1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0604 Presseschau 2

6 Nisan 2011

Bugünkü Avrupa basınında Libya ve Fildişi Sahili'ndeki çatışmalar, Fransa'daki laiklik ve İslam tartışmaları ve Alman Hür Demokrat Parti içindeki Genel Başkan arayışı konuları dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/10oCK

Avusturya'dan liberal Der Standard gazetesi, Libya ve Fildişi Sahili'ndeki çatışmaları ele aldığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Libya operasyonu, BM'ye sert önlemler alabilmesi için, güçlü tezler sağlamış oldu. Eğer Kuzey Afrika'da siviller askeri yöntemlerle korunacaksa, o zaman Batı Afrika ya da başka bir yerde de olan bitenler görmezden gelinemez. Bir müdahalenin ne zaman haklı, ne zaman haksız olduğu gibi temel bir konudaki anlaşmazlığın sürdüğü, başta Rusya olmak üzere bazı ülkelerin sert eleştirileriyle gözler önüne seriliyor. BM dünya polisi haline mi gelecek sorusuna hala şüpheyle bakılabilir. Buna rağmen Libya ve Fildişi Sahili örnekleri, birbirinden farklı da olsa, gelecektesivillerin korunmasının hangi koşullarda mümkün olabileceğini gösteriyor."

Fransız Le Monde gazetesi bugünkü sayısında Suriye'de son haftalardaki protestoları ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ın reform sözünü masaya yatırıyor:

"Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, bu olayın özünü örtbas edemeyecek. Reform yapabilme gücü neredeyse sıfır olan bir rejimin başında. Yolsuzluğa karşı verdiği mücadele, sadece bahane. Kuzeni, işadamı Rami Mahluf etkili olduğu alanlarda zenginliğine zenginlik katmaya devam edecektir. Eğer halihazırdaki güvenlik birimleri korunup devam ettirilecekse o zaman Olağanüstü Hal Yasası'nın ortadan kaldırılması da tatminkar değil. Sonuç: Beşar Esad'ın babası Hafız Esad'dan miras aldığı Baas Parti devletinin günleri, engellenemez bir biçimde sayılı."

Fransız La Croix gazetesi ise Fransa'daki İslam ve laiklikle ilgili yapılan tartışmaları ele alıyor. Gazete Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Halk Hareketi Birliği'nin, Müslümanlara karşı alınmasını istediği önlemleri şöyle değerlendiriyor:

"İktidar partisi laikliği savunma bahanesiyle, sanki Müslümanlar gelenekleri ve inançları nedeniyle ortak bir yaşamın önünde engel teşkil ediyormuş gibi, tartışmaya mezhepsel bir yön vermekten vazgeçmiş değil. Kesin olan, tarikatçılığa bir kayışın olduğu, ama bu sadece İslam'da olmuyor. Kardinal Andre Vingt-Trois'in dün söylediği gibi, buna karşı mücadele edilmesi için, laiklik konusunda dar bir anlayışa sahip olmak gibi bir hataya düşmek yerine, hoşgörü ve anlayış konusunda var olan metinler uygulanmalı, kullanılmalı."

İsviçre'den Basler Zeitung bugünkü sayısında, Alman Hür Demokrat Parti içinde genel başkanlığı bırakacağını açıklayan Guido Westerwelle'nin yerine Sağlık Bakanı Philipp Rösler'in gelmesinin planlanmasını ele alıyor:

"Philipp Rösler Mayıs ayında düzenlenecek Hür Demokrat Parti kongresinde yeni Guido Westerwelle olacak. Ancak Rösler tam da bunu, yani yeni Westerwelle olmayı istemiyor. Çünkü Hür Demokrat Parti'de Westerwelle konusunda bir bıkkınlık hakim. Parti yetkilileri işte bu nedenle yeniden can kulağıyla dinlemek istedikleri birini başa geçirmek için Rösler'le demir alıyor. Hür Demokrat Parti şimdi daha değişimin başlangıcında olmasına rağmen, bu durum Berlin'deki iktidar mekanizmasını değiştiriyor. Çünkü Rösler Westerwelle'den aynı zamanda Başbakanlık Yardımcılığı görevini de devralacak. Böylece Başbakan Angela Merkel'in liberallerdeki birinci muhatabı olacak. Rösler daha geçen sonbaharda, Bavyera'daki bir halk festivalinde Başbakan Merkel'i barbi oyuncak bebeklere benzetmişti."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu