TÜR 0912 Presseschau 2

İtalya’dan muhafazakâr Corriere della Sera gazetesi ise Euro'nun geleceğinin masaya yatırıldığı bugün sona erecek olan Brüksel’deki iki günlük AB Zirvesi’ni ele alıyor. "Euro ya da Avrupa, işte bütün mesele bu" başlıklı yorumda şu satırlar göze çarpıyor:

“Avrupa’nın ortak para birimi, bundan tam 20 yıl önce yine Aralık ayında bir haftasonu, Maastricht’te dünyaya gelmişti. O para birimi, bugün Brüksel’de hayata veda edebilir. Avrupa bu 20 yıl içinde büyüdü, ancak kafa ve kemik yapısı tamamen aynı kaldı. Avrupa’da yaşanan değişimlerin Euro ile çok yakından ilgisi var. Ortak para biriminin yürürlüğe girmesiyle Avrupa, gereken uzlaşma ve maharete, beceriye sahip olmaksızın ağır sıkletlerle güreşmek istedi. Brüksel’deki dramatik zirve şunu çok somut biçimde gösteriyor: Avrupa’yı kurtarmak için Euro’nun batmasına izin verilmesi gerekebilir. Ya da bunun tam tersi... Peki biz hangisini seçiyoruz: Euro’yu mu, yoksa Avrupa’yı mı? Kesin olan bir nokta var: Bir tarafta öfkeli finans piyasaları duruyor, diğer tarafta ise artık hile ve aldatmacalarla ikna edilemeyen seçmenler. Sonuç ne olursa olsun, Pazartesi gününe kadar komuta yetkisinin kime verileceği ve onun ne kadar paraya sahip olacağı konuları açıklığa kavuşmak zorunda.”

İspanyol El Mundo gazetesi "Euro’nun kurtarılması için süre doluyor" başlıklı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin altını çizdiği gibi, Euro’nun meydana getirilmesi sürecinde iki hata yapıldı: Ortak bir ekonomi hükümeti kurulmadı ve Euro’ya geçmeye yeterince hazır olmayan ülkeler Euro Bölgesi’ne alındı. İşte bu hatalar şimdi reform sürecinde tekrar edilmemeli. Soruna çözüm bulunması için süre azalıyor. Piyasalarda sinirler kopacak kadar gergin. Avrupa Komisyonu'nun Ekonomi ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, 10 gün önce Euro’nun kurtarılması için geri sayımın başladığı konusunda uyarıda bulunmuştu. Şimdi "start" anına gelindi. Ancak bu yolculuğun hangi istikamete doğru olduğu hâlâ belli değil.”

İsveç’in liberal Dagens Nyheter gazetesi ise aynı konuyla ilgili yorumunda şu görüşü savunuyor:

"Bütün Euro ülkelerinde bütçe disiplininin sağlanması için belirleyici kuralların Avrupa Birliği Antlaşması’nın içine eklenmesi, kesinlikle akıllıca olur. Avrupa’nın para birimine yeniden güven sağlanması, ancak son yıllarda yaşanan borç krizinin bir daha tekrarlanmayacağı konusunda somut güvenceler verilerek mümkün olabilir. Ancak Almanya Başbakanı Angela Merkel’le Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin önerilerinin çok geç gelmesi, ciddi bir sorun teşkil ediyor. İki lider önerileriyle yeni zıt kutupların oluşmasına neden oldu. Bunun yanı sıra iki liderin, AB antlaşmalarında uzun vadede değişiklikler yapılması planıyla, Euro’nun içinde bulunduğu acil sorunlar çözümlenemez. Ancak kesin olan, bu sorunun zaten bir günde çözümlenemeyeceği.”

Gazetelerin yer verdiği bir başka konu ise Rusya'da parlamento seçimlerine hile karıştığı gerekçesiyle düzenlenen protesto gösterileri. Fransız La Republique des Pyrenees gazetesi protestoları şöyle yorumluyor:

"Rusya'da olup bitenler çok önemli, bu oluşum Arap Baharı'ndaki isyanla benzerlik gösteriyor. Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in herşeye gücünün yettiğine inanılırdı. Ancak Putin'in partisinin yüzde 15 oranında oy kaybına uğraması, Kremlin'in güzel mekanizmasında birşeylerin bozulduğu anlamına geliyor. Moskova ve diğer kentlerde çok güçlü protestolar düzenleniyor. Putin olup bitenlerden hiçbir şey anlamamış olmalı ki dün protesto gösterilerini kışkırtmakla suçladığı ABD'yi kınamak için, Sovyetler Birliği'nde kullanılan üslupla bir konuşma yaptı."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ercan Coşkun