1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.11.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Seda Serdar2 Kasım 2006

Alman basınında bugün dış politika alanında, Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’ın Özbekistan ziyareti, Türkiye’nin AB ile ilişkileri ve Alman Savunma Bakanı’nın Lübnan ziyareti konularındaki yorumları seçtik. Iç politika alanında ise Alman Çevre Bakanlığı’nın “yeşil sanayi politikası” hakkındaki girişimini ele aldık.

https://p.dw.com/p/AbkV

Dış politika alanında Alman basını bugün üç konuya ağırlık verdi. Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinemeier’ın Özbekistan ziyaretine ilişkin yorumunda Volksstimme gazetesi şunları yazdı: “Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan’da eski Komünist Parti liderleri yönetimde. Ülke, yöneticilerin etrafında kurulmuş durumda ve insan hakları alanında başarısızlık hat safhada. Alman hükümeti bu resmi ziyaretleri gerçekteştirmeden önce iyice bilgilendirildi mi? Geçen sene Andican katliamını teröre karşı önlem alma olarak göstermeye çalışan Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov’un önünde diz çökmek söz konusu değilse, evet, Alman hükümeti iyice bilgilendirilmiş demektir. Eğer Steinmeier bu saldırıyı gerçekleştiren insanlar ile uzun dönemli bir işbirliği ile daha fazla açıklık ve insan haklarına saygı konusunda bir baskı oluşturabilirse, ziyaret işe yaramış olacaktır.”

Alman basınıda dış politika alanındaki ikinci konu ise, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkileri. Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile mevcut ilişkilerini şu şekilde yorumladı: “Bir çok ince iplikten oluşan Türkiye–AB müzakereleri, uzun zaman önce çözülemeyecek kadar düğümlenmiş durumda. Bir makasla bunu kesmenin, diğer bir deyişle tüm olayı askıya almanın, bir yardımı dokunur mu acaba? Evet, belki de bir yardımı olur. Ancak, sadece gerçekçi bir sebep gösterilerek bu yapılabilir. Kıbrıs ikilemi bunun için uygun değil. Ankara bu konuna haklı. Ancak düşünce özgürlüğü, vatandaşlık hakları ve dinler arasında eşitlik gibi temel özgürlükleri içeren konularda Ankara hükümetinin reform sürecinde sergilediği gevşemelere karşı sert yaptırımlar olmalı. 2007 seçimleri öncesi, nezaket icabı, Erdoğan Hükümeti ordunun zararlı boyutta etkisi ve yükselen milliyetçilik konularında dizginleri çok fazla elden bırakmış halde.”

Dış politika alanındaki üçüncü konumuz ise, Almanya’nın Lübnan misyonu. Bu konuya yer veren Rheinpfalz gazetesi, “Alman hükümeti Parlamento’yu aldattı mı?” diye soruyor ve yoruma şöyle devam ediyor: “Alman Parlamentosu bu konuyu şiddetle tartışıyor. Hükümetin asker gönderme şartlarını açıklaması ya da en azından savunma komitesinin kullanımına açması inandırıcı bir adım olacak. Böylece, Başbakan’ın, Savunma ve Dışişleri Bakanları’nın iddia ettiği gibi, Lübnan sahilinde görev yapan Alman askerinin sınırsız hareket etme hakkı olup olmadığı açıklığa kavuşmuş olur. Savunma Bakanı Jung ise, bugünden itibaren Orta Doğu ziyaretini bu konuya açıklık getirerek değerlendirebilir.”

Alman basınında iç politika konusunda ise, Alman Çevre Bakanlığı’nın “yeşil sanayii politikasını” ön plana çıkıyor. Tagespiegel gazetesi Federal Çevre Bakanı Sigmar Gabriel’in ‘yeşil sanayii politikası’ girişiminin Alman iş dünyası tarafından övüldüğünü yazdı. Tagespiegel bu girişimin, iklimi koruma politikası ile bağlantılı olduğunu söyledi ve şu şekilde devam etti: “Gabriel, dairesinin iş dünyasından temsilcilerin de katılacağı bir ‘yenilikçi danışmanlık’ grubu oluşturmayı hedeflediklerini söyledi. Danışman Roland Berger ise, kısa süre içerisinde çevre dostu olan bir sanayii politikası hakkında detaylı bir rapor hazırlayacak. Çevre Bakanı Gabriel, Sosyal demokratlar tarafından da destekleniyor. Başbakan yardımcısı olan Franz Müntefering Gabriel’in fikrini ‘geleceği belirleyecek bir fikir’ olarak nitelendirdi.”