1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

05.07.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ayşe Tekin5 Temmuz 2005
https://p.dw.com/p/Abq2

Alman ve Avrupa basınında bugün öne çıkan konular, yarın başlayacak G-8 Zirvesi, Irak’ta yaşanan işkence olayları ve Almanya’daki seçim tartışmaları. Düsseldorf’da yayımlanan Handelsblatt, G-8 Zirvesi’ne katılacak liderlerin iç politikadaki pozisyonlarına uyacak uzlaşmalar aradıklarını vurguluyor:

“Schröder, Başbakanlık döneminin sonunda Bush ile Blair arasında arabuluculuk yapmayı deniyor. Schröder, kapanış bildirgesinde çevre koruma konusunun Bush’u kızdırmayacak kadar yer almasını önerirken, Bush da Schröder’in Afrika’ya yardım konusundaki önerisine destek veriyor. Afrika ülkelerine yardıma evet, ama sadece durumlarını iyileştirenlere, yani kriz ya da savaşları sona erdirip, yolsuzlukla mücadele eden, pazar ekonomisini destekleyenlere yardım edilmeli... Oysa Almanlar’ın hafta sonunda Live 8 konserlerine gösterdikleri ilgi, Schröder’den çok, Afrikalı çoçukların kurtarıcısı rolünü üstlenen Blair’in popülist önerisine destek anlamına geliyordu. Schröder seçim öncesi, Afrika’nın sorunlarının mali yardımla çözülemeyeceğini açık yüreklilikle söylüyorsa, bu onu onurlandırır.”

Brauenschweiger Zeitung, Afrika Birliği toplantısına evsahipliği yapan Libya lideri Muammer Kaddafi’nin G-8 ülkelerinin yardımını reddetmesini yorumluyor:

“Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi, yardım koşullarını kabul etmenin onur kırıcı olduğunu söylüyor. Dünyanın iki bloğa ayrıldığı dönemde diktatörlerin destek bulmaları kolaydı. Oysa şimdi endütstri ülkelerinin, yardım için talepleri var: Daha fazla demokrasi, politik ve ekonomik istikrar. Bu durumda, Kaddafi’nin Batı’dan gelen yardımı onur kırıcı bulması anlaşılır. Ama destek bulması mümkün değil. Kuşkusuz yardım alan ülkeler de projeleri gözden geçirmeliler, ama koşul konulduğu için yardımı reddetmek anlamsız.”

İtalya’dan La Republicca gazetesi G-8 Zirvesi’ne farklı bir açıdan bakarak “Yaklaşık 30 yıl önce Rambouillet Sarayı’nda doğan bu girişimin ömrü doldu. Dünya ekonomisini yönlendirmek isteyen zengin ülkeler klübü, küreselleşmenin motoru oldu. Bu başarı bugün artık G-8 zirvelerini gereksiz kılıyor” diyor.

Avusturya’dan Kurier gazetesinin yorumunda G-8 ülkelerine farklı bir yol öneriliyor:

“Varsıl ülkeler politikalarını dikte ettirmek yerine ellerinde olanı paylaşmayı öğrenmeliler. Yoksul ülkelerin tek gelir kaynakları olan hammadde fiyatları varsıl ülkerin borsalarında belirleniyor. Fiyatların düşük tutulması, sadece Avrupa ve Kuzey Amerika’daki tüketicinin işyine yarıyor, Afrika’daki üreticinin değil. Adil fiyatlar, tüketiciye de yansıtılmalı.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi bir başka konuyu Irak’ta polisin işkence yaptığı haberini yorumluyor:

“Şimdi birileri, Iraklılar Saddam zamanından da karakollarda işkenceye alışıktı, diyebilir. Ancak Saddam rejimi zaten demokratik, insan haklarına saygılı bir rejim değildi; yeni Irak hükümeti ise böyle bir rejim kurmak için yola çıktı. Bu yüzden, Irak polisinin direnişçilerle mücadele ettiği bahanesine sığınılamaz. Tam da bu yüzden, radikal dinci ya da politik gruplar Irak’taki yeni düzeni yıkmaya çalıştığı için devletin temsilcilerinin, ülkede kaos yaratmak isteyenlerle aynı yöntemlere başvurmamaları gerekir.”

Almanya’nın en çok satan gazetelerinden Bild, Hristiyan Demokratlar’ın, Schröder hükümetinin çevre vergisini devam ettireceğini ilan etmesini eleştiriyor:

“Hristiyan Demokratlar’ın seçim sloganı: Gerçek için cesaret. Evet, ama bu slogan, seçmenden açık çek isteme anlamına gelmemeli. Hristiyan Demokratlar’ın çevre vergisini devam ettirmek istemeleri şaşırtıcı... Hristiyan Birlik partilerinin bu vergiye yönelik eleştirileri hala kulaklarımızda çınlıyor.”

Berlin’de yayımlanan Tageszeitung Sosyal Demokrat Parti’nin seçim programını mercek altına alıyor:

“Sosyal Demokratlar’ın dün kabul ettikleri seçim programı partiyi yeniden sola çekmeyi deniyor. Ama programı hazırlayanlar kendileri ile çelişki içindeler. Parti liderliği, Schröder’in “Gündem 2010” adlı reform planlarının devamından yana. Bu durumda seçim programındaki dayanışma ve sosyal adalet kavramları havada kalıyor. Sosyal Demokratlar ilkesel bir düzeltme yapmıyor, toplumsal baskıya boyun eğiyorlar.”

Berlin’den bir başka gazete Berliner Zeitung’da Sosyal Demokratlar’ın seçim programını çelişkili buluyor:

“Gerhard Schröder seçim programından memnun ise, daha önceki politikasının başarısız olduğunu düşünüyor olmalı. Ya da en azından bu programı devam ettirecek gücü kalmadı ve şimdi kendini akıntıya bırakıyor. Bir anda dün yanlış olanın bugün doğru kabul edilmesi başka türlü açıklanamaz.”