Avrupa basınından özetler

İspanyol El Pais gazetesi, Atina’da hükümetin kabul ettiği katı tasarruf paketine karşı düzenlenen protesto gösterileri ve artan şiddeti ele alıyor:

“Yunan parlamentosunun acı reçeteye onay verdiği sıralarda sokaklar alevler içindeydi. Çıkan yangınlar bir azınlığın işi olsa da Atina’daki şiddet olayları, Yunanların artık fedakarlık yapacak hali kalmadığını gösteriyor. Ama Yunanistan’ın gidebileceği başka bir yol yok. AB ve IMF’nin yardımları olmadan ülke kısa sürede borçlarını ödeyemeyecek duruma düşecek, daha da kötü bir resesyonun içine girecek, sosyal gerilim daha da tırmanacaktır. Ancak gerçekler, Yunanistan’ın yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini gösteriyor. Çünkü kendisinden beklenenler, ülkenin içine düştüğü resesyon uçurumunu daha da derinleştiriyor.”

Hollanda'dan “de Volkskrant” gazetesi, Yunanistan'da tasarrufun, fakirlerin sırtından yapıldığını belirtiyor:

“Yunanlar için sefalet daha bitmedi. Hükümetin asgarî ücret, emekli maaşları ve sosyal hizmetlerde kısıntı içeren tasarruf planları, halk için ağır bir sınav. Acaba Yunanistan hedefin dışına mı atış yapıyor? Yolsuzluklarla mücadele ve çürümüş ekonomiyi düze çıkarmak yorucu bir iş olduğundan ve bu şekilde devlet kasasına hemen para giremeyeceğinden, tasarruf önlemleri yine toplumun en zayıf kesimlerini vuruyor. Avrupa, Yunanların ödeyeceği bedelin çok yüksek olmamasına dikkat etmeli.”

Luxemburger Wort gazetesi ise ABD'de başkanlık seçimleri öncesinde bütçe açığı sorununu ele alıyor:

“Bu seçim yılında bütçede tasarrufların pek yer almaması hiç de şaşırtıcı değil. Başkan Barack Obama, planlarını tasarruflar, vergi zamları ve yeni borçlanmadan oluşan bir kombinasyonla finanse etmek istiyor. Obama'nın önerileri, seçimi kazanmaları durumunda vergi indirimi vaat eden Cumhuriyetçilere alternatif oluşturuyor. Obama'nın planları büyük soru işaretleri ile dolu. Obama'nın sadece Başkanlık seçimlerini kazanmaya değil, Demokratlar'ın Kongre'de çoğunluğu ele geçirmesine de ihtiyacı var. Obama'nın açıklamasını, öncelikle siyasî açıdan kilit önem taşıyan bir konuda seçim kampanyası olarak değerlendirmek gerek. Vergi zammı olacak mı, olmayacak mı? Olacaksa kimin için? Tüm Amerikalılar için mi, sadece zenginler için mi, yoksa zenginler dışında herkes için mi? Kesin olan şu ki, ABD bütçe açığını öyle kolay kolay kontrol altına alamayacak.”

Fransız Le Figaro gazetesi ise İran'a askerî operasyon olasılığını değerlendiriyor:

“İsrail'in İran'a ihtiyatî bir saldırı düzenleme olasılığı giderek artıyor. İsrailliler, düşmanlarının önemli nükleer tesisleri, Amerika'nın gönderdiği sığınak bombalarına karşı koruyabilmek için yerin daha da derinlerine kurabileceğini savunuyor. Yani bir saldırının etkili olabilmesi için hemen harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyorlar. Batı, askerî saldırıların bir kaos yaratabileceği endişesini taşıyor. Bunda İran'ın, dünya petrol sevkiyatının yüzde 35'inin yapıldığı Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi önemli rol oynuyor. Askerî yola başvurmadan, yaptırımların sertleştirilmesi ve petrol ambargosu yoluyla da Tahran'ın rota değişikliğine gidebileceği umuluyor. Ama İsrail buna inanmıyor.”

İsviçre'den Tages-Anzeiger gazetesi ise ünlü Amerikalı şarkıcı Whitney Houston'ın ölümü vesilesiyle müzik piyasası ve uyuşturucu sorununu ele alıyor:

“Suya gömülmeden önce ne aldığı, otopsi sonrasında ortaya çıkacak. Ama bulgu aslında bir şey değiştirmeyecek. Çünkü Whitney Houston da uyuşturucu, sahnelere dönüş ve bağımlılığın sürekli nüksetmesinden oluşan bir kısırdöngüye hapsolmuştu. Michael Jackson'dan Jimi Hendrix'e, Amy Winehouse'dan Janis Joplin'e, kendisinden önceki pek çoklarının yaşadığı gibi. Zenginlik, sayısız imkan ve megalomani uyuşturucu tüketimini azdırıyor ve bu da uçuruma yuvarlanışı hızlandırıyor. Whitney Houston da bunu defalarca yaşadı. Müzisyenler hassas insanlardır, müzik piyasası ise acımasız. Bu da pek çoklarının uyuşturucuya yönelmesine neden oluyor. Yıllarca özlemini duydukları bir şeye gün be gün katlanabilmek için.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Başak Sezen