TÜR 1608 Presseschau 1

Almanya Başbakanı Angela Merkel’le Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bugün Paris’te yapacakları görüşme, gazetelerde geniş yer buluyor. Westfälische Nachrichten, borç krizinin de görüşüleceği zirveyi şöyle değerlendiriyor :

“Brüksel’de yapılan AB Zirvesi’nden sonra Euro kurtarılmış, krizden çıkılmış görünüyordu. Ancak ardından borsalar çıldırdı. Bu, piyasaların siyasi liderlere duydukları güvensizliğin, sarsıcı bir belgesi. Bugün Başbakan Merkel ve Cumhurbaşkanı Sarkozy için Paris buluşması ‘daha önce görülmemişin yeniden hatırlanması’ olacak. Borç krizi geri geldi. Bu, Merkel ve Sarkozy için bir tavşan-kirpi yarışı. Üstelik bu buluşma, vahim bir duruma hazırlanılması için yapılan son buluşma olmayacak.”

Mannheimer Morgen ise aynı konuyla ilgili yorumunda, gelişmeleri, finans piyasalarının siyasetçilere yaptığı baskı açısından ele alıyor:

“Finans piyasaları, politikacılardan çok daha hızlı tepki göstermelerini daha yüksek sesle talep ettikçe, ulusal parlamentolar da, kendilerini, yetkilerinin usulca ellerinden alınmasını kabul etmeye daha fazla zorlanmış görüyor. Oysa bu sadece onların demokratik meşruiyetlerine zarar veriyor. Kim buna itiraz edip, böylesine zor zamanlarda bu korkuların dile getirilmesinin yerinin siyasi seminerler olduğunu söylüyorsa, bunun sonuçlarını hafife almamalı. Çünkü kamuoyunun kriz yönetimine güveni gittikçe azalıyor. Politika sahnesindeki siyasiler seçmenin gözünde finans cambazları ve borsa spekülatörleri tarafından yönlendirilip idare ediliyormuş gibi görülüyor.”

Bugünkü gazeteler, Schleswig Holstein Eyaleti’nde dokuz ay sonra yapılacak seçimlerde Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi’nin Başbakan adayı, Eyalet Teşkilatı Başkanı Christian von Boetticher’in adının karıştığı skandala da geniş yer veriyor. 40 yaşındaki politikacının, 16 yaşında bir genç kızla geçen yıl ilişki yaşadığını kabul etmesinin ardından görevlerinden istifa etmesini, Süddeutsche Zeitung şöyle yorumluyor:

“Von Boetticher, Başbakan Peter Harry Carstensen sayesinde kariyer basamaklarını tırmandı ve parti içinde, güçlü ve iyi bir yönetici olacağı yönünde var olan şüphelere rağmen, üst düzeyde görevlere getirildi. Peki ama bu neden tartışılmadı? Hrıstiyan Birlik içinde von Boetticher’e karşı olan partililer çaresizce yumruklarını sıktılar ve sessizce karşılarına bir fırsatın çıkmasını beklediler. Boetticher skandalı bir yıl öncesine dayanıyor. Peki ama neden şimdi son anda ortaya çıkıyor? 2012 mayısında yapılacak eyalet seçimleri öncesinde Hrıstiyan Demokrat Birlik adına yarışacak adayın değişmesi için mi? Hrıstiyan Demokrat Birlik bununla sadece Sosyal Demokrat Parti'yi önlemek mi, yoksa başbakan adayını belirlerken yaptığı yanlışı düzeltmek mi istiyor?”

Heilbronner Stimme’nin yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

“Boetticher skandalı, arta kalan muhafazakâr profili için mücadele eden Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi’ni, hazırlıksız yakaladı. Parti içinde birçok gelişme çok hızlı yaşandı: Nükleer enerjiden vazgeçiş, aile ve okul politikalarının değiştirilmesi ve şimdi de aşk serüveniyle gündeme gelen tartışmalı bir aday. Bu durumda umut bağlanan adaydan vazgeçildi. Üstelik meclis grup başkanlığından istifa etmesi bile beklendi -ki bu çok abartılı görünüyor.- Çünkü partinin, zaten az olan siyasi yeteneklerinin sayısını daha da azaltmayı nasıl kaldıracağı meçhul.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay