1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.01.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel2 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/AbwB

AB dönem başkanlığının İrlanda’ya geçmesi, İran’daki depremden sonra Washington - Tahran ilişkisi, Almanya’nın Hamburg kentinde İslami terör alarmı ve İsrail’in, Golan Tepeleri’nde yeni yerleşim birimleri kurulmasını öngören planı bu sabah Alman gazetelerinin yorum sütunlarında öne çıkan konular. Dresdner Neueste Zeitung adlı gazete, AB dönem başkanlığını İrlanda’nın devralmasını şöyle yorumluyor:

"2004, AB için kader yılı olabilir. Birliğin genişlemesi, Avrupa Parlamentosu seçimleri, yeni bir AB Komisyonu’nun görev başlaması ve mali alanda ve anayasa konusunda çözüm bekleyen birçok sorun, Brüksel’in gündemini dolduruyor. İrlanda Başbakanı Bertie Ahern, dönüşüm prensibinin kendisini kritik bir dönemde başkanlık koltuğuna oturduğunun farkında. Bu nedenle Ahern, dönem başkanlığının resmen başladığı 1 Ocak 2004 tarihinden de önce İrlanda’ya yönelik beklentilerin gereğinden fazla büyümemesine özen gösterdi. Ancak, bu bir dolu görevin küçük bir ülkeye denk gelmesi, belki de bir fırsat. 1973 yılında AB’ye üye olan İrlanda, bu yıl birliğe katılacak üyelerin problemleri için gereken anlayışa sahip olduğu kanısında. Dublinli yetkililer, ‘Kelt Kaplanı’ sıfatıyla tanınan ülkenin böylece, yeni üyelere örnek bile oluşturabileceğine inanıyor.”

Neue Osnabrücker Zeitung adlı gazetenin, İsrail’in, Golan Tepeleri’nde yeni yerleşim birimleri kurulmasını öngören planlarına yönelik değerlendirmesi ise kısaca şöyle:

”Ariel Şaron hükümeti, otobanda ters yöne giren, ancak fren yapacağına gaza basan bir sürücüye benziyor. Tel Aviv yönetimi, İsrail’in barışa niyetli olmadığı yönünde tüm dünyada şüphelerin artması için elinden geleni yapıyor. Duyurulan son kışkırtıcı planların başka bir açıklaması olamaz. İsrail’in, 1967 savaşında işgal ettiği Golan Tepeleri’ndeki yerleşim birimlerini genişleterek, İsrailli yerleşimcilerin sayısını iki katına çıkartma kararı alması, Ortadoğu sorununun çözümünü daha da zorlaştırıyor. Şu anki yerleşim birimlerini yıkmak yerine, yenilerini inşa etme kararı, ABD, Rusya, BM ve AB tarafından hazırlanan Ortadoğu Barış Planı ile bir anlamda dalga geçmek. Şaron hükümetinin bu adımı, Filistinli militanların fanatikliği ile benzerlik taşıyan bir kendini beğenmişliğin göstergesi.”

Hamburg’da askeri bir hastanenin İslami bir terör saldırısına hedef olacağı gerekçesiyle verilen terör alarmı, Süddeutsche Zeitung adlı gazetenin yorum sütununda ele alınmış:

”Kamuoyunun ne zaman uyarılacağı konusu, çok hassas bir nokta. Verilen alarmdan sonra, bu kadar çok sayıda birimin harekete geçmesi halkı olabilir, ancak beraberinde oluşan isteri dalgası, amerikanvari bir karakterdeydi... Hamburg’da yaşananların bir uyarı olması gerek. Korku vatandaşlara yansıyor, ama terörü yenmenin yolu bu değil. Tam tersi, teröristlerin amacı korku salmak ve özgürlüğe zarar vermek ise Hamburg’da bu amaçlarına ulaştılar.”

Kölner Stadt Anzeiger ise İran’ın Kirman bölgesini sarsan şiddetli deprem sonrası yardım elini uzatan Washington yönetimi ile Tahran yönetimi arasındaki ilişkiye değinmiş bu sabahki yorumunda:

”Ayetullahlar, içinde bulundukları güç durumda, ‘şeytan’dan, ABD’den bile yardımı kabul ediyor. Deprem, karşılıklı güvensizlik duvarını yıkmaya yetmedi, ancak temkinli bir yaklaşma için yine de bir şans var. Washington şu anda Irak ile o kadar meşgulki, başka bir ülkede rejim değişikliğini ayarlayacak imkanı yok. Öte yandan, Ayetullahlar da süper güç ABD’ye tek başlarına kafa tutamayacaklarının farkında.”

İran ve ABD arasındaki ilişki, bu sabahki uluslararası basından seçtiğimiz ilk yorumun da konusu. Avusturya’da çıkan Die Presse adlı gazete, İran’ın dış politik alanda bir açılma yaşaması gerektiği görüşünü savunuyor:

”Yıllardır süren dışarı kapalılık, ülkeye bir yarar sağlamadı. İslami rejim konusundaki memnuniyetsizlik, özellikle genç nesilde yaygın. İran’ın pencerelerini açıp, içeriye taze hava girmesine izin vermesi gerek. Bugüne kadar, can düşmanı olarak görülen ABD ile ilişkilerin normalleşmesi, gereken açılma için önemli bir temel oluşturacaktır. Amerikalılar’ın da bu noktada zekice ve hassas davranması ve Tahran ile yeni bir başlangıç fırsatını kaçırmaması gerek.”

Solcu liberal çizgisi ile tanınan Fransız gazetesi Libération ise yeni girilen yılda ABD’nin dünyadaki rolüne değinmiş:

”ABD’de 3 Kasım’da yapılacak başkanlık seçimleri, doğal afetler ve muhtemel yeni bir 11 Eylül dışında, 2004’ün en önemli olayı. Başkan Bush, dünyanın en fazla hakarete uğrayan politikacısı. Amerikan halkı da Bush hakkında ikiye bölünmüş durumda. Seçmenlerin yabana atılmayacak bir bölümü, özgürlüklerin, geleneksel değerlerin ve demokrasinin kısıtlanması ile ülkeyi yalnızlığa sürükleyen Amerika düşmanlığının artmasından endişe duyuyor.”

Ve İtalyan basını. Roma’da çıkan La Repubblica gazetesi, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in, II. Dünya Savaşı’nda müttefiklerin Normandiya çıkartmasının 60. yıldönümüne davet edilmesini şu satırlarla yorumluyor:

”Almanya ilk defa, Nazi rejiminin yenilgisini kutlayan ülkeler arasına kabul ediliyor. 10 yıl önce, dönemin Başbakanı Helmut Kohl, Normandiya’daki kutlamalara davet edilmemişti ve Fransa’dan bir davetiye gelmemesi de, Ren Nehri’nin diğer tarafında keyifleri epey kaçırmıştı.”