1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0302 Presseschau 2

3 Şubat 2011

Bugünkü Avrupa basının ağırlıklı konuları Mısır'daki protesto gösterileri ve şiddet olayları ile AB liderlerinin Euro'nun geleceğini ele alacağı yarın Brüksel'de yapılacak zirve.

https://p.dw.com/p/109rF

Norveç'in muhafazakâr Aftenposten gazetesi Mısır'da şiddet olaylarının giderek tırmanmasını şöyle yorumluyor:

"Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in otoritesi geri dönüşü olmaksızın sona erdi. Aslında Mübarek'in yeni bir manevra yapması için hareket alanı da kalmadı. Mısır ordusunun protestoculara karşı şiddet uygulanmayacağı sözünü vermesi bir dönüm noktasıydı. Mübarek yanlıları ile karşıtları arasındaki son çatışmalar nedeniyle ülkedeki gelişmelerin istikameti yine ortada kaldı. Şimdi bu noktada, yeni şiddet olaylarının yaşanmaması ve demokratik, özgür seçimlere yönelmek belirleyici olacak. Güvenilir ve inandırıcı olmayan otoriter bir rejim, böyle bir sürece yön veremez. Halk içindeki farklı görüşleri, tavırları temsil edecek, geniş çaplı bir geçiş hükümetinin kurulmasının zamanı geldi."

İtalya'dan La Stampa ise konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Mısır'da müzelerin bulunduğu meydanda gecenin geç saatlerine kadar, aynı bayrak altında, ancak farklı görüşleri savunan ve birbirine tamamen zıt sloganlar atan iki grubun kanlı çatışmaları vardı: 'Hüsnü defol, Hüsnü görevinde kal.' Muhalefetin hiçbir zaman durumu kontrol altına alamadığı, ortaya çıktı. Eski firavun, görevini bırakmayı düşünmediğini muhalefete bildirmiş oldu. Mübarek'in bununla Washington'a gönderdiği mesajsa şuydu: 'Ülkede istikrar hâlâ benim."

Avusturya'dan liberal Der Standard gazetesi ise yorumunda, durumun daha da tehlikeli bir hâl alabileceğine dikkat çekiyor:

"Çarşamba günkü kanlı çatışmaları Mübarek rejimi kazanmış olabilir, ancak savaşı bu çatışma sahneleri nedeniyle kaybedebilir. Eğer ordu izin verirse, artçı savaş daha uzun ve kanlı sürebilir. Ordunun bu konudaki kararını bir an önce vermesi gerekiyor."

Yine Avusturya'dan muhafazakâr Die Presse yorumunda ABD'nin Mısır'a karşı tavrını mercek altına alıyor:

"ABD Başkanı Barack Obama için şimdiye kadarki görev süresi içinde yaşadığı en büyük dış politik kriz daha karmaşık hâle geliyor. Beyaz Saray'daki Obama, bu sorun konusundaki tavrını, düşüncesini göstermede çok gecikti. Obama'nın kriz yönetiminde, taraf tutma yerine ihtiyatlı davranma düşüncesi belirleyici oldu. Ancak Amerikan yönetimi şimdi çok somut olarak Mısır'da halkın tarafında yer aldı. 'Geçiş dönemi şimdi başlamak zorunda' ifadesi, bir dönüm noktasının yaşandığını gösteriyor. Washington bariz olarak şu intibayı edinmiş oldu: 'Mübarek bu politik fırtınayı atlatamayacak ve iktidarda kaldığı sürece gerçek reformlar yapılamayacak."

Bugünkü gazetelerin yer verdiği bir başka konu ise yarın Brüksel'de yapılacak, Euro'nun geleceğinin ele alınacağı AB liderler zirvesi. İsviçre'den Tages-Anzeiger, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in önerdiği rekabet paktını ele alıyor:

"Merkel şimdi üstlendiği yeni liderlik rolü için en azından kamuoyu önünde alkışlanıyor. Brüksel ya da bazı AB ülkelerindeki başkentlerde bazıları gafil avlandıkları hissine kapılmış olsalar da, Merkel'i eleştirmekten kaçınıyorlar. Çünkü Alman ilacının, Almanya'nın daha fazla para ayırmasının mükâfatı olacağını, sadece Zapatero değil, herkes biliyor. Euro bölgesi içindeki tasarruf çabaları, daha büyük bir paketin sadece bir bölümü anlamına geliyor. Hem Euro, hem de İspanya için tehlikenin sona erdiğini söylemek için henüz erken. Euro ülkeleri finans piyasalarını ikna edebilmek için kurtarma paketinin miktarını artırmak istemiyor, ancak uygun bir hale getirmeyi istiyor. Bu da ancak en büyük aidatı ödeyen Almanya'nın onlarla birlikte hareket etmesiyle mümkün olur."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu