1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.11.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ayşe Tekin1 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/AboJ

Alman basınında bugün manşetlerde ve yorumlarda öne çıkan konu, Başbakan Angela Merkel’ın dün yaptığı hükümet açıklaması. Alman gazetelerinde, “Köln Halifesi” olarak kendini adlandıran Metin Kaplan’ın Türkiye’de ceza aldığı davanın Yargıtay’dan dönmesi ve Guantanamo’da tutuklu bulunan Murat Kurnaz’ın Almanya’daki oturma izni ile ilgili davaya da değiniliyor. Ayrıca Başkan Bush’un Irak’taki Amerikan birlikleri ile ilgili konuşması yorumlanıyor.

Başbakan Angela Merkel’in hükümet açıklamasında, ilk olması bakımından, içerik kadar retoriğe de dikkat edildi. Kimilerine göre, Angela Merkel ruhsuz ve renksiz bir konuşma yaptı, diğerlerine göre ise candan ve gerçekçi. Merkel’ın kullandığı “Daha fazla özgürlüğe cesaret edelim” sloganı, eski başbakanlardan Sosyal Demokrat Willy Brandt’ın “Daha fazla demokrasiye cesaret edelim” sözü ile karşılaştırılıyor ve koalisyon ortaklarına sinyal olarak nitelendiriliyor:

Kölner Stadt Anzeiger’in Merkel’in konuşmasıyla ilgili yorumu şöyle:

“Merkel, ‘daha fazla özgürlük’ kavramı ile koalisyon sözleşmesine manevi bir çerçeve verdi. Her halükarda özgürlük düşüncesi, koalisyon sözleşmesinde yer alan maddelerden daha geniş bir ufka işaret ediyor. Böylece böylece hükümetinin çalışmasının değerlendirileceği bir kıstas koymuş oldu.”

Berlin’den Die Welt gazetesi, Başbakan’ın konuşmasını “akıllı ve kısa bir süre önce karşıt olduğu koalisyon ortağına sıcak mesajlar verecek kadar, ılımlı” olarak değerlendiriyor ve “daha fazla özgürlüğe cesaret” çağrısı ile doğru bir yöne işaret ettiği yorumunu yapıyor.

Frankfurter Rundschau gazetesi ise “Daha fazla özgürlük” ifadesini, “Almanya’nın korunmaya değer sosyal düzeyini tehlikeye atacak bir ideolojinin unsuru” olarak değerlendiriyor.

Düsseldorf’tan Westdeutsche Zeitung’a göre ise Angela Merkel, Willy Brandt’a atıfta bulunarak “kırmızı çerçeveyi siyah içerikle doldurmaya çalıştı.” Yorum şöyle devam ediyor:

“Sosyal Demokrat Başbakan Yardımcısı Franz Müntefering şaka ile karışık, ‘bugünlerde siyah, koyu kırmızıya’ dönüştü, dese de ikna edici olamıyor. Willy Brandt’ın bir başka sözünü değiştirmek gerekirse, aslında hiçbir aidiyetleri olmayan iki partinin, Hıristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokratlar’ın bu kadar yakınlaşması iyi bir sinyal vermiyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung da hükümetin başarıya mahkum olduğu görüşünde ve “Büyük koalisyonun geniş omuzlarında büyük bir sorumluluk var” uyarısı yapıyor. Bonn’dan General Anzeiger de Merkel ve koalisyona bir fırsat vermenin adil olacağı görüşünde:

“Bu koalisyon ve bu başbakanın başarılı olma şansları var. Bu şansı hakettiler. Merkel, Almanya’nın başarılı bir hükümete ihtiyacı olduğunu söyledi. Bunun önündeki tek engel yine kendileri olabilirler. Ama Başbakan’ın dünkü açıklamaları umut verici idi.”

Avrupa basını da Merkel’ın ilk hükümet açıklamasına yer veriyor. Avusturya’dan Der Standart gazetesine göre Başbakan gerçekçi bir izlenim bıraktı:

“Merkel ilk ev ödevlerini tamamladı. Paris, Brüksel, Londra’yı ziyaret etti, ama aynı zamanda Berlin’de de hızla uygulamaya girişti. Almanya Başbakanı küçük adımlarla ilerleneceğini söylüyor. Çünkü Büyük Koalisyon’un da Almanya’nın ekonomik sorunlarını çözecek sihirli reçeteleri yok.”

İsviçre’den Berner Zeitung, Angela Merkel’ın konuşmasının çok etkileyici olmadığını, ama en azından tutamayacağı sözler vermediğini belirtiyor. İspanyol gazetesi ABC de Merkel’ın açık ve dürüst bir konuşma yaptığını belirterek, konuşmasını Thatcher’in enerjisi ile Kennedy’nin etkileyici retoriği arasında bir yere koyuyor.

Bir başka konuşmaya, Başkan Bush’un dün Maryland eyaletindeki Annapolis Harp Akademisi’nde yaptığı konuşmaya geçiyoruz. Almanya’dan Main-Echo şöyle diyor:

“Zaman Bush için de daralıyor. Yakında parlamento seçimleri için sandık başına çağrılacak olan Amerikan halkı huzursuz olmaya başladı ve en azından şu anda Irak’ta olan 150 bin askerin geri dönmesi ve savaşın sona erdirilmesi için bir plan görmek istiyor.”

İngiliz The Daily Telegraph gazetesi’ne göre Başkan Bush, Amerikan halkını Irak’ta daha uzun süre kalmaya hazırlıyor:

“Washington ve müttefikleri Irak’ta kalma süresi ve asker ihtiyacı konusunda yanıldılar ve yerel güçlere güvendiler. Şimdi, Irak’ın bütünlüğünü tehlikeye atan bir durumla karşı karşıyalar. Koalisyon güçleri hem Irak halkını korumak hem de teröristlerin eline propaganda malzemesi vermemek için, sürekli askeri mevcudiyet göstermek zorunda.”

Belçika’dan De Morgen gazetesine göre Bush’u konuşması sadece şovdu. De Morgen, Başkan Bush’un teatral konuşmasının içeriğinin de tamamen gerçeklikten uzak olduğunu, asıl tehlikenin de bu olduğunu belirtiyor.

Alman gazetelerindeki haberlerde Türkiye ve Türklerle ilgili iki davaya yer veriliyor. Türkiye’de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Metin Kaplan’ın davasının bozulması ve Guantanamo’da bulunan Bremenli Murat Kurnaz’ın oturma izni. Frankfurter Allgemeine Zeitung, Kaplan’ın yeniden yargılanması durumunda cezasının düşebileceğini ve birkaç yıl sonra serbest kalabileceğini yazıyor. Ayrıca Kaplan’ın serbest kalması durumunda Almanya’ya dönmek istediği hatırlatılıyor. Bremenli Murat Kurnaz davası ile ilgili haberde ise mahkemenin, Türk kökenli göçmenin oturma iznini elinde olmayan nedenlerle uzatamadığını kabul etmesi ve Amerikan yönetiminin uygulamasının Almanya’nın hukuk normlarına uymadığını vurgulamasına yer veriliyor.