05.02.2007 - Alman basınından özetler...

Frankfurter Rundschau gazetesi, Alman Başbakanı Angela Merkel’in Orta Doğu gezisini şöyle değerlendiriyor:

“Orta Doğu Dörtlüsü’nün canlandırılmasının ardından Merkel’in ılımlı Arap rejimlerine umut bağlama yaklaşımının neye yarayacağı kuşkulu. Orta vadede iktidarlarından olma korkusu yaşayan hükümdarlar gelecek vizyonlarından çok, önce hep kendilerini güvenceye almayı düşünür. Bu durumda, Avrupa’dan gelen ziyaretçilerin söyledikleri iyi niyetle görüş açıklama kategorisine girer. Politikacılar önümüzdeki günlerde hangi yeni barış planını ortaya atarsa atsın, bunlar Arap toplumlarında ancak toplumsal ilerlemeyle bağlantılı olduğunda popülarite kazanacaktır.”

Tageszeitung gazetesi ise Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu’da etkinliğini yitirdiğini belirterek, şöyle yazıyor:

“Avrupalılar, bölgede siyasi barış sağlanması için kendi fikirlerini ortaya koyarak, Washington’u savunma pozisyonundan çıkarmaya bile hazır değil. Oysa bunalım bölgesi Orta Doğu’nun tehlikeli stratejik yakınlığı nedeniyle, tam da bu Avrupa’nın en temel çıkarı. Başbakanın oryantal kahve gezisi Orta Doğu’da dümen kırmaya kesinlikle yetmeyecek.”

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’un analiz yeteneğine hiçbir zaman güven duyulamayacağını savunan Neues Deutschland gazetesiyse Irak’taki durumu ele alıyor:

„Bugün Irak’ın çektiği bütün belalar, o uluslararası hukuka aykırı bir savaşla bu ülkeyi kuşkusuz barbar olan bir rejimin kıskacından çıkarıp, ölümcül terörizmin tuzağına düşürmeden önce kendisine anlatılmıştı. Bu belalardan şimdi kukla El Maliki’yi sorumlu tutmak, “yakalayın hırsızı” diye bağırmaya benziyor.”

Financial Times Deutschland ise bugün iklim koruma tartışmasına değiniyor. Alman otomotiv sanayiinin yedi yıl önce verdiği, iklim dostu arabalar geliştirme sözünü tutmadığını hatırlatan gazete, „dar görüşlü sanayi politikalarıyla BMW, Porsche ve Mercedes’in neden korunduğunu sormak gerekiyor“ diyor.

„Atmosferin ısınmasını, Münih ve Stuttgart’ta müşterilere daha ucuza gelen, daha tasarruflu motorlar üretmeden de frenlemek kuşkusuz olanaklı. Fakat Alman otomotiv sanayiini güçlendirmek isteyenlerin bu riske girmesi olanaksız.“

Tagesspiegel gazetesiyse, vatandaşların iklim koruma tartışmasına yaklaşımına eleştirel gözle bakıyor:

„Kimse çocuklarını kreşten Range Rover’la almaya ya da alışveriş yapmak için Londra’ya uçmaya mecbur değil. Sanayi üç litre tüketen arabaları sunduğunda biz tüketicilerin bunları satın almamış olmamızdan da politikacıları sorumlu tutmak olanaksız. Yani Kenedi gibi, sadece devletin, Avrupa Birliği’nin veya Birleşmiş Milletler’in iklim koruma amacıyla ne yapabileceğini değil, her bireyin nelerden vazgeçmeye razı olduğunu da sormamız gerekli.“

Tageszeitung gazetesiyse, Almanya’nın iklim korumaya yaklaşımını eleştiriyor:

„İklimin korunmasına evet, ama bunun Alman ekonomisinin canını yakmasına hayır! Bu ikiyüzlülük ancak bağlayıcı uluslararası kurallarla önlenebilir. Böyle kurallara, hangi sanayi kollarının seçim kampanyasını finanse ettiği ve hangi lobicilerin baskı yaptığından bağımsız olarak her hükümet uymak zorunda kalır.“