1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1507 Presseschau

15 Temmuz 2009

Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanı Jerzy Buzek, Fransa’daki şiddet olayları ve zor durumdaki otomotiv devi Opel’in geleceği, 15 Temmuz 2009 tarihli Alman basınında geniş yer bulan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/IpT4
Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanı Jerzy Buzek
Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanı Jerzy BuzekFotoğraf: AP

Avrupa Parlamentosu’nun en büyük grubu Hristiyan Demokratların parlamento başkanlığına aday gösterdiği Polonya'nın eski başbakanlarından Jerzy Buzek, dün Avrupa Parlamentosu'nun yeni başkanı seçildi. Neue Osnabrücker Zeitung’un Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanı ve selefi Hans Gert-Pöttering'in görev dönemiyle ilgili yorumu şöyle:

“Tüm işaretler Avrupa Parlamentosu’nun yeni Başkanı seçilen Buzek’in selefi Hans Gert-Pöttering gibi görevini lakıyla yerine getireceği yönünde. Pöttering, akıllı arabuluculuk anlayışıyla Avrupa’nın birleştiricilik yönünü her zaman göz önünde bulundurdu. Hiç kimse Avrupa Parlamentosu Başkanlığını Pöttering’den daha iyi yerine getiremez. Eski Başkan tabanla ilişkisini daima korumayı bildi. Görevinin gereğini ve sorumluluk paylaşımını bu denli başarılı bir şekilde yerine getirmesi Avrupa parlamenter sistemi için büyük bir kazanımdır.”

Koblenz’de yayımlanan Rhein Zeitung da yorumunda Avrupa Parlamentosu’nun yeni başkanına değiniyor:

“Avrupa Birliği büyük bir güven bunalımıyla karşı karşıya. Bu yüzden gün geçtikçe daha az insan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanıyor ve bu yüzden parlamentodaki radikal görüşlü, Avrupa karşıtı isimler daha fazla yer buluyor. Buzek de uçurumları başarıyla aşarak, “Avrupa’nın” vatandaşlarıyla daha yakından ilgilendiğini göstermek istiyor. Yeni başkan bunun ancak Lizbon Antlaşması reformlarıyla başarılabileceğinin farkında. Zira antlaşma, Avrupa’yı daha demokratik ve etkin hale getirmeyi, ayrıca parlamentoyu da güçlendirmeyi hedefliyor.”

Fransa'da ''14 Temmuz Milli Günü Kutlamaları'' öncesi sabaha karşı ülke genelinde çok sayıda banliyöde 500 araç ateşe verildi. Polis ve araçları ateşe veren göstericiler arasında arbede çıktı, olaylar sırasında en az 240 kişi gözaltına alındı. Berlin’de yayımlanan Tageszeitung gazetesinin Fransa'daki şiddet olaylarına ilişkin değerlendirmesinde şu satırlar dikkat çekiyor:

“Fransa’da 14 Temmuz nedeniyle sadece görkemli resmi geçit ve kutlamaların değil yüzlerce aracın ateşe verilmesi de gelenek halini aldı. Şiddet olayları o kadar kanıksanmış ki, medyada bile sanki hava durumu sunuluyormuş gibi kısa ve net bir biçimde yer alıyor. Bu tür eylemler tüm ülkenin karşı karşıya olduğu toplumsal şiddetin dışa vurumudur. Şimdiye kadar çözümü bulunamadı ve Fransa’nın ateşe verilen araçlardan çok daha fazla sorunu var. Paris’teki siyasi irade ne yapacağını nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini bilmiyor. Sadece maddi zarara yol açan şiddeti kanıksamış durumdalar.”

Zor durumdaki Alman otomotiv devi Opel'in geleceği belirsizliğini koruyor. Alman devletinin milyarlarca euroluk kefaleti karşılığında Rus ortaklarıyla birlikte Opel’i devralmaya hazırlanan ve bir Kanada – Avusturya ortaklığı olan Magna sanayi şirketine son dakikada yeni rakipler çıktı. Opel açık arttırmasına katılan ve Amerikan Ripplewood şirketine bağlı olduğu öğrenilen RHJI adlı yatırım şirketi General Motors’un merkeziyle pazarlığa oturduğunu ve Opel için en iyi teklifi vereceğini duyurdu. Şirket hazırladığı devralma planını bugün federal hükümete sunuyor. Süddeutsche Zeitung, Opel'le ilgli nihai kararların bir an önce alınması gerektiği görüşünde:

“Opel çalışanlarının esaslı bir tatili hak ettiği kimse tarafından yadsınamaz. Zira şirketleri Opel’in geleceği aylar süren pazarlıklara rağmen hala belirsiz. Çalışanlar belirsizlikten usanmış ve yorulmuş durumda. En büyük endişe kaynağıysa Opel’in herhangi bir geleceğinin olup olmayacağı. Başbakan Merkel'le yürütülen Opel politikasında Avusturya - Kanada ortaklığındaki Magna şirketi en büyük potansiyel yatırımcı olarak görülüyor. Bu konuda daha güvenilir görünmek içinse Magna-Opel ortaklığına öncelik veren bir çizgi izlemeliler. Tabii bunun en doğru yol olduğu tartışılır, işin aslı Magna'nın yönetimi devralmasından sonra ortaya çıkacaktır. Opel'in geleceğine dair nihai kararların bir an önce alınması gerekiyor. Çünkü Opel'i kurtarma planı ancak o zaman devreye girebilir.”




Derleyen: Meltem Karagöz


Editör: Hülya Köylü