1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

2 Mayıs 2012

Alman gazetelerinin yorum sütunları ağırlıklı olarak, 1 Mayıs gösterilerinde dile getirilen taleplere ve Ukrayna’da düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası öncesindeki boykot krizine ayrılmış.

https://p.dw.com/p/14nkn
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung 1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili şu değerlendirmede bulunuyor:

“Ülkelerin ekonomileri ancak, sendikalar, işverenler ve hükümetin eşit hizada buluşmalarıyla iyi bir konuma gelebiliyor. Metal ve elektronik sanayisi Almanya'daki en önemli branş, zira dünyanın en iyi makinelerini üreten yüksek kalifiye elemanlar yüksek maaş alıyor. Sağlık branşında ve eğitim alanında ise, maaşlar ve çalışma şartları hiç de çekici olmadığı için, birçok kadro boş.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung da konuyla ilgili şu yorumu sunuyor okuyucularına:

“Alman sendikalar rahatça konuşuyor. Önceleri her yola başvurarak Almanya'da engellemeye çalıştıkları ‘ekonomik büyüme paktının' Avrupa'da yürürlüğe girmesini talep edebilirler. Son 10 yıl zarfında Almanya'da bu nitelikte iki program uygulandı. Bu iki program Almanlara küçük bir ekonomi mucizesi yaşattı ve sendikaların da güçlenmesini sağladı. Ancak bunun böyle olacağını pek öngörmemişlerdi, zira ikinci programın sadece birinci programın ardından uygulamaya sokulmasıyla başarılı olduğunu görmezden geliyorlar. Zaten tersi onların daha çok işine gelirdi. Önce konjonktür paketi, reformlar ise günün birinde. Sendikalar ve Sosyal Demokratların istekleri yine aynı yönde. Onları kim ayıplayabilir ki?"

Mannheimer Morgen gazetesi ise, Ukrayna’da hapiste bulunan eski Başbakan Yulya Timoşenko’nun serbest bırakılmaması halinde Alman siyasetçilerin turnuvaya katılmayacakları yönünde çıkan haberlerle büyüyen boykot krizini taşımış yorum sütununa:

“Boykot! Başka bir ülkeye kaydırma! İptal!... Siyasetçilerin ve spor yöneticilerinin, başlama düdüğünün çalmasına kısa bir süre kala Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in otoriter rejiminin hataları ile ilgilenmeleri tabii doğru. Ancak, izninizle, sürdürülen ateşli tartışmalar göstermelik geliyor. Bugün siyasetçilerin eleştirdiği tüm noktalar, Timoşenko'nun cezaevi işkencesine maruz kalmaya başlamasından önce de vardı. Avrupa yönüne kırılan dümen, 2010 Şubatından bu yana otoriter rejim yönüne çevrilmiş durumda. Ancak bugüne kadar pek kimsenin umurunda değildi bu. Oysa önemli olan, sadece büyük bir organizasyon öncesinde değil, sürekli olarak gözetlemek, uyarıda ve talepte bulunmak. Zira bu organizasyon olup bittikten sonra ne olacak? Ukrayna'yı tekrar unutacak mıyız?”

Die Welt gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Şimdi bir de boykot mu? Böyle bir şey, çok geç uyanmış birinin nahoş, telafi niteliğinde bir hareketi gibi olur. Spor ve siyaset, bu spor olayı çerçevesinde ulaşabileceğine ulaştı. Yani Karkiv kenti stadyumu üzerinde yoğunlaşan ilgi birkaç kilometre ötedeki kadınlar hapishanesine; yeşil sahadaki kaslı futbolculardan, ülkelerinin geleceği için mücadele veren muhaliflere yöneldi. Şampiyonanın boykot edilmesi, sadece siyasî sıkıntıların sporla çözülememiş olması sonucunu getirmeyecek, aynı zamanda kapıların çarpılmasıyla durumun daha da kötüleşmesi riskini doğuracak. Ve Avrupa Futbol Şampiyonası'na hazırlanan milyonlarca vatandaşa, ‘Avrupa sizi istemiyor' mesajını verecek. Bu yanlış bir mesaj olur.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Aydın Üstünel

Editör: Beklan Kulaksızoğlu