1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0109 Presseschau 1

1 Eylül 2010

ABD Başkanı Obama'nın Irak Savaşı'nın bittiğini açıklaması, Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Sarrazin'in açıklamaları ve Alman Katolik Kilisesi'nin cinsel tacizle mücadele kararı basının yorum konuları...

https://p.dw.com/p/P1Ov
Fotoğraf: AP

ABD Başkanı Barack Obama dün ulusa sesleniş konuşmasında, Irak Savaşı'nın bittiğini açıkladı. Amerikan muharip birliklerinin Irak'tan çekilmesinin ülkede yol açağı sonuçlar, gazetelerde geniş yer buluyor. Braunschweiger Zeitung'un konuyla ilgili yorumu şöyle:

"ABD, acımasızlık ve korku arasında gidip gelen, paramparça olmuş ülkeyi terkediyor. Şiiler'le Sünniler arasındaki, ülke içindeki şiddet sarmalının tırmanmasına neden olan çatışmalar, daha da artacaktır. Irak Savaşı'ndan İran'ın zaferle çıktığının söylenmesi, çılgınlık gibi görünüyor. Oysa Tahran, Irak'ı zayıflatmak için ülkedeki kardeş kavgasını yıllardır körüklüyor. Sonuçta olup biteninin faturasını Irak halkı ağır biçimde ödeyecek. Yıllarca hiç de insani olmayan Saddam rejimi yüzünden acı çeken, şimde ise Amerikan politikasının enkazı altında kalan Irak halkı."

Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in, göçmenleri hedef alan açıklamalarının ardından hafta başında piyasaya çıkan, 'Almanya kendini yok ediyor' adlı kitabının yankıları sürüyor. Düsseldorf'da yayımlanan Handelsblatt, Sarrazin'in Alman Merkez Bankası yönetimindeki görevine son verilmesi taleplerini mercek altına alıyor:

"Uzun süredir kışkırtıcı açıklamalar yapan Sarrazin'in Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmesinin aslında istenmediği, bir sır değil. Berlin'e Hükümet Eden Belediye Başkanı Klaus Wowereit, bu pek sevilmeyen Maliye Senatörünü sepetlemek istediği için, Sarrazin Berlin ve Brandenburg eyaletlerinin, Alman Merkez Bankası'na yaptığı tavsiye girişiminin sonucunda bu göreve geldi. Sarrazin olayı, Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu'na üye seçilmesi sürecinin, ne kadar ölçüsüz ve layıkıyla yapılmayan bir süreç olduğunu gösteriyor. Bu süreç Alman Merkez Bankası'nın önümüzdeki dönemde yeniden zarar görmemesi için acilen değişitirilmeli."

Bugünkü Alman gazeteleri, Alman Katolik Kilisesi'nin art arda çıkan skandalların ardından cinsel tacizle daha etkili mücadele etmek için dün aldığı kararı da ele alıyor. Alman Piskoposlar Konferansı dün yaptığı toplantıda, bundan sonra cinsel taciz iddialarının tamamının hemen savcılığa bildirilmesi yönünde karar aldı. Stuttgarter Nachrichten kararı şöyle yorumluyor:

"Katolik Kilisesi ev ödevini yapıyor. Cinsel tacizle mücadele için belirlenen yeni çizgi, bunun örtbas edilmesi ve gizlenmesi uygulamasına karşı verilen önemli bir mesaj. Eğer kilise kendi bünyesindeki bütün cinsel taciz iddialarını doğrudan savcılığa bildirirse, o zaman olayla ilgili devlet dairelerinin yürüteceği kovuşturma, kilisenin kendi içinde yapacağı soruşturmadan nihayet daha fazla öncelik kazanacak. Kilisenin kendi içindeki soruşturmalar, bugüne kadar yeterince kiliseyi korumaya hizmet etti. Ancak Alman Katolik Kilisesi'nin dün açıkladığı yeni çizgi, kilisenin kaybettiği güveni yeniden kazanması yönünde atılmış bir adım. Daha fazla bir anlamı yok."

Rhein-Zeitung ise konuyu şöyle değerlendiriyor:

"Birçok suçlu Katolik Kilisesi içinde kendini güvende hissetti, çünkü savcılığın müdahalesi engellendi. Görev yerleri değiştirildi ve değişmeleri umut edildi. Yeni yerlerde de kendilerine kurbanlar aradılar. Kilise şimdi bütün cinsel taciz iddialarının savcılığa bildirilmesi zorunluluğuyla, buna bir son vermek istiyor. Çocuklara cinsel tacizde bulunanlar artık kilisenin kendilerini affetmesini umut edemeyecek. Trier Başpiskoposu, Stephan Ackermann ve beraberindekiler dün yaptıkları toplantıda, şimdiye dek var olan sistemi kıracaklarının sinyalini verdiler."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topcu


Editör: Beklan Kulaksızoğlu