1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

Hülya Topcu6 Kasım 2013

Alman gazeteleri Türkiye'nin AB üyelik süreci, İngiltere'nin Almanya'yı dinlediği iddiaları ve Münih'te Nazilerin gasp ettiği çalıntı sanat eserlerinin bulunmasıyla ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/1ACt5
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Dün Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakereleri kapsamında 22. fasıl olan 'Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu' faslı müzakereye açıldı. Badische Zeitung bugünkü sayısında Türkiye'nin AB üyelik sürecini analiz ediyor:

"AB, Türkiye'nin üzerine kapıyı sert biçimde kapatmamakla iyi yapıyor. Türkiye yakın bir tarihte üyelik için yeterli olgunluğa erişmiş olmayacak. Ayrıca tam üyeliğin AB entegresyon sürecine uygun bir model olup olmadığı ya da başka modellerin de gündeme gelip gelmeyeceği konusu tartışılabilir. Ancak aksi iddia edilemeyecek bir nokta var: Avrupa nasıl ki Türkiye için bir istikrar çıpası olarak öneme sahipse, Türkiye de jeopolitik konumu nedeniyle Avrupa için gözden çıkartılamayacak kadar önemli."

Bugünkü gazetelerde yankı bulan bir başka konu ise ABD Ulusal Güvenlik Kurumu'nun (NSA) dinleme skandalının ardından İngiltere'nin Berlin Büyükelçilik binasında da gizli dinleme faaliyetlerinin yürütüldüğü, Almanya'nın dinlendiği iddialarının ortaya atılması. Nürnberger Zeitung'un yorumu şöyle:

"Almanya'nın da dahil olduğu Batılı ülkelerin gizli servisleri dinleme faaliyetiyle kendileri açısından güvenliği sağlamış olmazlar, tam tersine güvensizliğe yol açarlar. Bununla aslında kendilerini koruması öngörülen demokrasiye de zarar vermiş olurlar. Şimdi bu faaliyetlerin gün ışığına çıkması iyi, çünkü tepki verme fırsatı var. Berlin'deki Amerikan Büyükelçiliği dinleme bölümünü çoktan etkisiz hale getirdi. Bu bile bir başlangıç."

Badische Zeitung aynı konuyla ilgili yorumunda ise İngiltere'yi sert bir dille eleştiriyor:

"Şimdi İngiltere Büyükelçisi de müttefikler arasında (İngiltere-Almanya) çok kısa aralıklarla Dışişleri Bakanlığı'nda yapılan ikinci ciddi görüşmeye katılmak zorunda kaldı. İngilizler de Berlin'deki siyasi çevrelerinde gizli bilgilere ulaşmak için Berlin'deki büyükelçilik binasında dinleme faaliyetlerinde bulundu. Hatta Başbakan James Cameron'un ABD Başkanı Barack Obama'nın dinleme faaliyetlerine son vermesinden sonra bile buna devam etmiş olması mümkün. Ayrıntılar bilinmiyor, ancak Cameron'un partnerlerinden hiçbiri, kandırılmış hissettikleri için İngiltere'ye gücenmiyor. Geçen hafta yapılan AB Zirvesi'nde ABD'nin dinleme faaliyetlerine gösterilen eleştiriye İngiltere Başbakanı hiçbir biçimde itiraz edemezdi. Bu arada Cameron dinleme faaliyetleri konusunda kendi ülkesinde Washington'dan daha cengaver biçimde hareket ediyor."

Bugünkü gazeteler Münih'te 80 yaşındaki Cornelius Gurlitt'in oturduğu dairede Naziler tarafından Yahudi koleksiyonculardan çalınan ya da "soysuz" bulunarak toplatılan yüzlerce ünlü tablonun bulunmasına de yer veriyor. Die Welt gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Naziler döneminde sanat eseri alım-satımıyla uğraşan herkes bu eserlerin yoğun bir biçimde piyasaya girmesinin nedenini biliyordu. Bu eserlerin alımı iyi niyet içermiyordu. Sanat eserleri alım/satımı yapan Hildebrandt Gurlitt bu resimleri 1945'ten sonra kazanç elde etmek için sakladı. Bu aslında, tamamlanmış bir hırsızlık vakası sonucuna varan, 'çalıntı mal bulundurma' şeklinde nitelendirilebilir. Federal Meclis bu nedenle cesur davranıp şunu diyebilir: Naziler tarafından izinsiz biçimde alınan eserler zaman aşımına uğramamış bir soygun mülküdür. 1945 yılından sonra bu eserleri bağlayan bütün sözleşmelerin hiçbir anlamı olmadığı gibi tıpkı Nazi dönemindeki diğer terör düzenlemeleri gibi geçersizdir. Bu, hakların geç de olsa iadesi anlamına gelir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Başak Özay