15.11.2011-Avrupa basınından özetler

Kamuoyuna döner cinayetleri olarak yansıyan Almanya’da 8 Türk ve bir Yunan’ın Neonazi terör hücresi tarafından öldürülmesi olayıyla ilgili tartışma Avrupa basınına da sıçradı. Avusturya’dan Die Presse gazetesi, olayın sadece aşırı sağ teröründe yeni bir boyut olmakla kalmayıp, aynı zamanda ciddi bir devlet meselesi haline geldiğini belirtiyor ve ekliyor:

“Başbakan Angela Merkel olayın aydınlatılmasını talep etti ve Alman yargısı bunu gerçekten de hızlı ve köklü bir şekilde yaparsa iyi eder. Özellikle de Alman iç istihbaratının olayda -en hafif şekilde söylemek gerekirse- endişe verici bir rol oynadığı görülüyor. Aşırıları gözlemlemesi gerekenler açıkça görülüyor ki gözlerini başka tarafa çevirmişler. Bir Neonazi terör hücresinin, başarısız bir saldırı girişimi nedeniyle izlemeye alınmış olmasına rağmen 90’lı yılların sonunda gözden kaybolması başka türlü açıklanamaz.”

İsviçre’den Tages-Anzeiger gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Asıl skandal, Alman makamlarının suçlu Neonazilerin izini bulamamış olması. Sekiz Türk ve bir Yunan birkaç yıllık süreçte, gün ışığında, aynı silahla öldürüldü. Ve katilleri aşırı sağ çevre içinde aramak kimsenin aklına gelmedi. Burada başarısız olan sadece birkaç istihbaratçı ya da polis değil. Tüm Alman toplumu tehlikeyi görmezden geldi. (Göçmen karşıtı görüşleriyle) Sarrazin’in elde ettiği başarı ile döner cinayetlerini soruşturan makamların yıllar süren başarısızlığı arasında bir bağlantı olup olmadığını Almanya oturup ciddi ciddi düşünmelidir. Bunun için daha dürüst olmak gerek. Hem yabancılara hem de kendine karşı.”

Fransız Le Monde gazetesi ise Arap Birliği'nin, Suriye'nin üyeliğini askıya alma kararını değerlendiriyor:

“Arap Birliği'nin kararını memnuniyetle karşılamak gerek. Suriye halkının özgürlük talebinin bastırılmasına seyirci kalmak istemeyenler, BM Güvenlik Konseyi'nde şimdiye kadar Ruslar ve Çinlilerin bloke ettiği karar tasarısı için şimdi yeniden harekete geçebilir. Böyle bir Konsey kararı Suriye rejimine karşı yeni yaptırımların yolunu açabilir. Her tür uluslararası baskı önemli. Ancak kamuoyunun gözlerinden ırak bir şekilde yaşanan bir çatışmada doğrudan bir müdahale olmadan Arap Birliği'nin kararının bir şeyler değiştirebileceğine inanmak hayalcilik olur.”

Fransız Libération gazetesi ise malî kriz ortamında siyaset ve mali piyasaların konumunu sorguluyor:

“Günümüzde dümen gerçekte kimlerin elinde? Siyasetçiler sermaye piyasalarının umursamaz gücü karşısında teslim mi oldu? Hükümetlerin birbiri ardına devrildiği bir dönemde Avrupa milletlerini, Avrupa Birliği'nin kuruluşundan bu yana görülmedik bir his, her şeyinin elinden alınması hissi sardı. Siyasî güç kendini feshediyor, yirmi yıldır sınır tanımadan güçlenen malî kapitalizmin çıkarları içinde erimiş gibi görünüyor. Büyük bankaların hissedarları şahittir: Hükümetlerin getirdiği tasarruf programları onlara teğet geçer.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Başak Özay