1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.06.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu16 Haziran 2004
https://p.dw.com/p/AbuN

Avrupa basınında bugün, Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in Irak yönetimine teslim edilmesi, Ortadoğu sorununun çözümü, Almanya Başbakanı Schröder’e Alman Sanayiciler Birliği’nin verdiği destek ve Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarıyla ilgili yorumlar dikkat çekiyor...

Alman Die Welt gazetesi, Irak’ın eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in Irak hükümetine teslim edilmesini yorum sütunlarına taşıyor ve şu ifadelere yer veriyor:

”Saddam Hüseyin’in uluslararası bir mahkemede ya da Amerikan yönetimince kurulacak bir mahkemede yargılanması kötü koku verirdi. Amerikan yönetimi, Saddam Hüseyin’i yargılamadığı için memnun olmalı. Halkına yıllardır terör estiren ve korku salan bu eski diktatör hiç kimseye, halkına karşı işlediği kadar suç işlemedi. Amerikan yönetiminin Saddam Hüseyin’in yargılanmasını Irak hükümetine bırakması, hükümete duyduğu güveni gösteriyor."

Hannoversche Allgemeine Zeitung da Saddam Hüseyin’in Irak hükümetine devredilmesini yorum sütunlarına taşımış:

”Saddam Hüseyin’in birkaç hafta önce ya da sonra Iraklılar’a teslim edilmesi önemli bir rol oynamıyor. Washington, Irak’ın eski liderini bir an önce vermek istiyor. Dava süreci, Saddam Hüseyin’in sadece politik bir lider olarak yargılanmasının ötesine geçecek. Iraklılar, bu davada 70’li yıllardan başlayıp Irak’a savaş açılması dönemine kadar süren Saddam Hüseyin dönemini yargılayacaklar. Bu sürece yoğunlaşılması, Irak’ta birçok insana acı olayları hatırlatacak. Ancak Saddam Hüseyin’in yargılanması süreci yeni bir başlangıç şansı yaratacak. Amerikan yönetiminin Irak politikası için de bir başlangıç teşkil edecek dava. Washington bu davayla, geriye dönüp geçtiğimiz yıllarda nasıl politikalar izlediğini gözden geçirme fırsatı yakalayacak. Çünkü ABD geçmişte Saddam Hüseyin’i destekledi. Birçok Amerikalı Amerikan yönetiminin bu gerçekle hesaplaşmasını uzun süredir bekliyor.”

Hamburg’da yayımlanan haftalık Stern dergisi ise Ortadoğu sorununa dikkat çekiyor ve Filistin Başkanı Arafat’la yapılan söyleşiye yer veriyor. Söyleşide Arafat, Ortadoğu barış süreci için özellikle Avrupalılar’dan yardım istiyor ve bunun Avrupa Birliği için büyük bir şans olacağına inandığını dile getiriyor. ABD’nin Irak’taki sorunlarının bitmeyeceğini, tam tersine artacağını söyleyen Arafat, ”ABD’nın en yakın müttefiki İngiltere Başbakanı Tony Blair bile, Bush ve İsrail Başbakanı Şaron’un Ortadoğu’da yaptıklarını doğru bulmuyor" diyor.

Moskova’da yayımlanan Nesawissimaja Gaseta, geçtiğimiz pazar günü yapılan AP seçimlerinde iktidar partilerinin oy kaybına uğradığına değiniyor:

”Yeni seçilen AP, birleşik Avrupa’da istikrarın sağlanacağının işaretini vermiyor. Herşeyden önce AB’nin özellikle büyük ülkelerinde iç politik mücadelle sertleşecek. Blair, Schröder ve Berlusconi izledikleri reform politikalarından geri adım atmayacaklarını açıkladılar. Chirac’sa Başbakan Raffarin’i görevden almayacağını söyledi. Ancak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde eğilim bu ülkelerde gelecek seçimlerde iktidar değişikliği yaşanacağının haberini veriyor."

Stuttgarter Zeitung gazetesi ise Alman Sanayiciler Birliği’nin Başbakan Gerhard Schröder’e izlediği reform politikalarında verdiği desteğe dikkat çekiyor. Birliğin Başkanı Michael Rogowski’nin dünkü toplantıda Schröder’e cesaret verdiğini belirten gazetedeki yorum şöyle devam ediyor:

”Geçtiğimiz pazar günkü seçimlerden sonra Schröder’in reform planlarını içeren Gündem 2010’la neleri riske attığı ve partisine nasıl zarar verdiğini gerçekten görmek gerekiyor. Rogovski’nin buna rağmen Schröder’i övmesi iki taraf için de tehlikeli. Sosyal Demokrat Parti’nin sorunlarının yenilenme sürecinde toplumun zorunlu sancılarını yansıttığını gittikçe daha iyi görüyoruz."

Basın özetlerimizin son yorumu Die Presse’den. Jan Keetman imzasıyla yayınlanan yorumda, eski DEP milletvekillerinin serbest bırakılmasına değiniliyor ve ”Bu durum Türk hükümetinin Kürt azınlıkla barışmasına katkı sağlayabilir” ifadesi kullanılıyor:

”Leyla Zana ile DEP milletvekillerinin serbest bırakılmasının, TRT’de Kürtçe yayınların başladığı güne denk gelmesinin tesadüf olduğu söyleniyor. Ancak böyle bir tesadüfe inanmak güç. Devletin üst düzey yetkilileri bunu daha çok Türkiye’nin AB üyeliği için bir jest olması için yapmış görünüyor. Ankara, bir yıl daha politik yasaklı olmasına rağmen bunu dikkate almaması halinde Leyla Zana’yı terörist damgasıyla ikinci kez kolayca cezaevine koyamayacağının farkında. Türkiye’nin bu riskten korkmaması, umut veriyor.”