1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

Ufuk Çakır9 Aralık 2014

Alman basınında öne çıkan yorumlar, Amerikan İstihbarat Servisi CIA’in soruşturma yöntemlerine ilişkin yayınlanan araştırma raporu ve Almanya’da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin kongresi ile ilgili.

https://p.dw.com/p/1E1h0
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

10.12.2014 - Alman basınından özetler

ABD'de, 11 Eylül ertesinde Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA’in kullandığı tartışmalı sorgu yöntemlerine ilişkin Senato’nun raporu yayınlandı. CIA’in acımasızca yöntemler kullandığı, bunların çalışmaları yürüten elemanlara fazla bir getirisi de olmadığı belirtildi. Berliner Zeitung konuya ilişkin yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Gerçi CIA’nin kriminel sorgu yöntemlerine dair çok şey biliniyordu ama, bunların nasıl yapıldığı Senato’nun resmî belgelerinde ayrıntılarıyla anlatılmasının ertesinde Afrika, Asya ve Ortadoğu’nun Amerika dostu olmayan kriz bölgelerinde insanların öfke ve protestoları yeniden alevlenecektir. Zaten bundan dolayıdır ki raporun açıklanması iki yıl boyunca sürüncemede kaldı. Raporun kamouyunda boy göstermesini ise Başkan Obama ile Senato’da sadece kısa bir süreyle çoğunluğu ele geçiren Demokratlara borçluyuz.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin ise aynı konudaki yorumunda şu satırları okuyoruz:

“İşkence araştırma raporunda çeşitli işkence yöntemlerinin insanları sakat bırakmakla kalmadığı, 11 Eylül terör saldırılarından sonra ABD’yi yeni saldırılardan korumaya yönelik olarak istihbarat teşkilatlarının ihtiyacı olan bilgileri de onlara sunmadığı açıkça saptanıyor. Buna rağmen o dönemin başkanı Bush’un bunlardan esef duyduğunu açıklamaması, onun ne kadar vurdumduymaz olduğunu da gözler önüne seriyor. Bush’un strateji diye kullandığı şeyin resmen yanlış olduğu ortaya çıktı. Ama daha da kötüsü Bush, yanlış politikalarından dolayı özür dilemiyor. Dış ülkelerde onun sözleri birilerini daha da radikalleştirebilir. Ama Bush bildiğini okumaya devam ediyor ve hiç birşeyi anlamadığını ve hiçbir şeyden ders çıkartmadığını ortaya koyuyor.”

Konu değiştiriyoruz… Almanya’da koalisyonun büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU), Köln kentindeki 27'nci parti kongresinde, Başbakan Angela Merkel’ı iki yıl aradan sonra büyük oy çoğunluğu ile bir kez daha parti genel başkanlığına seçti. General Anzeiger gazetesinin kongreye ilişkin yorumunda şu görüşler dikkat çekiyor:

“Angela Merkel iktidar tutkunu bir politikacıdır, böyle olmasa, kendinden başka adayların da boy göstermesine boyun eğerdi. Ama öte yandan da Merkel görev bilinci ile de hareket eden bir politikacı. Bu yasama döneminde görevinden ayrılma konusu aklından geçmiş olsa bile bunu şimdi yapması mümkün değil, bunu istemez de. Almanya’da yapılacak mini reformlar ya da devasa bir reform projesi için falan değil, dış politikadaki son derece gergin durum nedeniyle. Vladimir Putin ateşle oynamakta, Angela Merkel ise itfaiye konumunda. Belirli bir süre daha bu durum böyle devam edecek gibi görünüyor. Öyleyse oyuna devam!”

Stuttgarter Zeitung da parti kongresini yorum sütununa taşımış:

“Merkel, programı açısından partisini yıllar boyunca yalnızlaştırdı. Hristiyan Demokrat Birlik’in ve ounun lideri olan Merkel’ın tek siyasî yaratıcılığı, siyasî rakipleri popüler birtakım talepler ile tehlike yarattığında, bunu içgüdüsel bir biçimde hissetmesi ve bu talepleri kendisininmiş gibi parti programına dahil etmesinden öteye gidemedi.”

Münchner Merkur gazetesinin yorumunda ise şu görüşler savunuluyor:

“Hristiyan Demokrat Birlik’in Genel Başkanı Merkel aldığı bu sonuçla iktidarının zirvesini yaşıyor. Alman seçmenin çoğunluğunun oyları ile seçilen Başbakan Merkel’ın alternatifi olmadığı sıkça gündeme geliyor. Ama dikkat! Rüyadan kötü uyanma tehlikesi de var kapıda. Hristiyan Demokrat Birlik'in sosyal demokratlarla Yeşiller Partisi'nin sınırları arasında oynamayı sevmesi, partinin titreyip kendi özüne dönmesini engelliyor. Hristiyan Demokrat Birlik'in özünde bir zamanlar muhafazakar bir ekonomi partisi olduğunu hatırlayan var mı acaba? Eninde sonunda, en geç Merkel partinin yönetimini bıraktığında, Hristiyan Demokrat Birlik'in bir tür ‘Light Sosyal Demokrat Parti' olarak varlığını sürdürme hakkı olup olmayacağı ortaya çıkacak.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar