16.02.2011 - Alman basınından özetler

Münchner Merkur gazetesi, Arap dünyasındaki isyan dalgasını analiz ettiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“İsyan dalgası başarılı olsa bile, o ülkelerdeki diktatörlüklerin ardından Batılı ülkelerin beklediği ve onların düşündüğü tarzda demokratik hükümetler işbaşına gelmeyecektir. Daha ziyade dinin, ama dünya kamuoyunu yıllardır şokta bırakan İslamî sapmaların olmadığı bir din anlayışının önemli rol oynayacağı İslamî hükümetler iktidara gelebilir. Bu da büyük bir başarı demek olur.”

Neue Osnabrücker Zeitung, İtalya’nın Lampedusa adasında yaşanan mülteci dramına ilişkin yorumunda, yaşananların AB’nin sığınma politikalarının iflasını gösterdiğini belirtiyor. Yorum şöyle devam ediyor.

“Avrupalıları uzunca bir süre birinci derecede ilgilendiren şey, Afrika’dan gelen mültecileri kendisinden nasıl uzak tutacağıydı. Avrupalılar, sınırların sıkı bir biçimde denetlenmesi için despotlara milyonluk para yardımı yapmaktan da çekinmediler. Şimdilerde Brüksel, Berlin ve Paris’deki sorumluların önünde yeni bir başlangıç fırsatı var. Sadece duyulan vicdan azabı nedeniyle Tunus ve Mısır’daki değişimleri coşkuyla alkışlamak yeterli değil. Kuzey Afrika, ya da başka bölgelerdeki insanlara cesaret verebilmek için, sözde kalmayıp, siyasi uygulamaya geçilmesi gerekmektedir.”

Coburger Tageblatt gazetesi de AB'yi sığınma politikaları konusunda eleştiriyor:

“AB, göçmenlerin (AB üyesi ülkeler içinde) paylaştırılmasında ortak bir yöntem ve adil bir kota sistemi oluşturacağı yerde, sırtını sınır koruma ajansı Frontex’e ve Kuzey Afrika’daki diktatörlere dayamayı tercih ediyor. Tunusluların özgürlük haykırışına bundan daha alaycı bir yanıt verilemezdi.”

Bugün birçok Alman gazetesi gibi Stuttgarter Zeitung da yorum köşesinde İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi hakkındaki yeni seks skandalını konu yapmış. Gazete, istifa kurumunu ima ederek, “Batı Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde siyasi-ahlakî açıdan bu kadar skandala batmış bir hükümet başkanının yapacağı şey açıktır” diyor ve ekliyor:

“Gece yarısı bir hayat kadını tarafından cep telefonunundan aranan bir başbakan, kendisini ziyaret ettiği kanıtlanmış ve üstüne üstlük reşit de olmayan başka bir hayat kadınını güvenlik güçlerinin elinden kurtarmak üzere, ayrıca yalan beyanda da bulunarak bir polis karakoluna telefonla baskı yapıyor. Böyle biri görevde kalamaz. Ama Berlusconi o kadar dibe vurmuştur ki, daha batması mümkün değildir. O yüzden de görevinde kalmaya devam ediyor.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi de “Berlusconi ne zaman istifa edecek” diye soruyor, ama buna niyeti olmadığını da belirtiyor:

“Berlusconi kendisini komplocu adalet mercilerinin kurbanı olarak görmeye devam ediyor. Görevde kalması gerektiğini, ancak ve ancak dokunulmazlık zırhı içinde olursa, yürütülmekte olan ve yeni açılan davalara karşı kendisini koruyabileceğini söylüyor. Ama Berlusconi, bu defaki suçlamaların diğerlerinkinden çok farklı olduğunu biliyor. ‘Ruby-Gate' diye adlandırılan skandalda daha fazla yolsuzluk ve vergi kaçırma suçlarından sözediliyor. Hayat kadınları ve hatta reşit olmayan çocuk yaştakilerle eğlencelere katılan bir başbakan, ülkesinin uluslararası areneda alay konusu olmasına meydan veriyor. Bu kişi hem ahlaki, hem de siyasi yönden her türlü krediyi yitirmiştir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu