TÜR 1309 Presseschau

Rheinische Post gazetesi ‘Erdoğan ateşle oynuyor’ başlığıyla yayınladığı yorumda Türkiye Başbakanı’nın dış politikada vahim hatalar yaptığını öne sürüyor. Yorum şöyle:

“Recep Tayyip Erdoğan bundan kısa süre öncesine kadar Avrupa’nın iyi niyetli gözlemcilerinin nazarında, İran nükleer anlaşmazlığı ve Ortadoğu ihtilafının önemli bir arabulucusu sayılıyordu. Ülkesinin, Arap dünyasındaki İslami demokrasinin gelişmesi için örnek oluşturduğu söylenmekteydi. Ama Erdoğan dün başlayan ziyaretleriyle kendine Arap kitlelerinin kahramanlığı rolünü biçmiş oldu. İsrail büyükelçisini kapı dışarı ettiği ve Gazze ablukasının kaldırılmasını istediği için kitleler onu bağrına basacaktır. Erdoğan’ın hesabı basit; Arap ülkelerinde ve Türkiye’de popüler olan İsrail karşıtlığını Türkiye’yi bölgesel güce dönüştürmede kullanmak. Türkiye esnek dış politikasıyla son yıllarda çok şey kazandı. Bu pozisyonunu, Avrupa Birliği üyesi Kıbrıs’ı hedef alan askeri tehditlerin de dahil olduğu saldırganlığa dönüştürmekle büyük hata işliyor. Aynı zamanda sorumsuzca davranmış da oluyor. Erdoğan ateşle oynadığı için güven kredisini tükettiği gibi, geçmişin korkularını da hortlatıyor. Araplar İsrail’den nefret ediyor olabilirler. Ama Osmanlı’nın sömürgecilik devrinde kendilerine nasıl davrandığını da unutmadılar.”

Leutkirch’de yayımlanan Schwaebische Zeitung, Ortadoğu ülkelerini ziyaret etmekte olan Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle’nin, İsrail ile Türkiye arasındaki gerginliğin giderilmesine katkıda bulunabileceğini yazıyor:

“Almanya’nın, Ankara ve Kudüs’le arası çok iyi. Berlin’e tarafları yatıştırma görevi düşüyor. Uzlaştırma çabaları, kamera ve mikrofonların girmediği kapalı kapılar ardında sürdürülmeli. Westerwelle Alman kamuoyundaki itibarına aldırış etmeden ortaklarının güvenlik çıkarlarını, duyarlılıkla, itidalle ve sessizce dengeleme ustalığını göstermelidir. Almanya, Türkiye, İsrail üçgenindeki ‘güvenlik mutabakatı’, kısa vadeli üstünlük yaygarasına feda edilemeyecek kadar ehemmiyetlidir.”

Yunanistan’ın ortaklarından yardım almak için üstlendiği taahhütleri yerine getirmede zorlanması, borç krizindeki bu ülkenin hızla iflasa sürüklendiğini gösteriyor. Neue Osnabrücker Zeitung sadece ekonomik değil ama aynı zamanda bir değerler ortaklığı da olan Avrupa Birliği’nin halâ çözüm bulamamış olmasını eleştiriyor:

“AB’ndeki borç krizinin derinleşip Almanya’ya milyarlarca Euro’ya mal olabileceği anlaşıldığı için en radikal çözüm önerileri üzerinde durulmaya başlandı. Almanya Ekonomi Bakanı Yunanistan’ın iflas ettirilmesinin de çözüm olabileceğini söylemesi, normaldir. Ama bu gibi çözümlerin kamuoyuna ne zaman anlatılacağına dikkat etmek gerekir. İflas enstrümanının olmadığı bir ortamda Yunanistan’a bu çözümün layık görülmesi yapıcı bir öneri değildir. Finans piyasası bu formülü, hezimetin kabul edilmesi olarak algılar. Başbakan Merkel Yunanistan’ı istikrara kavuşturmaya çabalarken, ekonomi bakanı onu arkadan vuruyor. Yunanistan’ın iflas etmesi, Avrupa Merkez Bankası’nı, özel bankaları ve bu ülkenin tahvillerini alan herkesi milyarlarca Euro zarara uğratır. Portekiz, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin sırada oldukları da unutulmamalı. İflasla borçtan arınma formülü yatırımcıyı ürkütür, risk faizleri tavan yapar, problem arapsaçına döner. Bu bakımdan Almanya Maliye Bakanı, ‘iflas ettirme’ önerisinin ne kadar risk içerdiğini bilmesi gerekir.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Nihat Halıcı