politikası ve Avrupa Birliği’nin genişleme süreci ile ilgili yorumlar göze çarpıyor.

Düsseldorf’ta yayımlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt yorumunda, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’uın doktirinini ele alıyor:

“Bush’un doktrininin temelinde dünyaya özgürlük ve demokrasi yayma vizyonu yatıyor. Bu durum dış siyasette tevazu gösteren bir başkanın göreve geldikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyanın her bölgesinde varolması için misyonerlik çabasının da belgesi. Bush sadece alışılmış diktatörleri değil, Rusya ve Çin’i de teşhir etmekten çekinmiyor. Washington’un sert açıklamaları yeni rakip karşısında var olan memnuniyetsizliği gösteriyor.”

Ostthüringer Zeitung gazetesinde Bush’un Irak siyaseti ele alınıyor:

“Bu savaşa karşı direncin bu kadar fazla olduğu bir ortamda seçim mücadeleesi veya siyaset yapmak hiç de kolay değil. Irak misyonu hala zorluklar içindeki bir ülkede barış ve demokrasi kurma çabası olarak sunuluyor. Bush hala zafer kazanabileceğine inanıyor. Birçok Amerikalı için de zafer kazanmak birliklerin bir an önce çekilmesinden daha büyük önem taşıyor. Bu nedenle Kasım ayında seçilecek yeni kongre de Irak misyonunu destekleyen bir eğilime sahip olacak.”

Financial Times Deuschland gazetesi Amerika Birleşik Devletleri ve İran arasında Irak konusunda yapılması planlanan görüşmeleri ele alıyor:

“İran çoğu zaman anlaşamalar bağlı kalmadı. Herhale Amerika’nın üzerindeki baskı arttığı için Irak konusunda çözüme ulaşmak adına böyle bir görüşme yapma ihtiyacı hissedildi. Amerikan güvenlik stratejisinde İran rejimi Irak’taki demorkatikleşme sürecini baltalayan bir unsur olarak görülüyor. Amerikan tarafı Irak konusundaki görüşmelerle nükleer anlaşmazlık konusunu birbirinden ayrı tutumakla doğru yapıyor. Komşusu Irak’ta istikrar sağlanması sonuçta İran’ın da yararına olacaktır.”

Die Welt gazetesi yorumunda, gazete Avrupa Parlamentosu’nun genişleme süreciyle ilgili tavrı eleştiriliyor:

“Hırvatistan, Bosna-Hersek ve bir gün Sırbistan’ı üyeliğe kabul etmek mantıklı. O zamana Avrupa’nın arka bahçesinde de nihayet barış sağlanmış olur. Ancak bütün diğer ülkeler daha sonu kestirilemeyen bir zaman birliğe alınmamalı veya baş tam üyelik dışında başka bir ortaklık kurulmalı. Parlamento Avrupa Komsiyonuna, birliğin yeni üyeler alma kapasitesini ve Avrupanın coğrafi sınırlarını belirlemesi için yıl sonuna kadar zaman verdi. Bu Ukrayna, Beyaz Rusya ve Türkiye gibi ülkeler için bir dönüm noktası anlamına geliyor. Bu ülkeler için alarm zilleri çalmaya başladı.”