1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0701 Presseschau 1

7 Ocak 2011

Radikal Şii lider Mukteda El Sadr'ın Irak'a dönüşü, Macaristan'daki tartışmalı Basın Yasası ve Almanya'da Hür Demokrat Parti Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Westerwelle'nin siyasi akıbeti, basında öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/zubm

Üç yıldır İran'da bulunan ve ABD karşıtlığıyla tanınan radikal Şii lider Mukteda El Sadr'ın Irak'a dönmesi, ülkede saldırıların tırmanacağı yönündeki endişeleri beraberinde getirdi. El Sadr hareketi, yeni Irak meclisinde 39 milletvekilliği ve kabinede de 7 bakanlık elde etmişti. Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung konuyla ilgili yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

"İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi'nin tam da Mukteda El Sadr'ın Irak'a döndüğü zaman ülkeyi ziyaret etmesi, Tahran'ın bu komşu ülkedeki etkisini sağlama alma arayışında olduğunu gösteriyor. Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra ülkeyi yönetmek zorunda olan Başbakan Nuri El Maliki, Mukteda El Sadr olmadan parlamentoda gerekli çoğunluğu sağlayamaz. İran'ın baskısı olmasa, Mukteda El Sadr, üç yıl önce Bağdat ve Basra'da Sadr milislerini kanlı bir saldırıda bastıran Başbakan'ı desteklemez. Irak'ta geçen yıl ilkbaharda düzenlenen seçimlerin gerçek galibi kimdi sorusunun yanıtlamak, Nuri El Maliki'nin yeni hükümeti kurmasından bu yana kolaylaştı: Seçimleri Tahran kazandı. İranlılar, Irak'ta devlet kademelerinde, güvenlik güçleri içinde, ekonomide uzun süredir çok güçlü kollara sahip. Elbette Şiiler'in yönetimde olduğu Irak'ın politik açıdan öncelikle Tahran'la işbirliğine gitmesi, Körfez Bölgesi'nin yanı sıra Ortadoğu genelinde dengeleri değiştirir."

Düsseldorf'da yayımlanan Handelsblatt ise bugünkü sayısında, AB Dönem Başkanlığı'nı devralan Macaristan'ın, ülkedeki büyük şirketlere özel bir vergi getirmesini yorum sütunlarına taşıyor. Gazeteye göre Macaristan bunu yaparak, ekonomisini ayakta tutmaya çalışıyor:

"Küçük bir ülke olan Macaristan, Almanya'nın büyük şirketlerine meydan okuma riskine girmeye cesaret etti. Başbakan Viktor Orban, Alman Telekom, RWE ve Metro şirketlerinin özel bir vergi ödemesini istiyor. Şirketlerin buna karşı çıkması, beklenen bir gelişmeydi. Almanya Ekonomi Bakanı Rainer Brüderle'nin bu şirketlere destek verip, sırtlarını sıvazlaması ise kuşku uyandırıyor. Ekonomi Bakanı böyle yaparak kişisel çıkarların sözkonusu olduğu bu olayda onların avukatlığını yapmış oldu. Çünkü Alman ekonomisinin tamamı Macaristan konusunda şikayetçi değil. Macaristan Başbakanı, AB'nin yüksek borcu olan ülkelerden beklediğini yapıyor: Bütçesini yoluna koymaya çalışıyor. Alman hükümeti bunu AB genelinde ekonomik istikrarın sağlanması için desteklemeli."

Bugünkü gazetelerin geniş yer ayırdığı bir başka konu ise hükümet ortağı Hür Demokrat Parti'nin Stuttgart'ta düzenlediği toplantı. Partililerin istifa çağrısında bulunduğu Genel Başkan ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'nin bu toplantıda vereceği mesaj merakla bekleniyordu. Gazeteler Westerwelle'nin görevinden ayrılma niyetinde olmadığının altını çiziyor. Märkische Oderzeitung, Westerwelle'nin bu sınavı başardığı görüşünde:

"Westerwelle'nin yapabildiği en iyi şey, konuşmak. Ancak Westerwelle ve partisinin geleceği olup olmadığını, bu yıl yapılacak eyalet seçimleri gösterecek."

Ostthüringer Zeitung ise farklı görüşte. Gazeteye göre Westerwelle'nin Genel Başkanlık konusundaki en yakın rakibi Genel Sekreter Christian Lindner:

"Genel Sekreter Christian Lindner konuşmasında partili arkadaşlarını, vatandaşların ne düşündüğü ve ne istediğine daha fazla kulak vermeye davet etti. Lindner partililerin kendisine kucak açmasına, Westerwelle ise gönderilmeye ayarlanmış durumda."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa