1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.12.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Seda Sezer15 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/Abo9

Alman ve Avrupa gazetelerinde bugün Irak seçimleri, CIA tarafından kaçırılan Lübnan asıllı Alman vatandaşı El Masri’nin Alman Parlamentosu’nda ele alınması, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın Yahudi soykırımı ile ilgili açıklamaları ve yazar Orhan Pamuk davasıyla ilgili yorumlar dikkat çekiyor.

Basın turumuza Paris’te yayınlanan bağımsız Le Monde gazetesinin bugün Irak’ta yapılan seçimlerle ilgili yorumu şöyle:

“Askeri bir çözüm tek başına yeterli olmadığı için Amerikalılar oy pusularıyla Irak’ta yeniden asayişi sağlamaya çalışıyor. Ancak olaylar durulmuyor, aksine durum daha da kötüye gidiyor. Yapılacak tek şey, iktidara gelecek Şii çoğunluğun Sünniler’in haklarını da gözeteceğini ummak. Kürtler, zaten özerkliklerinin tadını çıkarıyor. Ancak bu seçimlerin asayişi tekrar sağlamak için yeterli olacağına inanmak da safdillik olur. Amerikan yönetimi, birliklerini direnişin daha da artmasını göze alarak Irak’ta tutmaya devam mı etmeli? Yoksa iç savaş riskini göze alıp çekmeli mi? Bush, kendi yarattığı çıkmazdan kurtulmak için bir orta yol bulmalı.”

Muhafazakar İngiliz gazetesi Daily Telegraph, Sünniler’in seçime katılımının büyük bir gelişme olduğunu yazıyor:

“Irak seçimleri, Saddam’ın Bağdat’taki heykeli 32 ay önce kaidesinden indirilmesinden bu yana en önemli başarı. Ülkede devam eden şiddet geçiş döneminde umutları söndürse de, şu an iyimser olmak için yeterli neden var. Sünniler politik süreçte yer almaya karar verdi. Bu, Ekim ayındaki referandumda belli oldu. Ancak şimdi bir belge onaylanmayacak, bir parlamento seçilecek. Sünni azınlığın katılımının yüksekliği siyasi manzaradaki gelişimi belirleyecek.”

Roma’da yayınlanan La Republica gazetesi Irak ile ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Ülkedeki silahlı mücadelenin sona ermesi yolunda siyasi süreçte ilk adım atılıyor. Ancak henüz tünelin sonunda ışık görünmüyor. Irak’ta bugün iki cephe bulunuyor, askeri cepheye şimdi bir de politik cephe eklendi. Birinci cephede askeri bir zafer olasılığı görülmüyor. Amerikalılar, birliklerini bir an önce çekmek veya azaltmak istediklerinin işaretlerini veriyor. Ancak tam bir çekilmeye henüz izin veremezler.”

Lübnan asıllı Alman vatandaşı Halid El Masri’nin CIA tarafından kaçırılmasının Almanya’da neden olduğu skandalla ilgili olarak Saechsische Zeitung, Alman hükümetine sorumluluğunu hatırlatıyor:

“Alman yetkilerin El Masri’nin kaçırılmasıyla bağlantısı olmadığı ve Berlin’in olayı, El Masri serbest bırakıldıktan sonra öğrendiği doğru olabilir. Bu durumda, Alman hükümetinin masum bir Alman vatandaşını kaçırıp kötü muamelede bulunan Washington yönetiminden özür talep etmesi gerekir. Berlin, AB’ye girmek isteyen Makedonya’dan da yakaladıkları bir Alman vatandaşını neden Amerikan gizli servisine teslim ettikleri hakkında açıklama istemeli. Her Alman vatandaşı, hükümetinin acil bir durumda kendine yardıma hazır olduğuna ve başına buyruk yabancı güçlerden koruduğuna güvenmek ister.”

Süddeutsche Zeitung aynı konudaki yorumunda El Masri olayının teröristlere yaradığına değiniyor:

“İslamcı teröristler, bekli de başarmayı hayal bile edemeyeceklerini başardılar: Yasaların ruhunu zehirleyip, hukuk devletine duyulan güveni sarstılar. Hukuk devletlerini prensiplerinden taviz vermesini ve gizli servislerin de yasadışı davranmasını sağladılar. Batı demokrasilerinin teröristlere karşı savunma kritelerinin sorgulanmasına yol açtılar. Belki teröristlerin şimdiye kadarki en büyük başarısı bu.”

Financial Times Deutschland gazetesi, İsrail ile ilgili açıklamaları uluslararası toplumdan tepki alan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad ile ilgili yorumunda, Avrupa’nın kararlılığını göstermesi gerektiğini savunuyor:

“Avrupalılar’ın Ahmedinecad’a karşı koymak için ne kadar bedel ödemeye hazır olduklarını düşünmeleri gerekiyor. Şu an ufukta ticari ambargo görünüyor. Bu ekonomiye radikal molla rejiminden şüphesiz daha fazla zarar verir. Ancak bu tür ambargolar, Ahmedinecad’ın çevresinden yayılan kanıyı da doğrulamış olur. Bu teze göre, Avrupa, ideallerini gerçekleştirmek için kurban vermekten çekinmez. Avrupa’nın kararlılığını göstermesi birkaç süslü sözden daha etkili olacaktır.”

Alman gazetelerinde yarın yargılanmaya başlanacak yazar Orhan Pamuk ile ilgili haber - yorumlar dikkat çekiyor. Süddeutsche Zeitung gazetesi Türkiye’nin “aydınlarının” yargılandığını belirtiyor:

“Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesi 'Türklüğe ve Türkiye Büyük Millet Meclisine alenen haraket”i yasaklıyor. Otoriter devletin başına buyruk yasaları. Hükümet, demokrasiden korkulmasına gerek olmadığına yeminler etse de, ülkede gidişatı tersine çevirmeye çalışan güçlerin var olduğu kesin. Orhan Pamuk davası, gericilerin ve reformcuların mücadelesine sahne olacak.”

Orhan Pamuk, Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde kendi kaleme aldığı yazıda, bir ülkenin halkının “şerefinin” geçmişindeki karanlık noktaların aydınlatılmasıyla lekelenmeyeceğini, tam tersine bu karanlık noktalar hakkında konuşulmadığında bunun gerçekleşeceğini söylüyor. Yazar, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeniler’in kaderinin, bugünün Türkiyesi’ndeki düşünce özgürlüğüyle bağlantılı olduğunu belirtiyor.