1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.03.2011 - Alman basınından özetler

15 Mart 2011

Alman gazetelerinin yorum sütunlarında Japonya’daki doğal afet ve yol açtığı nükleer tehlike ile Almanya’daki nükleer santrallerin işletme sürelerinin üç aylığına askıya alınması kararı, ağırlıklı konuları oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/10ZGV

Handelsblatt gazetesi, Japonya'daki depremin dünkü üçüncü gününde, felaketlerin yol açtığı tahribatın tam olarak açığa çıktığını belirterek, enerji ikmalinin sorun haline geldiğine ve şimdi Japon ekonomisinin kalbi Tokyo’nun da radyasyona maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. Yorumun devamını okuyoruz:

“Bu durumda ekonomi uzmanlarının geçen haftasonu yaptıkları ilk tahminlerin geçerliliği kalmadı. Önceleri, Japonya’nın her zaman depremlerin ardından hemen ayağa kalkabildiği söyleniyordu. Depremlere alışık bir ülke olan Japonya için yeniden imar, rutin bir çalışma deniliyordu. Görülen o ki, şu anda rutin bir çalışmadan artık kimsenin sözetmesi mümkün değil.”

Frankfurter Rundschau gazetesi, güvenlik standartları ne kadar yüksek olursa olsun, nükleer enerjinin kontrol altında tutulmasının mümkün olmadığının altını çiziyor. Gazete, Çernobil faciasının Ukraynalılar aptal oldukları ve santralin kullanma kılavuzunu anlamadıkları için ortaya çıkmadığını, üstün sanayiye sahip Japonya’da kullanılan “son risk” kavramının da harhangi bir kelime oyunu olmadığını belirterek, yorumunu şöyle noktalıyor:

“Son risk denilen şey, yani reaktörün patlaması gündemde. Bunun son derece ihtimal dışı, son derece nadir olduğu söylenir durur; ama 25 yıl içerisinde bu risk ikinci kez gündeme gelmiş bulunuyor.”

Süddeutsche Zeitung, yorumunda, Almanya’da federal hükümetin nükleer santrallerin güvenlik durumunun üç ay süreyle gözden geçirilmesi kararına değiniyor. Gazete, nükleer enerji konusunda mutlak korunmanın ancak bu enerjiden vazgeçmek suretiyle mümkün olacağına, göreceli korunmanın ise nükleer enerji santrallerinin güvenliğinde tasarrufa gitmeyen politikalar uygulanmasıyla sağlanabileceğine işaret ediyor ve şu sonuca varıyor:

“Eğer federal hükümet sadece tartışmaları yatıştırmak için değil de, gerçekten nükleer santralleri titiz bir biçimde kontrol ederse, o zaman şüphesiz varacağı sonuç, eski ve hassas durumdaki nükleer santrallerin devre dışı bırakılmasıdır! Ki, bu santrallerin eksikliğini Almanya'da hiçkimse hissetmeyecektir.”

Financial Times Deutschland gazetesi, federal hükümetin bir anda nükleer moratoryum ilan etmesinin -eyalet seçimleri öncesinde- açıkça halk dalkavukluğu anlamı taşıdığını ve kendi içinde de mantığı bulunmadığını belirtiyor. Yorumda özetle şu görüşlere yer veriliyor.

“Eğer Başbakan Angela Merkel bu konuda girişimde bulunma konusunda ciddi ise o takdirde kendini kandırmaya son vermelidir. Koalisyon ortakları, köhnemiş santralleri bir an önce ve süresiz olarak devreden çıkartmalıdır. Ama aynı zamanda hem Almanya’da, hem de AB düzeyinde yenilenebilir enerjiler ve enerji tasarruflu teknolojiyi kararlı bir biçimde geliştirmeye başlamalıdır. Ve muhalefetteki Sosyal Demokratlarla Yeşillerin söylemedikleri şeyi de açıkça dile getirmelidir: Tüm bu alınacak yeni önlemler ucuza çıkmayacaktır; ama herhalükarda güvenli olacaktır.”

Sächsische Zeitung, nükleer enerji döneminin belki dünyanın her köşesinde değil ama Almanya’da siyasi olarak kapandığının kesin olduğunu vurguluyor. Gazete, Başbakan Merkel’ın alelacele santrallerin işletme sürelerini üç aylığına askıya alma kararının ise eyaletlerdeki seçmenin tavrını hükümet lehine değiştirmeyeceğini, çünkü kararın seçimlerle bağlantısının açıkça belli olduğunu belirtiyor.

Son olarak Westdeutsche Zeitung’un aynı konudaki yorumu:

“Başbakan Merkel’ın santrallerin işletme sürelerini üç aylığına askıya alma kararı, kendi atom politikalarının acilen devreden çıkarılması anlamına geliyor ve Başbakan’ın elindeki yegane opsiyondur. Merkel de biliyor ki, seçmenin bu konudaki endişelerini dikkate almadığı takdirde, federal hükümet rekor bir sürede alaşağı olacaktır.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu