1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.12.2011 - Alman basınından özetler

2 Aralık 2011

Almanya'da Neonazi cinayetleriyle ilgili soruşturma süreci ve İran ile Batı arasında artan gerginlik, bugünkü Alman basınında yer alan başlıca yorum konuları…

https://p.dw.com/p/13LFA

Almanya’yı sarsan Neonazi terörüyle ilgili soruşturmada polis halktan yardım istedi. Üzerinde ikisi ölmüş, biri tutuklu bulunan, terör hücresinin üç üyesinin bulunduğu afişler dağıtılacak. Böylece 1998 yılında gözden kaybolan üçlünün faaliyetleriyle ilgili açıkta kalan soruların aydınlatılması hedefleniyor. Ancak polisin bu girişimi eleştirileri de beraberinde getirdi.

Leipziger Volkszeitung'un yorumu şöyle:

“Çaresizlik. Dünkü basın toplantısı başka türlü tanımlanamaz. Federal Başsavcılık ve Federal Emniyet Teşkilatı halka sesleniyor, Neonazi cinayet serisi ile ilgili soruşturmada halktan yardım istiyor. İki haftanın ardından güvenlik birimleri ve yargının, soruşturmada yanıttan çok bilmecelerle karşı karşıya olduğu açıkça görülüyor. En azından bunu itiraf ediyorlar. Federal hükümet ise eski şablonlarda ısrar ediyor.”

Süddeutsche Zeitung da soruşturmada gelinen noktanın bir nevi vicdan azabını yansıttığını ve yaşananları telafi etme yönünde nafile bir girişim olduğunu belirtiyor:

“Bu çağrı tabii ki meşru ama şu an soruşturma üzerinde oluşan büyük baskı biraz rahatsız edici boyutta... Soruşturmayı 420 kişilik bir ekip yürütüyor, bu ekibin yüz memurla takviye edilmesi planlanıyor... Soruşturmanın bu kadar geniş kapsamlı olmasında, bu işin yıllarca geciktirilmiş olmasının payı olduğu açık. Bu baskının arkasında, kendi hataları karşısında, güvenlik birimleri arasındaki kopukluk konusunda duyulan vicdan azabı yatıyor. Sanki telafi edilemeyecek bir şey bu şekilde telafi edilmek isteniyormuş gibi. Eğer terör üçlüsünün izlediği yol, yardımcıları ve arkasındaki adamlar, aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti ile bağlantıları açıklığa kavuşturulursa, bunun ardından ikinci atak gelmeli. Soruşturma sürecinde yapılan hatalar, güvenlik birimlerindeki yapısal eksiklikler aydınlatılmalı. Ve Federal Emniyet Teşkilatı ile Federal Başsavcılık şu anki soruşturma heyecanı içinde bunu unutmamalı.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Almanya’nın tüm gücüyle aşırı sağ terör grubunun işlediği suçları aydınlatmaya çalıştığı mesajı verdiğini belirtiyor ve ekliyor:

“Bir başka önemli mesaj ise zamanında cinayetleri aydınlatmaya çalışan makamların tamamen başarısız olduğu ya da aşırı sağı görmezden geldikleri suçlamalarının doğru olmadığıydı.”

İran ile Batı arasında gerilim tırmanırken İsrail ve ABD'de İran'a askerî saldırı düzenlenmesini isteyen sesler yükseliyor. Braunschweiger Zeitung'un yorumu şöyle:

“İran güvenlik için bir tehdit haline geldi. Çünkü Tahran rejiminin köşeye sıkıştırıldığında ne tür budalaca eylemler içine girebileceği bilinmiyor. Ama bu politika, aynı zamanda ABD ve İsrail'de nükleer tehdidi başından yok etmek için askerî saldırı isteyen güçleri teşvik ediyor. Gerilimdeki tırmanma tehlikeli bir seviyeye ulaştı. Bir savaş tehlikesinden söz etmek artık karamsar bir tahmin değil, gerçeklik haline geldi.”

Süddeutsche Zeitung'un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“İran ile Batı arasında büyük bir pazarlık yoluyla çıkarların karşılıklı dengelenmesi umudu şimdilik rafa kalkmış görünüyor. ABD Başkanı Barack Obama'nın 2012 seçimleri nedeniyle hareket alanı kısıtlı. İran rejimi de ülke içindeki iktidar mücadelesi nedeniyle felç olmuş durumda. Bu kavga mart ayındaki meclis ve sonraki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle daha da kızışacak. Bu nedenle şu an en önemlisi bir ikilemden kaçınmak, yani İran'ın atom bombası ile İran bombardımanı arasında seçim yapma noktasına gelmemek. AB'nin bir bütün olarak uyguladığı yaptırımlar, Tahran'ın hâlâ anlayabileceği son mesajlardan biri. Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri ayrıca Moskova ve Pekin üzerindeki nüfuzunu da kullanmalı. Gerçi bu stratejinin de başarı şansı çok yüksek değil. Ama diğer tüm kötü seçenekler arasında en iyisi.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Hülya Köylü