1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

13 Haziran 2012

Euro Bölgesi’ndeki borç krizi, Rusya’daki protestolar ve Libya’daki çatışmalar, Avrupa basınının öne çıkardığı yorum konuları.

https://p.dw.com/p/15D9j
Fotoğraf: Fotolia

De Standaard adlı Belçika gazetesi, İspanya ve İtalya’nın da kritik duruma gelmesiyle tırmanan Euro borç krizini konu alan yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“İspanya artık sadece, suni olarak ayakta tutmaya çalıştığı İspanyol bankalarından kredi alabilir. İşin anlamsızlığı da bunda yatıyor. Ama bununla bitmiyor: İspanya şimdiye kadar Avrupa’dan yardım dileyen ülkelerin en büyüğü olduğu için yardımı göreceli olarak daha elverişli şartlar karşılığında alacak. Pazar günü erken genel seçimlerin yapılacağı Yunanistan bu durum karşısında, yardım pokerini sonuna kadar taviz vermeden oynayabileceği izlenimine kapılabilir. Sonunda Brüksel, daha doğrusu Berlin pes eder. Avrupa Birliği acil yardım fonunun, İspanya ve İtalya gibi ülkeleri iflastan kurtarmaya yetmeyeceğini bilen spekülatör, hesaplarını durumun daha da kötüleşeceği varsayımı üzerine yapacaktır.”

Viyana’da yayımlanan Kurier adlı Avusturya gazetesi Avrupa Birliği’ndeki mali krizin muhtemel sonuçlarlına şu satırlarla değiniyor:

“Euro kurtarma şemsiyesinin Yunanistan, İrlanda Portekiz, İspanya ve İtalya’ya küçük geleceğinin bilinmesi krizi daha da tırmandırıyor. Kriz ölçeğinin en üst basamaklarında Almanya ve Avusturya yer alıyor. Kredi derecelendirme şirketi Moody’s, Yunanistan ortak para bölgesinden ayrıldığı ve İspanyol bankalarına para yardımı yapıldığı takdirde kredibilitesi pekiyi olan ülkelerin notunu kıracağını duyurdu. Böylece kriz sarmalı borçlanma durumu kötü olmayan ülkeleri de etkilemeye başlıyor. Uluslar arası Para Fonu Başkanı Lagarde Euro’yu kurtarmaya çalışanlara üç ay mehil veriyor. Tabii o kadar zamanları kaldıysa.”

Sağ liberal İspanyol gazetesi El Mundo Avrupa mali krizini konu alan yorumunda siyasi otoritenin karar alma iradesini göstermesi gerektiğini vurguluyor:

“İspanyol bankalarına milyarlarca Euro’luk kredi açılması finans piyasasına güven kazandırmaya yetmedi. Euro ile ilgili kapsamlı karar alma zamanı artık geldi. Avrupa’da vergi ve bankalar birliği sağlanmalı ve Avrupa Merkez Bankası’nın rolü yeniden belirlenmelidir. Merkez Bankası tıpkı ABD’deki gibi para politikasıyla ilgili kararlar alabilecek duruma getirilmelidir. Son günlerin gelişmeleri yapısal yenilenmenin ne kadar acil hale geldiğini gösterdi. Gecikme, intihar demek olur.”

İsviçre gazetelerinden Tages-Anzeiger, Rusya’daki protesto gösterilerini konu alan yorumunda Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendini emin hissettiğini yazıyor:

“Bir ay önce göreve başlayan Vladimir Putin’in yerini sağlam gördüğü anlaşılıyor. Protesto hareketi tamamen kaybolmadı ama artıp bütün ülkeye de yayılmadı. Ama on binlerce göstericiye tahammül edemiyor. Bu kadar kalabalık bir kitle sokaklara döküldüğü sürece protestolar yasaklanamaz ve göstericiler kuvvet zoruyla dağıtılamaz. Kremlin bu nedenle baskı araçlarına yenilerini ekleyip muhalefeti tamamen kuşatma altına aldı.”

İngiliz The Times gazetesinden aktaracağımız yorumun konusu ise, son günlerde Libya’da meydana gelen kanlı saldırılar:

“Libya kaosa mı sürükleniyor? Kaddafi rejiminin yıkılmasından sekiz ay sonra silahlı gruplar arasında çatışmaların patlak verdiğine dair haberler geliyor. Bu hadiseler karşısında, Saddam sonrasının Irak’ı ve dikta rejimlerini demokrasinin değil de anarşinin izlediği ülkelerle Libya arasında paralellikler kuruluyor. Ama kötümserliğe kapılmak gerekmez. Libya tarihinin takdirle karşılanması gereken özelliği Kaddafi sonrasına geçişin şiddet ve intikam değil, ne kadar az kaosa yol açtığıdır. Libya halâ bir silah deposunu andırıyor. Bu silahların bir bölümü, erkeklik hormonunun akıldan daha ağır bastığı gençlerin elinde. Bu bakımdan silahların kullanıldığı çatışmaların nispeten az olduğu söylenebilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: A. Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu