1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11 Eylül raporu açıklanıyor

Carsten Schmiester22 Temmuz 2004

Amerikan Kongresi, 1,5 yıllık çalışmanın sonnucu olan 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarıyla ilgili raporunu açıklıyor. Ayrıntıları basına sızan raporda, CIA ve FBI’ın hata ve ihmallerine dikkat çekiliyor. Washington’dan Carsten Schmiester’in haberi...

https://p.dw.com/p/AbCR
11 Eylül saldırılarıyla ilgili Amerikan Kongresi'nde yapılan soruşturmanın sonuçları açıklanıyor...
11 Eylül saldırılarıyla ilgili Amerikan Kongresi'nde yapılan soruşturmanın sonuçları açıklanıyor...Fotoğraf: AP

Aynı zamanda internete de aktarılacak olan raporun birçok ayrıntısı önceden yayınlanmıştı. Raporda, öncelikle Merkezi İstihbarat Servisi CIA ile Federal Soruşturma Dairesi FBIİ’nin vahim hata ve ihmallerinden söz ediliyor. Başkan George W. Bush ile selefi Bill Clinton da terör tehlikesini küçümsemekle itham ediliyorlar. Bush’un bütün dikkatini Irak’a yönlendirdiği ve terör tehlikesinin savuşturulmasına gereken önemi vermediği de raporda yer alıyor.

Beyaz Saray’ın ve gizli servislerin hatalarıyla ilgili ayrıntılar haftalardır bir bir kamuoyuna sızıyor. Kongre raporunda bütün bu eleştiriler demet haline getirilecek. Ancak Bush, Kongre’den gelecek tatsız habere kendini iyi hazırlamışa benziyor.

Bush, raporu nihayet göreceği için mutlu olduğunu belirterek, Amerikalılar‘ın yönetimin yeni bir terör saldırısını önlemek için elinden geleni yaptığından emin olduğunu söyledi.

11 Eylül önlenebilir miydi?

Amerikan ve dünya kamuoyunda hep tartışılan 11 Eylül saldırılarının önlenip önlenemeyeceğiydi. Kongre komisyonu bu soruya açıklık getirmiyor, ama 600 sayfalık rapora geçen bulgular akla en azından, teröristlerin önlenmesinin teorik olarak mümkün olduğu düşüncesini getiriyor.

Washington Post gaztesinde yer alan haberlerde Clinton ve Bush yönetimlerinin ellerine geçen toplam on fırsatı harcadıkları ifade edilmekteydi. Ne kadar tehlikeli olduğu 11 Eylül 2001’den çok önce ortaya çıkan El Kaide lideri Usame Bin Ladin defalarca, izini süren Amerikalılar’ın elinden kaçmayı başarmıştı. Kongre raporunda merkezi istihbarat teşkilatı CIA’nın, suikastçılardan ikisini 11 Eylül’den önce arananlar listesine dahil etmediği sonucuna varılıyor. 2001 ağustosunda suikastın elebaşlarından Zekeriya Musavi’nin evinin aranmamış olmasından da FBI sorumlu tutuluyor.

ABD’deki 15 ayrı istihbarat birimi terörle mücadelede birbirinden habersiz, hatta karşılıklı çalışmış. Terörle mücadelenin eski şefi Richard Clarke, Bush yönetiminin tehlikenin farkına varamamasının mazur görülemeyeceğini söylemişti. Temsilciler Meclisi’nin Cumhuriyetçi Partili sözcüsü Denis Hastert, Usame Bin Ladin’in ne kadar tehlikeli olduğunu ve Dünya Ticaret Merkezi‘nin ikiz kulelerinin teröre hedef seçildiğini bildiklerini, ancak Amerikan yolcu uçaklarının silah olarak kullanılabileceğini akıl edemediklerini söylüyor.

İstihbarat birimlerinin yeniden yapılanması

11 Eylül’den sonra Irak’ın El Kaide’yi desteklemekle suçlanması hataydı. Kongre raporunda bu suçlamayı hak eden Ortadoğu’daki tek ülkenin İran olduğu ifade ediliyor. İstihbarat servislerinin büyük hatası Bush yönetimini bu birimlerin yeniden örgütlenmek üzere harekete geçirdi.

Demokrat Parti, istihbarat bakanlığı ihdas edilmesini ve iç ve dış haberalma servislerinin bu bakanlığa bağlanmasını istiyor. George Tenet, CIA Başkanlığı’ndan ayrılarak Başkan Bush’un önünü açmış oldu. Ancak ABD Başkanı hala istihbarat ve emniyet birimleri arasındaki işbirliğinin nasıl düzeltilebileceğine dair bir plan hazırlayabilmiş değil.