1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0912 Presseschau

9 Aralık 2010

Amerika Birleşik Devletleri'nin Ortadoğu politikası, Wikileaks skandalı ve Avrupa ortak para birimi Euro’yu kurtarma çabaları, bugünkü Alman gazetelerinden derlediğimiz yorum konuları arasında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/QTrs

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung Barack Obama’nın İsrail’i artık Filistin topraklarında yerleşim birimleri kurmaktan vazgeçirmeye çalışmayacağını açıklamasını konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Bu başkan ne ümitler vermiş, neler neler vaat etmişti. Dünya barışa, Filistinliler devletlerine, İsrail güvenliğe kavuşacaktı. Obama Nobel ödülü avansıyla bundan daha üç ay önce, bir yıl zarfında İsrail ile Filistinliler arasında imzalanacak tarihi antlaşmayla noktalanacağını duyurduğu Ortadoğu’daki barış arayışının yeni turunu açmıştı. Ardından ortalığı sessizlik bürüdü. Ve sonunda Washington’dan cılız bir ses yükseldi. Amerikan yönetimi artık İsrail’i Filistin topraklarına yerleşmekten vazgeçirmeye çalışmayacaktı. Bu, barış sürecinin sona ermesi ve dünyanın en güçlü liderinin Filistin topraklarına göz diken bir avuç yerleşimci karşısında dize gelmesi, demektir.”

Der Neue Tag gazetesinin Ortadoğu’ya ayırdığı yorumda Filistinlilerin son umudunun Birleşmiş Milletlerin iradesi olabileceği dile getiriliyor:

“Son gelişmeler mutlaka barışın sona ereceği anlamına gelmemeli. Çünkü Filistinliler çoktan yeni bir strateji izliyorlar. Devlet olarak resmen tanınmayı deniyorlar. İsrail’in çoktandır çekindiği gibi, bu stratejilerine Kosova’yı örnek alıyorlar. Filistin devleti Birleşmiş Milletlerde yeterli desteği bulduğu takdirde İsrail’in doğal müttefiki ABD bile bu süreci durduramayacaktır.”

Şeffaflık ve haberleşme özgürlüğü adına devlet sırlarını yayınlayan WikiLeaks sitesinin yol açtığı skandal Financial Times Deutschland gazetesinin yorum sütunlarına şöyle yansımış:

“Mastercard, Paypal veya Amazon gibi şirketlerin davranışı şüphe uyandırıyor. Siyasi baskıdan çekindikleri ya da baskı hissetmeye başladıkları için WikiLeaks ile olan ilişkilerine son verdiler. Bunu yapmakla tehlikeli yolu seçtiler. İdeolojik bir kavgada taraf oldukları için internet kullanıcısının saldırılarına hedef oluyorlar. İnternetin ne kadar özgür olabileceği, 21. yüzyılın en büyük ideolojik tartışmalarından biri olmaya namzet. Kutuplaşma ortamında bir şirket olarak taraf tutmak akıllıca bir davranış değildir. Tabii ki herkes kendine ticari ortak seçmekte serbesttir. Ama söz konusu şirketlerin en azından bu kararlarına inandırıcı bir gerekçe göstermeleri beklenirdi.”

Stuttgarter Nachrichten gazetesi borçlu Euro bölgesi ülkelerinin elverişli şartlarla kredi bulabilmesi için Euro tahvili ihraç edilmesi şeklindeki önerinin yol açtığı tartışmalara değiniyor:

“Euro bölgesi maliye bakanları sözcüsü Juncker’in iki yıldır talep ettiği Euro tahvili şeytan icadı olup, mutlaka önlenmelidir. Aksi takdirde taze paraya ihtiyacı olduğunda daha yüksek faiz ödemek zorunda kalacaktır. Bir puanlık faiz farkına Alman kamuoyunu ikna etmek ve halktan buna katlanmasını istemek mümkün değildir. Öte yandan ortak hazine bonosu Avrupa’yı son derece vahim sonuçlarla yol açabilecek bir transfer birliğine dönüştürür. Euro günahkarları İrlanda ve Yunanistan ise trajik borçlanma politikalarına Almanya gibi en uygun kefili bulmuş olacaklardır.”

Haftalık Die Zeit gazetesinin ‘Avrupa ve Euro’ başlıklı yorumu özetle şöyle:

“Almanya, Adenauer, Brandt, Schmidt, Kohl ve Genscher gibi büyük Avrupalılar çıkarmış bir ülkedir. Maliye Bakanı Schäuble de onlara dahil. Ama o da doğru ses tonunu tutturamıyor. Aksine Berlin’den asabi, orijinal fikirlerden yoksun ve dediğim dedikçi sesler yükseliyor. Oysa Avrupa’nın, Avrupa yurtseverliğine ihtiyacı var. Dayanışmanın bedelini bozuk parayla ödeyebileceğini sanan, Avrupa’yı geleceğinden edebileceğini unutmamalı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa