1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.02.2008 - Alman basınından özetler

Hülya Köylü, Değer Akal11 Şubat 2008

Erdoğan’ın göçmen Türklerle bir araya geldiği Köln’deki büyük buluşma Alman gazetelerinin bugünkü başlıca konusu. Türkiye’deki türban kararının da değerlendirildiği Alman gazetelerinde dikkat çekici yorumlar yer alıyor.

https://p.dw.com/p/D5TF

Erdoğan’ın Köln’de yaptığı konuşmayı eleştiren Westdeutsche Zeitung şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Önyargılı bir Türk basını, çenesi düşük bir Erdoğan ve hakarete uğramış bir cumhuriyet. Hayır, Almanya’da dürüstçe barışçıl bir birliktelik için çaba gösteren insanlar için maalesef iyi bir gün değildi. Ludwigshafen’da ortaya çıkan duygu dolu manzara, gürültüyü bir yana bırakmayı gerektiriyor. Bir anne oğlu için ağlıyor, bir adam karısı için, bir ağabey kızkardeşi için. Dokuz için alevler içinde can verdi, yakınlarının acısı sınırsız olmalı. Erdoğan, cenaze töreni nedeniyle sesini biraz kısabilirdi. Güçlü sözleriyle yeniden sahne almak için bugünleri kullandı. Ne yangın kurbanları ne de Almanya’daki milyonlarca göçmen bunu hak ediyor."

Erdoğan’ın Türkiye’de yaşanan sorunlardan dikkati dağıtmak istediğini söyleyen Flensburger Tageblatt’ın yorumu ise şöyle:

"Türk Başbakanı neye ulaşmak istiyor? Erdoğan, onu dinleyen duygusal insanlara verdiği öğütlerle iyi bir hizmet sunduğunu ya da bir bakış açısı getirdiğini kanıtlamıyor. Dışardan bakıldığında sağı sollu belli olmayan bir izlenim yaratıyor. Ama sadece kendine faydası var ve yasla seçim kampanyasını birbirine karıştırıyor. Erdoğan, ülkesinde yaşanan sorunlardan dikkati başka bir yöne çevirmek için Almanya’da açıkça güçlü adamı oynuyor."

TBMM’de kabul edilen türban düzenlemesi de Alman gazetelerinde tartışılıyor. Coburger Tageblatt’ın yorumu:

"Bu kararın iki sonucu olabilir. Biri kötü: Üniversiteler şimdi daha dinci olursa gerginlik tırmanabilir. Bu durumda da askeri karar ortaya çıkabilir. Diğeri ise iyi: Yüksekokullar, misyonerleşmenin merkezi olmayacaklardır."

Rheinische Post

gazetesinin yorum sayfasında ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya ziyareti sırasında verdiği mesajlar mercek altına alınıyor:

“Erdoğan’ın Köln’de tamamladığı ziyareti sırasında Almanya’da yaşayan Türklerin Almanca öğrenmesi gerektiği yönündeki çağrısı çok gerekliydi. Ancak Erdoğan’ın Almanya’da Türk okul ve üniversitelerin kurulması talebi haklı bir gerekçeyle geri çevrildi. Zira bunlar uyuma katkıda bulunmak yerine ayrımı derinleştirir. Bazı politikacılar ciddiye almak istemese de Ren ve Ruhr bölgelerinde paralel toplumlar oluştu. Sorunlara yol açabilecek bu süreç ancak makul bir uyum politikasıyla engellenebilir. Göçmenlerin kendi kültürlerini terk etmeleri beklenemez. Ancak Alman toplumunun özgürlük ve kadın-erkek eşitliğine dayanan temel değerlerini anlamaya dönük irade göstermeleri istenebilir.”

Westdeutsche Allgemeine Zeitung

gazetesi ise Türkiye’de üniversitelerde başörtüsüne ilişkin yapılan yeni düzenlemeleri değerlendiriyor:

"Başbakan Erdoğan önceliklilerinin ne olduğunu ortaya koyuyor. Avrupa Birliği reformlarında bir yıldır hiçbir adım atılmıyor. Başörtüsü konusundaysa Erdoğan çok daha fazla çaba ve cesaret gösteriyor. Süreç henüz bitmedi, Anayasa Mahkemesi ve belki de generaller de söz söyleyecek. Ayrıca Erdoğan’ın karşısına aldığı kesim bir hayli güçlü. Özetle Erdoğan ülkesinin riskli bir ayrışmaya sürüklüyor. Sonunu kimse öngöremiyor. Bütün bu gerçekler ışığında Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın başörtüsü yasağını kaldırarak Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecindeki bir yükümlülüğünü daha yerine getirdiğini söylemesi saçma."