1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.08.2009 - Avrupa basınından özetler

7 Ağustos 2009

Rusya ile Gürcistan arasındaki savaşın birinci yıldönümü, İran ve Kuzey Kore nükleer krizleri ile ABD’deki sağlık reformu Avrupa gazetelerinde bugün öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/J5Ti
Gori kentine düzenlenen Rus hava saldırısında çok sayıda sivil yaralanmıştıFotoğraf: AP

Republicain Lorrain adlı Fransız gazetesinin yorumunda Rusya ile Gürcistan arasındaki ilişkiler ele alınıyor:

“Aslında hiçbir şey düzene konmadı. Rusya, sadece devletler hukukunu 'tahammül sınırlarını aşacak şekilde' çiğnememeyi kabul etti. Kremlin, aslında Gürcistan ve Ukrayna vilayetlerini kaybetmesini hiç hazmedemedi. Avrupa Birliği tarafından gönderilen gözlemcilerin hassas bölgelere girmelerine izin verilmedi. Gözlemcilere sadece, bundan bir yıl önce Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev ile AB Konsey dönem başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının sürekli ihlal edildiğini saptamak kalıyor.”

Mahmud Ahmedinejad’ın ikinci dönem İran Cumhurbaşkanlığı görevine başlamasını Madrid’de yayımlanan İspanyol gazetesi ABC şöyle yorumluyor:

“İran’daki protesto dalgaları, Barack Obama’nın diplomatik stratejisini altüst etti. ABD Başkanı, Mahmud Ahmedinejad ile anlaşıp, İran’ın nükleer programıyla ilgili anlaşmazlığın küresel krize dönüşmesini önleyebileceğine güveniyordu. İran rejimiyle uzlaşma ihtimalinin çok az olduğunu artık Obama da biliyor. Uzlaşma aynı zamanda, İran halkının büyük bölümünü görmezlikten gelmek de olurdu. Rejim aleyhtarları arasında Batı düşmanlarının da bulunması, onlara sırt çevirmeyi gerektirmez. Ahmedinejad rejimi, sırf baskı sayesinde ayakta durabiliyor. Yakında İran’ın dünya devletleriyle ilişkileri daha da gerginleşecek. Bu anlaşmazlığı atlatabilmesi için, Batı’nın kuvvetini ve ilkelerine bağlılığını göstermesi gerekecek.”

Tutuklu iki Amerikalı gazetecinin Kuzey Kore’den dönmesinden sonra Washingto-Pyöngyang hattında beklenen gelişmeleri Avusturya gazetelerinden Salzburger Nachrichten şöyle değerlendiriyor:

“ABD Başkanı’nın kendiliğinden inisiyatif geliştirmesi için bir neden bulunmuyor. Pyöngyang yönetiminin ansızın tutum değiştirebileceğini gösteren geçmişteki tecrübeler, yakınlaşma arayışının anlamlı olmayacağını gösteriyor. Üstelik Washington, bölgedeki müttefiklerini de kollamak zorunda. Beyaz Saray, Pyöngyang politikasını yeniden ayarlamadan önce eski Başkan Bill Clinton’un Kuzey Kore ziyaretini sakin kafayla değerlendirmelidir. Ama diplomatik yakınlaşmayı gözden çıkarmak da hata olur. Son sekiz yılın ilkelere sadık kalma idealizminin neticesi, iki nükleer denemeyle sekiz bombaya daha yetecek kadar uranyum oldu.”

ABD Başkanı Barack Obama’nın iddialı sağlık hizmetleri reformunu konu alan İtalyan La Stampa gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Başkan Obama, manevi ve pratik değeri çok yüksek olan bu son derece zor reform projesini hızlandırmak için riske soktuğu popülaritesini şimdi kaybetmek üzere. Planlar üzerindeki anlaşmazlık ve çıkar gruplarından gelen baskılar aşılabilecek cinsten değil. Selefinin döneminde Amerikan demokrasisi zayıflayıp yerinde saymaya başladığı için Obama’nın seçim zaferi, Demokrat Parti’ye sempati duymayanları bile heyecanlandırmıştı. Önemli olan, dünyanın en önemli demokrasisindeki siyasi sistemin yeniden güven kazanmasıydı. Bu güvenin esirgenmesi herkes için felaket olur.”

İsviçre gazetelerinden Neue Zürcher zeitung’un aynı konuya ayırdığı satırlarla basın özetlerine son veriyoruz:

“Amerikan sağlık sisteminin kimseyi memnun etmediği söylenemez. İşveren tarafından sigorta ettirilen, genellikle iyi sağlık hizmeti alıyor. Sistemin iki kusuru var. Biri, her altı Amerikalıdan birinin sağlık sigortasından mahrum kalması. İkincisi de Amerikan sağlık hizmetlerinin, dünyanın en pahalısı olması. İkinci olumsuz faktörü sağlık sektörünün verimsizliğine bağlamak doğru olmaz. Amerikalıların %30’u obez. Aşırı kilolar hastalık riskini arttırıyor. ABD’nin, bütün vatandaşları kapsayan genel sağlık sigortasına sahip olmaması, öncelikle bir fakirlik sorunudur. Çoğu Amerikalının sigorta primini ödeyecek parası yok.”


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa