08.06.2009- Avrupa basınından özetler

İspanya’nın Barcelona kentinde yayımlanan liberal La Vanguardia gazetesi yorumunda seçimlere katılımın düşük olmasının nedenlerini irdeliyor:

“Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılım oranı giderek daha da azalıyor. Bunun anlamı, birleşik bir Avrupa fikrinin kamuoyunda giderek daha az rağbet görmesi ya da umursanmamasıdır. Avrupa Birliği, vatandaşlarından her geçen gün uzaklaşıyor. Büyük partiler gerekli performansı gösterip, seçmenleri oy vermeleri için harekete geçiremediler. Seçimlerden çıkarılacak bir diğer sonuçsa Avrupa’nın sağa kaydığıdır. Sosyal demokratlar, çoğu Avrupa ülkesinde büyük oy kaybına uğradı. Muhafazakarlarsa oylarını artırdı ya da en azından kendilerini ortaya koymayı başardı.”

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan liberal eğilimli Der Standart gazetesindeyse Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük kan kaybına uğrayan Sosyal Demokratlarla ilgili yorum göze çarpıyor:

“Görünen o ki seçmen artık Avrupalı yoldaşların sorunları çözebileceğine inancını yitirdi. Muhafazakar halk partileri birleşip, vatandaşların mevcut mali krizle ilgili çözüm yolları ortaya koyması için umut bağladığı iktidarlarını sürdürürken, azalan refah düzeyi ve gelir dağılımı mücadelesinde sosyal demokrasi anlayışına pek fazla söz hakkı düşmüyor. Sendikalar elde edilmiş hakları koruyabilme çabasında. Sosyal demokratların sadık seçmen kitlesini oluşturan işçi sınıfı, kapsamlı sorunlara basit çözüm yolları vaadinde bulunan sağa kayıyor. Yani alt gelir grubunun üzerindeki baskıyı daha fazla artırmamak için göçmenlere kapılar kapanacak, daha fazla yasa, daha fazla düzen olacak. İyi ve kötü ayrımı daha bariz yapılacak. Yani sosyal demokrat seçmeni tekrar kendi safına çekmek isteyenler yeni fikirler üretmek zorunda.”

Brüksel merkezli Fransızca yayımlanan La Libre Belgique gazetesi yorumunda Belçika’daki Avrupa Parlamentosu seçimlerini değerlendiriyor:

“Seçmen net bir çizgi ortaya koymuş değil. Fransızca konuşulan Valon Bölgesi’nde Sosyalist Parti (PS) en güçlü parti olma konumunu korudu. Liberaller ise Brüksel’de birinci güç olmayı sürdürüyor. Ancak Yeşiller her iki bölgede kilit konumda. Sağ eğilimli Flaman Milliyetçi Cephe’nin (N-VA) yükselişi ile Flander’de Hristiyan Demokrat Parti’nin zaferi, devlet reformlarıyla ilgili tartışmaların kızışacağının habercisi. Başbakan Herman Van Rompuy liderliğindeki hükümetin nasıl bir seyir izleyeceğini kestirmek içinse birkaç güne ihtiyaç var. Ancak Belçika için ufuktaki umut ışığı sönmüş değil. Zira aşırı sağ gücünü kaybediyor.”

İtalya'nın Torino kentinde yayımlanan La Stampa gazetesinin Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili yorumundaysa şu satırlar dikkat çekiyor:

“Avrupa Parlamentosu seçim sonuçlarıyla ilgili en ümitsiz değerlendirme Fransız Sosyalist Jack Lang’dan geldi. Lang, ‘Sosyalistlerin umudu ortaya koyacak sesi çıkaramadığını’ söyledi. Bu değerlendirmenin hedefinde bir zamanlar cumhurbaşkanı Miterrand’ı çıkaran Fransız Sosyalist partisi bulunsa da bu görüşü Avrupa geneline taşımak mümkün. Seçimlerden çıkarılabilecek en güçlü sonuç, beklenen sağ çıkıştan ziyade sosyalistlerin çöküşüdür. Sol parti tek gerçek zaferini Yunanistan’da yakaladı. Sosyal demokratların nefes aldığı yegâne ülkelerinse İsveç ve Danimarka olduğu söylenebilir. Zira bu da sosyal alanda düzenli bir yönetim anlayışı sergilemeleriyle oldu. Gerçek anlamda bir umuttan söz etmek içinse artık çok geç”

Derleyen: Meltem Karagöz