12.07.2011 - Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung Batılı sanayi ülkelerindeki borç krizine ayırdığı yorumda şu görüşleri dile getiriyor:

“Borçlarını ödeyemez duruma düşen Yunanistan’ın bazı politikacıların iddia ettiği gibi Euro’yu ve bankaları batırıp batıramayacağı bilinemez. Ama dünyanın en büyük ekonomisini barındıran Amerika Birleşik Devletleri’nin aynı duruma düşmesinin küresel tsunami anlamına geleceği yüzde yüz doğrudur. Bu nedenle Başkan ve Kongre’nin ciddi bir şekilde bütçe açığını azaltacak tedbirler üzerinde anlaşmaları gerekir. Bunda bütün tarafların siyasi ve ideolojik tutumlarından taviz vermesi kaçınılmaz olacaktır. Sadece karşı taraftan ödün beklemek, akıllıca bir hamle olmaz.”

Frankfurter Rundschau gazetesi, ABD’deki kamu borçlanma tavanının yükseltilmesiyle ilgili Beyaz Saray – Kongre çekişmesine şu satırlarla değiniyor:

“Cumhuriyetçi Parti, devletin gelirleri arttırılmadan vaat ettikleri büyük hamlenin başarılamayacağının nihayet idrak etti. Ancak, en küçük vergi artışına yer veren bir mutabakat belgesini imzalaması bile Cumhuriyetçi grup başkanının siyasi sonunu getirebilir. Parti tabanının iyice sağa kaydığı Cumhuriyetçilerin muhtemel başkan adayları, ‘devletin geçici iflasını, yeni vergilerin konmasına tercih edeceklerini’ seçmene inandırıcı bir şekilde anlatmak için birbirleriyle yarışıyorlar. Obama ise, tasarruf havarisi olarak puan toplayabilecek ölçüde Demokrat Parti’ye hakim.”

Die Welt gazetesi borç krizinin İtalya’ya da sıçraması ihtimalini konu alan yorumunda, politikacıların yatıştırıcı beyanatlarının artık işe yaramadığını vurguluyor:

“Euro krizinin artık alışılmış örneklerindendir. Ne zaman bir Euro ülkesinde kamu borçlarının altında ezilme tehlikesi baş gösterse Brüksel, Berlin ve Paris’ten cesaret verici açıklamalar gelir. Nitekim dün de Almanya hükümeti, İtalya’nın borçlarını kontrol altına alacağına inancının tam olduğunu duyurdu. Şimdiden görünen şu ki, Avrupa’nın kenarlarında için için yanan ateşi söndürmek bir buçuk yıldır mümkün olmadı. Euro’nun bütün bekçileri krizin başlarındaki inandırıcılıklarını kaybettiler. Yatırımcının, politikacılar tarafından tam güven notu verilen ülkenin borç senetlerinden ürkek ceylan gibi kaçmasına kimse şaşmasın.”

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi, İsrail’in, Filistin sempatizanı eylemlere gösterdiği tepkiyi konu alan yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

“İsrail devleti minik hasmına yenilmekten bin bir zahmetle kurtulmasını bir zafer gibi kutluyor. İsrail sözde muharebeyi kazanıyor ama itibarı ve siyasi ağırlığı için verdiği savaşı kaybediyor. İsrail, küçücük fare karşısında titreyip onu ezmeye çalışan şiddete yatkın bir fili andırıyor. Filistin’in Eylül ayında bağımsız devlet olarak Birleşmiş Milletler üyeliği için yaptığı başvuru, Benyamin Netanyahu ve onun milliyetçi hükümeti açısından utanç verici bir yenilgi olacaktır.”

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung’un Pakistan’a yapılan askeri yardımlarla ilgili yorumunda, ABD’nin Asya’da stratejik yenilgiye uğrayabileceğini vurguluyor:

“Para ve ordu ilişkisi bileşik kaplara benzer. Pakistan ordusu görevini yerine getiremediği ölçüde devlet içindeki gücünü kaybeder. Durum böyleyken, en iyisi ikiyüzlü generallere yardımı kesmek olmaz mı? Ama hesap bu kadar basit değil. Pakistan aynı zamanda zayıflığından da yararlanıyor. Yardımın kesilmesi bu ülkeyi daha da savunmasız duruma düşürür. Ayrıca İslamabat başkalarından da yardım arayabilir. Çin yardım elini uzatıp, Hindistan ile arasındaki nüfuz mücadelesinde büyük ikramiyeyi kazanmak için fırsat kolluyor. Pakistan’ı finanse eden, önümüzdeki on yılların jeopolitik oyunlarının baş aktörü olur.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: A. Günaltay

Editör: Ayhan şimşek