1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

2 Mart 2012

İran’daki genel seçimler, Rusya’daki muhalefet hareketi, Avrupa’daki malî kriz ve Afganistan’ın geleceği, bugünkü Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

https://p.dw.com/p/14D4P

İran'daki genel seçimler, Rusya'daki muhalefet hareketi, Avrupa'daki malî kriz ve Afganistan'ın geleceği, bugünkü Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

İspanyol El Periodico gazetesi, İran’da cuma günü düzenlenen meclis seçimlerini konu alıyor ve İranlıların fazla bir seçeneği olmadığını belirtiyor:

“İran meclisi kendine has bir meclis. Halk hâkimiyetinin vücut bulduğu bir merci değil. Hiyerarşi sıralamasında üzerinde Anayasa Koruyucular Konseyi bulunuyor ve burada dinsel düşünce her şeyin üstünde bulunuyor. Meclis sadece ikincil rol oynuyor. Seçimlerden pek bir şey beklememeli. Reformcular, 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri mücadelesinin ardından gelen zalim baskı sonucu ortadan kayboldu. Seçim her hâlükarda ultra muhafazakâr egemen sınıf arasında gücün nasıl dağıldığını gösterecek. Yani Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile dinî lider Ayetullah Ali Hamaney arasında bir iktidar sınavı olacak.”

Rusya’nın başkenti Moskova’dan Kommersant gazetesi, pazar günü yapılacak devlet başkanlığı seçimlerini şöyle değerlendiriyor:

“2012 seçimleri öncesinde Putin ilk kez kitlesel protestolarla karşı karşıya kaldı. Seçim kampanyalarına, meclis seçimlerinde sonuçlara hile karıştırıldığını savunan göstericilerin protestoları eşlik etti. Putin karşıtı ve yanlılarının düzenlediği gösterilerin seçim sonrasında da devam edeceği açık. Vladimir Putin seçimleri kazanırsa, toplumun bir kesiminin aktif protestosuyla karşılaşmaya devam edecek. Bu nedenle diyaloğa hazır olacak mı, ya da tam tersine tutumunu sertleştirecek mi, bu soru seçim mücadelesinin en önemli konularından biri olmayı sürdürüyor.”

Avusturya'dan Die Presse gazetesi ise Avrupa’daki malî krizi konu alıyor:

“Tasarruf, yeni bir başlangıcı mümkün kılmak için yapılıyorsa bir anlamı var. Ama AB’de bunun esamesi bile okunmuyor. Şu an sadece, malî piyasalara yeterli oyun alanı yaratacak sermayeyi ellerinde bulundurmaları için bankalara para aktarılıyor. Devlet bütçeleri ve bankacılığın ıslahı, malî kaynakların reel ekonomiye aktarılması yoluyla yapılsa çok daha anlamlı olur. Örneğin bankalar kamulaştırılacaksa, banka faaliyetlerinin de toplumun ortak yararına uygun bir şekilde değiştirilmesi gerekir. Mesela küçük ve orta ölçekli işletmelerin yatırım kredilerine ulaşımının yeniden kolaylaştırılması gibi. Ama devletler sadece bankaları finanse etmek için tasarrufa gidiyor. Bu da devlet bütçesinin ıslahını zorlaştırıyor ve ortaya saçma bir sarmal doğuyor. Bu da sıkıntının çözümüne değil sadece devamına yol açıyor.”

Fransa’dan Paris Normandie gazetesi ise Afganistan’da Amerikan askerleriyle ilgili art arda gelen skandallar ışığında ülkedeki durumu değerlendiriyor:

“Tüm söylenenlere rağmen işgal ordusu, kendisini bir barış gücüne dönüştürmeyi başaramadı. Ama belirlediği hedef doğru: Ülkede güvenlik ve demokrasiyi dışarıdan yardım almadan koruyabilecek bir şekilde Afgan ordu ve polisinin eğitilmesi. Hatta bu tek çözüm. Taliban ülkenin geniş kesimlerinde kendi hukukunu uyguluyor. Kaybettikleri konumu ve hatta siyasî iktidarı yeniden ele geçirmek için yabancı askerlerin ülkeden çekilmesini bekliyorlar. Bunu önleyebilmek için bizim askerlerimiz de acilen yerli bir ordu eğitmeye çalışıyor. Ama bunun için kesinlikle çok geç. Bunu başarabilmek için öncelikle Afganların kalbini fethedebilmeleri gerekiyordu. Ve her savaşta olduğu gibi bu savaşta da inşa edebildiğimizden çok daha fazla yıkıma yol açtık.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ercan Coşkun