1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.02.2011- Avrupa basınından özetler

15 Şubat 2011

Türkiye’nin Mısır’a siyasi model olup olamayacağı, Ortadoğu sorunu, İran'daki protesto hareketi ve yeni mülteci dalgasının İtalyan iç politikasına yansımaları, bugünkü Avrupa basınında yer alan yorum konuları...

https://p.dw.com/p/10HNV

Sağ liberal Bulgar gazetesi Dnewnik, bazı çevrelerin “ılımlı İslam” modeli olarak örnek gösterdikleri Türkiye’deki siyasi modelin Mısır’a uygun olmadığı görüşünü savunuyor. Yorumun devamında şu görüşler savunuluyor:

“Mısır’daki devrimci gelişmeler sırasında Türkiye’nin siyasi modeli yine gündeme geldi. Ne var ki şu anda böyle bir tartışma için henüz erken; çünkü ekonominin felç geçirdiği Mısır’da fiilî olarak bir askeri darbe durumu var. Bekleyip, Kahire’deki gelişmelerin ne yöne doğru gideceğini gözlemlemek gerekiyor. Ancak Türkiye ile kıyaslandığında Mısır, iktidarla muhalefetin, askerler ile iş çevrelerinin gelişkinliği açısından Türkiye’nin birkaç tur gerisinden geliyor. Siyasi analizciler, dini açıdan ılımlı, aynı zamanda NATO üyesi ve AB adayı olan Türkiye ile siyasi özgürlük geleneği ve kültürü olmayan Arap Ortadoğusu arasında temelden farklar olduğu konusunda uyarıda bulunuyorlar.”

Muhafazakar İtalyan gazetesi Corriere della Sera yorumunda, Kuzey Afrika’daki gelişmeler konusunda Batılı ülkelerin taşıdığı endişelere değiniyor:

“Demokrasinin İslam ile gayet iyi bağdaşacağını iddia edenler (ki bunu halihazırdaki İslamî demokrasiler kanıtlıyor) haklılar. Ve bu tür demokrasilerin, fanatikleri, teröristleri kontrol altında tutma yeteneğinde olduğunu söyleyenler de aynı şekilde haklılar. Ne var ki sağlam bir demokrasiye ve onun olumlu meyvelerine götüren yol uzun, her an kazaya uğramaya açık ve tehlikelerle dolu. Batının bu konudaki derin birikimi, onun Arap devrimleri karşısındaki çelişkili gibi görünen tavırlarına açıklık getiriyor.”

Fransız La Presse de la Manche gazetesi yorumunda, İran’da Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a karşı yeniden alevlenen protesto hareketine değiniyor. Gazete, İran gençliğinin, artık dış dünyadan gelen haberlerin hiçbirini kaçırmadığını, gençliğin ülke içinde globalleştiğini, onun için de halihazırda yaşadıklarından farklı şeyleri hayal ettiğini belirtiyor. Yorumun devamını okuyoruz:

“Ahmedinejad karşıtlarının protestoları bu yeni realiteyi ortaya koyuyor. Tahran, Tunus ile Kahire’den önce, sona ermemiş devriminin rotasını yeniden belirlemişti. Şahin kanattan mollalar ile İran İslam Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, iktidarları sorgulanmasın diye her türlü hareketlenmeyi anında bastırmaya çalışıyorlar.Tıpkı dün Tahran’da yaşandığı gibi… . Ama rejime karşı baskılar artmaya devam edecek. Devrimine 30 yıldan fazla bir zaman önce başlayan İran, -zorla da olsa- bu devrimi bir gün tamamlayacak. Ve egemenliğin mollalara değil, halka verilmesi için bu, mutlaka olacaktır.”

Hollanda’nın NRC Handelsblad adlı gazetesi ise yorumunda, Ortadoğu’daki gelişmeleri İsrail açısından değerlendiriyor. Gazete, Mısır’daki eski Mübarek iktidarına ve onun imzaladığı Camp David barış anlaşmasının hiç değişmeyeceğine bel bağlayan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun politikalarını değiştirmeye hiç niyeti olmadığını vurguluyor ve ekliyor:

“Mısırlı askerî yetkililer barış anlaşmasına bağlılık güvencesi verse de, anlaşmanın geleceği artık garanti değil. Filistinlilerle İsrailli müzakerecilerin 2008 yılında verdikleri taahhütlerin hayata geçirilmemesi ölümcül sonuçlara yol açar. Bu müzakerelerden sızan belgeler eğer gerçekse, o zaman İsrail bir daha eline geçmeyecek büyük bir fırsatı kullanmamış demektir. Barış süreci yerinde sayıyor. Bu noktadan sonra artık mümkün görünen tek şey geri adım atmak.”

Avusturya gazetesi Standard, İtalya Başbakanı Slivio Berlusconi’nin Tunus’tan Avrupa’ya yayılma eğilimi gösteren mülteci dalgasını siyasi yönden kullanabileceği yorumunda bulunuyor:

“Berlusconi 1994’te ülkedeki yolsuzluk skandallarını kullanmış ve seçimi kazanmıştı. Bundan 10 yıl önce İtalya’nın içinde bulunduğu ekonomik yıkım Berlusconi’yi yeniden iktidar koltuğuna taşımıştı. Şimdi de Berlusconi yeniden, Arap bölgelerindeki devrimler nedeniyle ülkesinin mağdur olduğunu göstermeye kalkışabilir. İçişleri Bakanı Roberto Maroni, İtalya’nın tek başına bırakıldığını söylemişti. Belki bu açıklama, Berlusconi’nin dikkati iç politikadaki sorunlardan alıp, dış politikaya yönlendirmek için bulduğu anahtar kelimeydi. Bu yöntemle Berlusconi boynunu ilk kez giyotinden kurtarıyor olmayacak.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu