1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10.12.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu10 Aralık 2004
https://p.dw.com/p/AbsM

Alman basınında bugün Türkiye- AB tartışmaları ve Almanya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne daimi üyeliği öne çıkıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung

gazetesinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için görüşmelere başlanmasına ilişkin ilginç bir makale yer alıyor. ”Türkiye’nin Avrupa Birliğine hayır” başlıklı yazıda, Almanya Federal Anayasa Mahkemesi emekli hakimlerinden Wolfgang Böckenförde, Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne girmesinin önündeki engelleri şöyle sıralıyor:

“Coğrafi açıdan bakıldığında Türkiye’nin sadece küçük bir kısmı Avrupa’ya ait. Bu nedenle Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınması birliğin bir nevi “Avrupa-Küçük Asya Birliği” haline dönüşmesi anlamına gelecek. Jeopolitik ve stratejik açıdan bakıldığındaysa durum tehlikeli. Türkiye’nin Avrupa Birliği ailesine katılmasıyla, birliğin sınırları Ermenistan, Gürcistan, İran, Irak ve Suriye’ye kadar dayanacak ki, bu da Ortadoğu ve Kafkaslar'daki tüm problemlerin Avrupa'ya taşınması demek. Peki ama bu kadar çok sorunla karşı karşıya kalmak Avrupa Birliği’nin politik konumunu tehlikeye sokmaz mı? Ticari alışverişin ötesine geçmek ve politik bir güç olmak isteyen her birliğin somut ve kesin sınırlara ihtiyacı var. Kendisine yarar değil zarar getirecek bir büyüme Avrupa Birliği’nin politik açıdan zayıfladığını gösterir.”

Makalede ayrıca Batı'nın, Türkiye’nin, Avrupa ile Müslüman Ortadoğu devletleri arasında köprü görevi görmesi gibi bir beklenti içine girdiğine değinilip, şöyle devam ediliyor:

“Türkiye, Cumhuriyet'in kurulduğu günden beri yürüttüğü reformlarla modernleşmeye, Avrupa’ya yanaşmaya çalışıyor. Peki ama Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme çabaları ya da birliğe girmesi, Müslüman ülkelerce ciddiye alınmamasına hatta dışlanmasına neden olursa ne olacak? Türkiye, Avrupa’yı İslamcı akımların tehlikesinden koruyabilecek mi? Batı böylesi bir beklentinin tamamen Türkiye’nin kendi insiyatifine kaldığının da bilincinde mi?"

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri ve 17 Aralık Zirvesi'ne değinen diğer bir Alman gazetesi de Süddeutsche Zeitung. Gazete haberine “Kıbrıs kararı görüş ayrılığına sürüklüyor” başlığını atmış:

“17 Aralık Zirvesi'ne bir hafta kala Brüksel’in Türkiye’ye Kıbrıs Rum Kesimi’ni resmi olarak tanıması şartını getirip getirmeyeceği tartışılıyor. Ankara bu konudaki sinyalini verdi bile. Erdoğan hükümeti böyle bir şartın koşulmasını reddediyor. Kıbrıs Rum tarafı ise Türkiye’nin ülkeleri tanınmaması halinde, Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için görüşmelere başlanması kararına veto edeceğini söylüyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’se iyimser. Kısa sürede her iki tarafı da memnun edecek bir orta yol bulabileceklerini kaydediyor. Olli Rehn ayrıca Türkiye‘ye evet denilmesi için ek şartlar konulmasına da karşı.”

Alman basında öne çıkan bir diğer konu da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne daimi üye olacak yeni ülkelere veto hakkı tanınmasıyla ilgili tartışmalar. Konuyla ilgili Süddeutsche Zeitung gazetesinde çıkan haberde, Asya gezisinde Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in veto teklifine Japonya Başbakanı Koizumi’den destek geldiği belirtiliyor:

“Almanya‘yı ve diğer aday ülkeleri daimi üye yapabilmek için, Birleşmiş Milletler’in temel işleyişini değiştirmesi şart. Berlin ve Almanya’ya destek veren diğer devletlerin, toplam 191 üyenin üçte ikisinin oyuna ihtiyacı var. Ayrıca, Güvenlik Konseyi’nin yeni daimi üyelerine veto hakkı vermesi tartışmaları uzarsa, belki birkaç ülke daha kararını değiştiririr ve oyunu Birleşmiş Milletler’de reforma gidilmesi yönünde kullanır.”

Lüneburg’da çıkan Landeszeitung ise Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne daimi üyelik tartışmalarında pasif davrandığını belirtiyor:

“Almanya Başbakanı sadece prestij için mücadele ediyor. Schröder Asya gezisinin Japonya ayağında iskambil destesinden yeni bir kağıt çekti ve bu sefer de daimi üyelere veto hakkı verilmesine oynadı. Veto yetkisi verilmesi tartışmaları, Almanya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine daimi üye olacağı varsayımından yola çıkılarak yürütüllüyor, oysa Japonya destek verse de, Birleşmiş Milletler oyununda Schröder’in eli zayıf.”