1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11 Eylül kasten mi önlenmedi?

Christoph Grabenheinrich28 Ocak 2004

ABD’ye yönelik terörist saldırılarla ilgili incelemelerini sürdüren Ulusal Araştırma Komisyonu'nda, 11 Eylül 2001'de yaşanan şiddet olaylarının zamanında önlenebilmesi için yeterince fırsat olduğu ileri sürüldü

https://p.dw.com/p/AbQ9
Dünyayı sarsan 11 Eylül saldırılarında gizli servislerin rolü pek çok araştırmaya da konu oldu
Dünyayı sarsan 11 Eylül saldırılarında gizli servislerin rolü pek çok araştırmaya da konu oldu

Bush yönetiminin şimdiye kadarki açıklamalarıyla çelişen Araştırma Komisyonu raporundaki bilgilerde, ilk başta güvenlikle ilgili önemli ihmallerin, saldırganlara ellerini, kollarını sallayarak ABD’ye girme olanağı sağladığı belirtiliyor. Bu arada Beyaz Saray’ın, teröristlerin meşru yoldan ülkeye girdiği ve saldırıların öncesinde dikkat çekici davranışlarda bulunmadığı söyleminin de giderek inandırıcılıktan uzaklaştığı kaydediliyor. Araştırma komisyonunun üyesi Sellocca, saldırganların, eylemleri öncesinde yeterince göze batan davranışlarda bulunmasına karşın bundan kimsenin kuşkulanıp üzerine gitme gereği duymadığından yakınıyor.

Sahte vizelere ses çıkarılmadı

“Bazı pasaportlardaki ABD’ye giriş vizesinin sahte olmasına, bazı saldırganların vize başvurularında yanlış beyanlarda bulunmalarına kimse ses çıkartmıyor. Oysa daha bu aşamada sınır görevlisine yalan söylenerek ABD’de geçerli göç yasasına aykırı davranıldığı kesin.”

"Sert davranmayın" talimatı

Bu arada saldırganlardan bir başkasının dönüş bileti ve parası olmadığı, ABD’de bulunacağı bir adres bile veremediği halde ülkeye girebildiği, oysa böyle hallerde kişinin geldiği uçakla geri gönderilmesinin gerektiği belirtiliyor. Bunun yanında Hamburg’lu terör hücresinin elebaşı ve saldırganların lideri konumundaki Muhammed Atta’nın göze batan hareketlerine ses çıkartılmamasına gerekçe olarak sınır görevlileri; Suudi Arabistan uyruklulara karşı fazla sert davranılmaması yolunda talimat aldıklarını söylüyorlar.

Suçlama listesi kabarık

Araştırma Komisyonu raporunda yer alan Amerikan güvenlik makamlarına yönelik suçlamaların listesi oldukça kabarık. Sınırdan girişte yeterli titizliğin gösterilmemesi, Suudi Arabistan’daki vize işlemlerinde ihmalkarlık ve güvenlik birimleri arasındaki iletişim eksikleri. Clinton döneminde Amerikan Göç Dairesi’nin başkanlığını yapan Doris Meissner, saldırılardan sonra önlemlerin artırılmış olmasına karşın pratikte fazla bir şeyin değişmediğini düşünüyor:

“Saldırganlar bugün bile, şimdi daha titizlikte yürütüldüğü söylenmesine karşın mevcut güvenlik önlemlerini aşarak ABD’ye girebilir. Çünkü hiç biri geçmişte polisiye bir olaya karışmamış, bilinen terör çevreleri ile ilişki kurmamış ve bugüne kadar gizli servis tarafından izlenmek üzere adı herhangi bir listeye geçmemiş kişiler. “

Hükümet komisyonla yeterli işbirliği yapmadı

Ara raporunu kamuoyuna dün açıklayan Araştırma komisyonunun, çalışmalarını Mayıs ayına kadar bitirmesi gerekiyor. Ancak gerek komisyon üyeleri, gerekse saldırı kurbanlarının aileleri raporun tüm bilgileri içerir biçimde hazırlanabilmesi için daha fazla süre gerektiğini savunuyor. Aylardır talep edilmesine karşın önemli bir çok konuşma zaptını ve diger bazı belgeleri, gizli oldukları kaydıyla komisyona iletmeyerek yeterli işbirliğine yanaşmayan hükümet ise sürenin uzamasına karşı. Oysa bu bilgi ve belgeler olmadan komisyonun hazırlayacağı nihai raporun bir anlam taşımayacağı herkesçe biliniyor. Bu durumda giderek artan, Beyaz Saray’ın gerçekleri kamuoyundan saklama çabasında olduğu yorumlarının haklı olduğu bile düşünülebilir.