1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

12 Haziran 2012

Suriye'de durum, Fransa seçimleri, Euro krizi, Rus muhalefetine yapılan baskı Avrupa basınında dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/15CV6
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

İsviçre’nin ciddi siyasi gazetelerinden Neue Zürcher Zeitung İran’ın, iç savaşa sürüklenmekte olan Suriye’nin geleceği üzerinde belirleyici olabileceğini yazıyor:

“Katar ve Suudi Arabistan tarafından finanse edilen muhalefetin Suriye’de Batılı demokrasi anlayışına uygun bir başlangıç yapmasını beklemek saflık olur. Körfez ülkeleri kendi çıkarlarına uygun bir çözüm istiyor. İran ise Lübnan’da sözü geçen Hizbullah’ın yardımıyla Suriye’nin kaderini kendi görüşleri doğrultusunda şekillendirebilir. Hizbullah’ın siyasi hedeflerini kollarken nasıl acımasız olabildiği malumdur. Suriye’deki muhalefetin silahlandırılması sonunda Lübnan’ı da savaş batağına sürükler. Suriye krizinin diplomatik yoldan sona erdirilmesi için İran’ın yaptığı daveti ret edenler bu ihtimali göz önünde bulundurmalıdır. Kofi Annan’ın, bütün aktörleri çözüm arayışına ortak etme fikri yabana atılmamalıdır.”

İngiliz The Guardian gazetesi Fransa genel seçimlerini şu satırlarla değerlendiriyor:

“Cumhurbaşkanı François Hollande ve onun Sosyalist Partisi’nin, Fransa’nın siyasi yapısında umduğundan da fazla belirleyici pozisyona geleceği anlaşılıyor. Bu üstünlük Hollande’a gerçekten iktidar olma ve ülkesi kadar bütün Avrupa için de hayati önemdeki politikalar uygulama imkânı yaratacak. Son aylarda seçilen yeni Avrupalı liderlerin aksine Hollande gerçekten bir şeyleri değiştirme gücüne kavuşacak. Bunu karizma ile ve gösterişli tavırla yapmayacak. Çünkü böyle özellikleri yok. Ama sadelik, ehliyet, akılcılık, inandırıcılık ve iyi niyet karizması var.”

El Periodico adlı İspanyol gazetesinin aynı konuyla ilgili satırları ise özetle şöyle:

“Fransa Cumhurbaşkanı oylamanın ilk turundan güçlenerek çıktı. Sosyalistlerin ikinci turda mutlak çoğunluğu yakalama ihtimali oldukça yüksek. Gerçi hemen hemen Halk Hareketi Birliği kadar oy aldılar. Ama Fransız seçim sistemi Hollande’ı rahatlatıcı çoğunluğun desteğine kavuşturmaya müsait. Nicolas Sarkozy’siz Halk Hareketi Birliği’nin duvara toslayacağını ve Marine Le Pen’in sağın yeni lideri olacağını sananlar yanıldı. Fransız seçim sistemi küçük partiler için dezavantajlı. Milli Cephe muhtemelen üç milletvekilliği ile yetinmek zorunda kalacak. Marine Le Pen’in parlamentoya seçileceği bile garanti değil.”

Amsterdam’da yayımlanan de Volkskrant gazetesi, Avrupa’daki risklerin örtbas edilmemesi gerektiğini vurguluyor:

“Euro’nun ve bankacılık sisteminin ayakta tutulmasının bir bedeli var. Avrupa’nın Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve şimdi de İspanya’ya akıttığı milyarların bir kısmı geri gelmeyecek. Avrupalı politikacılar bu devasa zararı göze almakla, ekonomik çöküşün çok daha büyük boyutlara varacağı kaos senaryosunu önlemiş oluyorlar. Öte yandan entegrasyonunu ilerletebilmiş bir Avrupa kendine siyasi hedefler de koyabilir. Siyasi liderler bunu açıkça dile getirme cesaretini gösterebilmelidirler. Avrupa’ya kefil olmalı ve bunun risklerini de seçmenden gizlememelidirler. Ancak, Avrupa’yı siyasi bütünleşmeye götürürken bunun faturasını açıkladıklarında, Avrupa kötümserlerinin eline koz vermiş olurlar.”

Der Standard adlı Avusturya gazetesi Rusya’nın eski ve yeni devlet başkanı Vladimir Putin’in muhalefet üzerindeki baskıyı arttırmasını şöyle yorumluyor:

“Protesto gösterisinden hemen önce hükümet muhaliflerine baskın düzenlenmesi ve sözcülerinin ifade vermeye çağrılması haklı olarak büyük eleştiri aldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yeniden Kremlin liderliğine yükseldikten ve daha fazla demokrasi vaat ettiği seçim kampanyasından bir ay sonra pervasızca muhalefetin üzerine yürümeye başladı. İlk kez şiddet olaylarına sahne olan 6 Mayıs’taki protesto eyleminin tabii ki soruşturulması gerekir. Ama bu olay temel hakları kısıtlama bahanesi olarak kullanılıyor. Çünkü sadece göstericiler soruşturuluyor, polisin sert müdahalesi yüzünden yapılan şikâyetlere ise kulak verilmiyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: A. Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu