1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.02.2007- Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey2 Şubat 2007

Bugünkü Alman gazetelerinde Hrant Dink cinayetinin ardından Türkiye’ye eleştiriler, Alman Dışişleri Bakanı Franz-Walter Steinmeier’i terletmeye devam eden Murat Kurnaz vakası ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın İran’a savurduğu tehditlerle ilgili yorumlar ön palan çıkıyor.

https://p.dw.com/p/AbjU

Frankfurter Rundschau gazetesi, Hrant Dink’in cenaze töreninin Avrupa’da umut yarattığını, fakat Türk halkının genel duygularını yansıtmadığını yazıyor bugün ve neofaşist olarak nitelediği hareketlerle, Cumhuriyet Halk Partisi’ni sağ milliyetçi bir partiye dönüştürdüğünü savunduğu Deniz Baykal’ı eleştiriyor:

“Siyasi partiler, adalet mekanizması, ordu ve güvenlik kuruluşlarındaki aşırı muhafazakarlar Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığını kendi meslekleri için bir tehdit olarak görüyor. Buna karşılık reformcular Avrupa’ya entegre olmaktan ülke için demokrasi, siyasi istikrar ve ekonomik refah umuyor. Avrupa Birliği, Türkiye içindeki bu çatışmayı çözemez. Ama çözülmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle şimdi Hrant Dink ve Orhan Pamuk gibi Türkiye’de, ülkelerinin demokratik geleceği için mücadele edenleri güçlendirmek için, tam üyelik sürecini devam ettirmek her zamankinden daha çok önem taşıyor.

Tagesspiegel gazetesi ise, Almanya’da Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin yöneticisi Faruk Şen’in görüşlerine yer veriyor bugünkü sayısında:

„Avrupa Birliği, güncel Türkiye politikasıyla en önemli müttefiklerinden biriyle ilişkisini tehlikeye atıp atmadığını kendine sormak zorunda“ diyor Faruk Şen:

„Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği nihayet iki tarafın da çıkarına. Ama oraya giden yolun iki taraf için de yürünebilir olması gerekir. Herşey iyi giderse, milliyetçi terör belki de Türkiye’nin de bu yolu gerçekçi şekilde sürdürmesine katkıda bulunacak: Milliyetçi ideolojinin Türkiye’yi felakete sürüklediğinin anlaşılmasıyla.“

Financial Times Deutschland, Murat Kurnaz vakasında eski Başbakan Gerhard Schröder’in bugünkü Dışişleri Bakanı Franz-Walter Steinmeier’i savunan açıklamalar yapmasını ele alıyor:

„Schröder’in kurduğu cümleler akıllıca, ama Steinmeier’e faydası olmayacak. Çünkü Schröder, Sosyal Demokrat Parti’nin bugünkü koalisyon ortağı olan Birlik partilerinde hiç de güven duyulan birisi değil. Barış Başbakanı Schröder’in son sözleri bir suçlamayı ortadan kaldırmaya yetmedi: Onun hükümetinin insan hakları konusunda söyledikleriyle yaptıklarının her zaman aynı olmadığı suçlamasını. Tersine, Schröder’in sözlerinin bunun resmi tasdiki olarak anlaşılması da olanaklı.“

Die Welt gazetesi de, „kendini savunmak için şiddetli bir saldırı da tek başına yeterli değil“ diye yazıyor: „Schröder ve Steinmeier’in ortak geçmişlerini inatçı bir kararlılıkla savunmaları ikna edici değil. Bu geçmiş fazla berrak.“

Frankfurter Allgemeine Zeitung bugün, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın, mollaların elinde bir-iki bomba bulunmasının kötü olmayacağını ve ardından da İran’ın herhangi bir nükleer saldırıya girişmesi halinde Tahran’ın yerle bir olacağını söylemesini yorumluyor. Gazete „iki anlamlı açıklamaların, ‚düşünmesi olanaksız olanı düşünmeye’ başladığımızdan beri, nükleer stratejinin bir parçası“ olduğu düşüncesini savunuyor.