12.08.2010 - Alman basınından özetler

Westdeutsche Zeitung gazetesinin yorum sütununda Pakistan’daki sel felaketi mağdurlarına Taliban’ın yardım elini uzatması şu sözlerle değerlendiriliyor:

“Sel zaten zayıf konumdaki hükümeti adeta yıkarken Taliban’ın güç gösterisi yapmasına yol açtı. Afganistan ve Hindistan gibi komşuları olan nazik konumdaki bu nükleer devletin istikrarsızlaşmasının öngörülemez sonuçları olur. Bu nedenle Batı’nın etkili bir şekilde yardımda bulunması kaçınılmaz. Bu sele, yoksulluğa, yıkıma ve Taliban’a karşı bir yarıştır.”

Rheinpfalz gazetesi ise uluslararası toplumun Pakistan’a sel felaketi sonrasında yapılan yardım konusunda utanç verici düzeyde başarısız olduğuna dikkat çekiyor:

“Pakistan İslamcıların yurdu olarak görülüyor. Bu donörleri ürkütüyor. Şu ana kadar tek bir devlet bile yardım inisiyatifini ele alıp öncülük etmedi. BM’nin çağrısı da gecikti. Sel felaketinden en çok etkilenen bölgelerde Taliban’ın güçlü olması yardım çabalarını zorlaştırıyor olabilir. Ancak bu yardım etmemek için geçerli bir argüman olamaz. Her ne kadar kuzeydeki zenginler şu sıralar tatilde olsa da Pakistan halkı temiz suya, gıda maddelerine ve başının üzerindeki bir çatıya muhtaç durumda.”

Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi ise “Şeytanca delilik” balığıyla şu değerlendirmeyi aktarıyor:

“Pakistan ne acılar yaşamadı ki. Terör saldırıları ve 2005 yılında 80 bin kişinin hayatını kaybettiği deprem… Şimdiyse sel felaketi köyleri yıkıp geçiyor, milyonlarca kişi felaketten kaçıyor… Halkı hükümetin kendisini yarı yolda bıraktığına inanıyor. Bu Pakistan’daki zayıf demokratik sistemi zora sokuyor. Taliban’ın yardıma koşanın kendisi olduğunu göstermek için yardım çabalarını güçlendirmesine şaşmamak gerekir. Ancak Taliban’ın batının yardımlarını boykot etme çağrısı gerçekten şeytanca bir çılgınlıktır”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi ise İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Bulgaristan ziyareti sırasında gündeme getirdiği bir öneriyi yorum sütununa taşıyor:

“Kısa bir süre öncesine kadar Türkiye’ye, İsrail ile Filistinliler arasındaki ideal arabulucu gözüyle bakılıyordu. Ankara’nın her iki tarafla geleneksel olarak iyi ilişkileri vardı. Ancak Gazze yardım filosuna yapılan müdahaleden bu yana Erdoğan Hükümeti ile Netenyahu Başbakanlığı’ndaki İsrail Hükümeti arasında soğuk rüzgârlar esiyor. Peki Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Sofya ziyareti sırasında gündeme getirdiği gibi İsrail ile Filistinliler arasında arabuluculuğu Bulgaristan üstlenebilir mi? Bulgaristan’ın da her iki tarafla iyi ilişkileri var. İsrail Balkanlardaki bu halka, İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudi yurttaşlarını koruduğu için büyük saygı duyuyor. Oysa Türkler de Osmanlı döneminde yüzyıllar boyunca Yahudilere koruma ve güvenlik sağladı. Son siyasi gelişmeler, akıl ve anlama kabiliyetinin yerini, yıllar önce Barbara Tuchman’ın da dediği gibi ‘hükmedenlerin deliliklerine” bıraktığında neler olabileceğini ortaya koydu…”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Değer Akal

Editör: Ahmet Günaltay