1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.06.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar14 Haziran 2005
https://p.dw.com/p/AbqH

AB Zirvesi öncesinde AB’nin finans sorunlarına ilişkin değerlendirme, Avrupa’nın iki önemli bankasının birleşmesi ve pop yıldızı Michael Jackson’ın beraatına ilişkin konular Alman ve diğer Avrupa basınında dikkat çekiyor.

Alman Süddeutsche Zeitung gazetesinde, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen’la yapılan uzun bir söyleşi dikkat çekiyor. Verheugen, söyleşide, AB Anayasası’nın halkoyuna sunulmasının fiyasko ile sonuçlanmasından ziyade, “Avrupa’nın birliği” düşüncesi konusunda Avrupalılar’ın takındığı tavrın kendisini hayal kırıklığına uğrattığını belirtiyor. Verheugen, Avrupa’da insanların gelecek endişesi taşıdıklarını ve krizin bu yüzden doğduğunu söylüyor. Avrupalılar’ın yapısal değişiklik sürecinin sancılarını yaşadığına değinen Verheugen, küreselleşmeden doğan sorunlara verilecek en iyi yanıtın ise AB düşüncesi olduğunu vurguluyor. Avrupalı Hristiyan Demokratlar’ın AB’nin genişlemesini sınırlandırma isteklerinin anımsatılması üzerine Verheugen şöyle konuşuyor:

“Bu talep doğrudur. Ama sınırlar zaten belirmiştir: Bulgaristan ile Romanya yakında, AB’ye üye olma yolundalar. Diğer iki aday ise Türkiye ile Hırvatistan’dır. Böylece AB’nin sınırları şimdilik saptanmış oluyor. Türkiye’nin üyelik umutlarını kırarsanız, bu ülkedeki demokrasi ve hukuk devletine ilişkin reformları tehlikeye atmış olursunuz. Ve sözünüzde de durmamış olursunuz. Türkler zaten, ‘biz ne yaparsak yapalım, sonunda Avrupalılar bizi yine de almayacaklar’ ruh hali içindeler. Türkler’e güven duygusu verebilmek için sadece ben, büyük çaba sarfetmekle kalmadım. Bu güven duygusunu bozmanın nelere mal olacağını şu an sözcüklerle bile ifade edemiyorum. Türkiye’yi bir ortak ve güvenlik sübabı olarak kaybettiğimizi ve bu ülkenin Ortadoğu’ya kaydığında neler olabileceğini bir kez düşünün lütfen! Avrupalılar sabırlı olmalıdır. Türkiye’nin üyeliğine en erken 10 yıl içinde karar verilecektir. Bu 10 yıl içerisinde reformlarını yapmış bambaşka bir Türkiye karşımıza çıkabilir. Buna rağmen Türkiye’nin AB’ye kabul edilip edilmemesi konusunda o zaman AB ülkeleri oturur karar verirler.”

Verheugen, AB Anayasası’nın, Türkiye’nin üyeliği konusundan önce gelip gelmediğini de soran Süddeutsche Zeitung gazetesine şu yanıtı veriyor:

“Elbette! Ama sedece bu da yetmez. Avrupa’nın birliğine doğru büyük bir adım atılamadığı sürece Türkiye’nin üyeliği de mümkün olmaz. Birliğin gerçekten doğru dürüst ortak bir dış politikası yaratılamazsa, bu birlik Avrupası’nın Suriye ve Irak’a kadar dayanacak sınırları nasıl işleyebilir ki?”

16 - 17 Haziran’da yapılacak AB Zirvesi’nde AB’nin genişlemesi konusundan çok, birliğin finansmanıyla ilgili konular ön plana çıkıyor. Düsseldorf’ta yayımlanan Handelsblatt gazetesi, birçok Avrupalı’nın, İngiltere’ye 1984 yılından beri cömertçe uygulanan bütçeye katkı paylarında indirim uygulmasının azaltılmasını beklediğini ima ediyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Blair eğer AB’nin İngiltere’ye uyguladığı tenzilat uygulamasını, illa ki bütçe reformlarıyla birlikte ele alma ısrarından vazgeçerse, o zaman bir sonuca varılabilir. Blair’ın AB Zirvesi’nde Almanya ve Fransa gibi uzlaşmaya hazır olması gerekiyor. İnatçı davranırsa, zirvenin fiyasko ile sonuçlanmasından sorumlu olur ki; bu da Temmuz’da üstleneceği dönem başkanlığının ipotek altına girmesi anlamına gelir. Bu durumda, Blair’ın, yeniliklerden yana olsa bile AB’nin mezarını kazan kişi olarak tarihe geçme olasılığı da bulunmakta.”

Münih’te yayımlanan Münchener Merkur gazetesi, İtalyan Unicredit’in satın aldığı Almanya’nın ikinci büyük bankası Hypovereinsbank’ın bağımsızlığını kaybettiğini, binlerce işyerinin kapanmaya yüz tuttuğunu belirtiyor ve bunun sorumlusunun sadece branştaki kriz olmadığını, Hypoverinsbank’ın menerjerlerinin de sorumlu olduğunu ileri sürüyor.

Aynı konuda Kölnische Rundschau gazetesi ise İtalyanlar’ın Hypovereinsbank’ı satın almak suretiyle, bankanın özellikle Doğu Avrupa’da faaliyet gösteren kardeş Austria Bank kuruluşuna göz diktiğini iddia ediyor. Böylece Doğu Avrupa bölgesinde karlı işler yapması düşünülen bir süper bankanın doğmasının beklendiğine işaret eden gazete, eğer Alman Commerzbank ile birleşmeye gidilseydi, şimdikinden daha fazla işyerinin kapatılma tehlikesinin başgösteribileceğine de dikkat çekiyor.

İtalyan La Rebupplica gazetesinin, pop yıldızı Michael Jackson’ın cinsel taciz davasında aklanmasına ilişkin “Lekesiz Peter Pan” başlığını taşıyan yorumuna kısaca göz atıyoruz:

“Küçük yaştaki çocukları seven, hatta onları yatağına alan, sevimli Peter Pan, mahkemenin jüri üyeleri tarafından suçsuz bulundu. Hatta, çocuklara içki verdiği suçlamasından bile -küçük bir suç olduğu gerekçesiyle- aklandı. Mahkeme, 40 yaşındaki bu yetenekli sanatçıyı tüm lekelerinden aklamış oldu. Ama suçlu olsun ya da olmasın, biraz aklı başında olan ailelerin bu garip suratlı adama bundan sonra çocuklarını emanet etmeyecekleri ortada.”