1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

15 Haziran 2012

Yunanistan’daki genel seçim, Euro krizi ve ABD’deki başkanlık kampanyası dikkat çeken konular.

https://p.dw.com/p/15Ffs
Fotoğraf: DW

Yunanistan’daki genel seçim, Euro krizi ve ABD’deki başkanlık kampanyası bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorum konuları.

İsviçre’nin Tages-Anzeiger gazetesi Pazar günkü Yunan genel seçimlerinin Euro için güven oylaması olacağını yazıyor:

“6 Mayıs’taki seçim, istenmeyen siyasileri arenadan uzaklaştırma girişimiydi. Kurulu düzenden gına getiren seçmen arsız Alexis Tsipras liderliğindeki radikal solcu Syriza partisini marjinallikten çıkarıp iktidar sathı mailine soktu. 6 Mayıs, protesto oylamasıydı. 17 Haziran, Yunanistan’ın Euro’yu elinden kaçırma korkusunun oylaması olacak. Bu korku seçimi Avrupa’ya aidiyet referandumuna çevirdi. Ama cepheler sanıldığı kadar kesin çizgilerle ayrılmıyor. Muhafazakâr Samaras bile sert kemer sıkma politikasının gevşetilmesinden söz ediyor.”

Viyana’da yayımlanan Der Standard adlı Avusturya gazetesi Avrupa Birliği’ndeki mali kriz ve Euro muarızlarını konu alan yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Kısaca mali birlik olarak adlandırılan uygulama aslında vergi yasalarının uyumlaştırılması ve milli bütçelerin tek merkezden yönetilmesi, yani bütçe harcamalarının Brüksel’in onayıyla yapılabilmesi anlamına geliyor. Bu opsiyonun tartışılıp son sözün referandum yoluyla Avrupalılara bırakılması gerekir. İstikrar fonları ve mali pakt zaten bir devletin en yüce egemenliği olan bütçe hükümranlığını oldukça kısıtlıyor. Hukuk kavramlarının arkasına saklanmak yerine demokratik meşruiyet yoluyla şeffaflık aranmalıdır. Avrupa antipatisini önlemenin tek çaresi bütünleşmenin derinleştirilmesi olabilir.”

Lüksemburg’da yayımlanan Luxemburger Wort gazetesi Avrupa’nın geleceğini konu alan yorumunda Almanya Başbakanı Angela Merkel’in durumunu ele alıyor:

“Bankalar ve devlet borçları kriziyle bazı Avrupa ülkelerin düşük rekabet gücüne çare olacak sihirli bir formül bulunmuyor. Karşılıklı çıkarların çeliştiği son derece karmaşık bir ortamdayız. Kriz senaryolarından ilki Avrupa bütünleşme sürecinin dağılmaya dönüşmesi, diğeri ise riskin göze alınıp bütünleşme sürecinin kararlı bir şekilde ilerletilmesi olabilir.

Yunanistan’daki genel seçimin sonucu önümüzdeki günlerde hangi yolun tercih edileceğini gösterecektir. Umalım seçmen ileriyi düşünerek oyunu kullansın. Çünkü kimse sınır ve sermaye kontrollerinin yapıldığı, döviz kurlarıyla milliyetçi sloganların konuşulduğu bir Avrupa’da yaşamak istemez. Avrupa aynı zamanda ekonomik bakımdan da güçlü olabildiği takdirde dünyanın en yaşanacak yeri olabilir. Her devlet bütçesine ve rekabet gücüne dikkat etmelidir. Angela Merkel, yara alan Akdeniz ülkelerinin sıkı rejimden geçirilmesini istemekte haklı. İzlenen bu politika meyve vermeye başladı da. Yeter ki eski dünyanın en muktedir siyasi lideri ölçüyü kaçırmasın. Aksine Almanya’nın öz çıkarları doğrultusunda siyasi birliğe giden yolu açsın. O zaman tarih kitaplarında hak ettiği yeri alacaktır.”

De Volkskrant gazetesinin bir yorumunda Barack Obama’nın yeniden ABD başkanlığına seçilme şansı ele alınıyor. Yorumda, El Kaide lideri Ayman el Zevahiri’yi öldürtmesinin Obama’ya puan kazandıracağı dile getiriliyor:

“El Zevahiri’nin seçim gününden önce öldürülmesi Başkan Barack Obama için büyük bir başarı olurdu. Ama bakalım Başkan, mürettebatsız hava araçları kullanılamadığı takdirde deniz komandolarını yeniden Pakistan’a sokmayı göze alabilir mi? Başkan Jimmy Carter’in 1980 yılında Tahran’daki rehineleri kurtarma operasyonunda uğradığı bozguna benzer bir durum, Obama için felaket anlamına gelir. Yine de 11 Eylül’den on bir yıl sonra El Zevahiri’nin bertaraf edilmesiyle El Kaide örgütünün başsız bırakıldığı mesajını Amerikalılara verebilmek, Obama’ya oldukça cazip görünse gerektir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Ayhan Şimşek