1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.01.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı8 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/Abw7

Alman basınında muhalefetteki Hristiyan birlik partilerinin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini seçim kampanyası yapacağını duyurması konu ediliyor.

Merkezi Düsseldorf’ta bulunan Handelsblatt, Alman ana muhalefet grubunu oluşturan Hristiyan birlik partilerinin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Türkiye’yi kampanya malzemesi olarak yapaacağını ilan etmesini değerlendiriyor:

“Hristiyan birlik partileri, 2004 Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçiminde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin seçim malzemesi yapacağını duyurdu. Birlik partilerinin böyle bir kampanya malzemesine gerçekten ihtiyacı var mı? Türkiye karşıtı kampanya, dış politika açısından yanlış, hukuken tartışmalı, Almanya’daki Türkler'in entegrasyonu açısından tehlikeli, siyaseten de aptalca. Batının Türkiye’ye her zamankinden daha çok gereksinimi var. Ortak değerler paylaşıyoruz deyip NATO’da yan yana olduğunuz Türkiye’yi, Avrupa Birliği söz konusu olunca, “ortak değerimiz yok” deyip apayrı bir yaklaşım gösteremezsiniz. Hristiyan birlik partilerinin tavrı böyle özetlenebilir. Uluslararası teamüller açısından bakıldığında ise Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye çok uzun zaman önce tam üyelik sözü verdiğini görüyoruz. Bu sözün yerine getirilme koşulu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin belirlediği kriterleri yerine getirmesidir. Birlik partileri, verilen bu sözü görmezden geliyor, sözü tutmamaya çalışıyor. Almanya’nın iç politikası açısından da konu önem taşımaktadır. Almanya’da yaşayan Türkler'in entegrasyonu hem Almanlar'a hem de Türklere görevler yüklemektedir. Ancak Türkler'e karşı var olan önyargıların iç politika malzemesi yapılması doğru değil. Hristiyan birlik partilerinin izleyeceği çizgi, entegrasyon konusunda yılların birikimini bir kenara iter, bölücü bir etki yapar.”

Aynı konuyu Bremerhaven’da yayımlanan Nordsee Zeitung da sütunlarında inceliyor:

“Hristiyan birlik partilerinin Avrupa seçimlerinde Türkiye’yi tartışmaya açacak olmasının bir sakıncası yok. Yeter ki, işin dozu yabancı düşmanlığına varmasın. Sosyal Demokratlar'ın kampanyaya şiddetle karşı çıkmasıysa iki yüzlülükten başka bir şey değil. Almanya’da siyasetin katılımcı şekilde yapılması gerektiğini Sosyal Demokratlar'ın kendisi nutuklarında tekrarlayıp durmuyorlar mı? Avrupa Birliği’nin geleceği açısından hayati önem taşıyan bir konu tartışılmayacak da ne tartışılacak?”