04.07.2011 - Alman basınından özetler

Ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung'un "Atina ve AB için nefes alma molası" başlığı ile yayımladığı yorumda şu satırları okuyoruz:

“Euro Bölgesi'ndeki ülkeler ile Yunanistan belirli bir süre için rahat nefes aldılar. Elbette bu, geçici bir durum. Atina’nın iki ay içinde diğer kredi dilimlerini de ihtiyacı var. Yunanların o zamana kadar tasarruf hedeflerine ulaşmış olup olmayacaklarını ise kimse şimdiden tahmin edemiyor. Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin ek bir kredi paketi üzerinde anlaşıp anlaşamayacakları da belli değil. Bu durumda Atina’nın en geç sohbahara kadar bir B planı hazırlaması gerekecek.”

Hannover merkezli Neue Presse gazetesi aynı konudaki yorumunda, ağır mali krizlerin önüne geçebilmek için AB’nin genel olarak üye ülkelerin milli bütçelerini kontrolden geçirmesi ve bütçelere onay vermesi gerekeceğini vurguluyor. Yorumun devamını okuyoruz:

“Bu ise üye ülkelerin ulusal parlamentolarının en önemli yetki alanına müdahale etmek anlamına gelir. Özellikle Almanya gibi varlıklı ülkeler böyle birşeye hazır değil. Zaten müdahelede bulunabilmek için anayasada değişikliğe gitmek gerekiyor ki, kimse bunca radikal bir girişimde bulunacak kadar Avrupa sevdalısı da değil!”

Leipziger Volkszeitung da krizlerle boğuşanYunanistan açısından en kötü senaryoların en azından sonbahara kadar gündemden kalktığına işaret ediyor. Gazete yorumun devamında şu görüşleri savunuyor:

“Euro Bölgesi maliye bakanlarının Yunanistan’a 12 milyar euroluk acil yardım kredisine yeşil ışık yakmalarıyla, ülkenin devlet iflasına düşmesi önlenmiş oldu; en azından bir süre için. Zira Yunanistan, uluslararası mali piyasalar ve kurtarıcı euro ülkeleri bu önlemle sadece biraz daha rahat nefes alma ânı yakalamışlardır. Yunanistan krizi çerçevesindeki finans politikaları açısından son derece gergin durum göz önüne alındığında, ulaşılan bu sonuç da olumlu bir gelişme olarak algılanmalıdır.”

Münchner Merkur gazetesinden seçtiğimiz yorum, Uluslararası Para Fonu IMF’nin eski başkanı Dominique Strauss-Kahn’ın serbest bırakılması ve 2012’de cumhurbaşkanlığına olası adaylığı kapsamında kaleme alınmış:

“Fransa’daki Sosyalistler ön seçim sürelerini uzatarak, Strauss-Kahn’ın adaylığına imkan tanımak istiyorlar. Ama burada göremedikleri şey, Strauss-Kahn olayından sonra Fransa’daki siyaset sahnesinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gerçeğidir. Sadece sol seçmenler değil, diğerleri de, eski politika yıldızı Strauss-Kahn’ın son derece zengin ve ben merkezci bir kişi olduğunu ve kabul edilemez bir yaşam tarzına sahip olduğunu görmüş durumdalar. Strauss-Kahn’ın kadınlara karşı aşırı bir zaafı olduğunun kamuoyuna yansımış olması da, Fransızların hoşgörü sınırlarını zorluyor ve Fransız toplumunun daha önce görmezden geldiği bazı konularda duyarlı hâle gelmesine yol açıyor.”

Güney Almaya'dan Schwäbische Zeitung ise Strauss-Kahn’in serbest bırakılması kapsamındaki yorumunda farklı görüşler savunuyor:

“Gerçek şu ki, Strauss-Kahn davasındaki tanığın inanırlığı büyük zarar görmüştür. ABD'de sahte evrakla sığınma başvurusunda bulunmuş ve vergi bildiriminde kendisini olduğundan daha yoksul göstermiş olan birinin, mahkeme jürisi önündeki durumunun hiç de iç açıcı olmayacağı kesindir. Ayrıca, çocuğunu tek başına büyüten bu kişinin, uyuşturucu satan kişilerle ilişkisi olduğu şüphesi de güç kazanmıştır. Ancak, bu hizmetçi kadının, otel odasında Strauss-Kahn ile arasında olanları mahkemeye anlatmış olması da, onun mutlaka yalan söylediği anlamına gelmiyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa